İmam nikâhını ilan etmek şart mıdır? Dini nikâh olmadan yalnızca resmi nikâh yeterli olur mu?
İmam nikâhının kabul olması için herkesin bilmesi, yani ilan edilmesi gerektiğini duymuştum. Sadece anne babalar bilse, akrabalara duyurulmasa nikâh kabul olur mu? - Bir erkek, evleneceği kadın ile kendi nikâhını hiç şahit olmadan, bizzat kendi kıyabilir mi?
Değerli kardeşimiz,
İslam’a göre nikah, evlenme ehliyetine sahip ve aralarında evlenmelerine dini açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerinin) şahitler huzurunda “seni nikahladım, seninle nikahlandım, seni eş olarak kabul ettim, seninle evlendim.” gibi yoruma ve inkara imkan vermeyecek sözlerle, birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (icap ve kabul) ibarettir. (İbn Nüceym, el-Bahr, 3/82-83)
Bütün şartların yerine getirilmesi neticesinde icra edilen bu şekildeki bir resmi nikah, dinen de muteberdir.
Evlenecek kişiler resmi nikahtan sonra, isterlerse evlerinde veya münasip bir yerde istedikleri kişilere Kuran-ı Kerim’den bir bölüm okutup dua ettirip nikah kıydırabilirler. Kurulan yuvanın mutluluklar getirmesi, salih ve sağlıklı nesillere vesile olması için dua edilmesi elbette iyidir. Bu aynı zamanda örfümüze de uygundur.
Ancak günümüzde resmi nikah olmadan dini nikah yapılması kadının ve çocukların haklarının korunması açısından uygun değildir. Nitekim Osmanlı Aile Hukuku kararnamesinde de şehrin kadısına kayıt yaptırılması şart koşulmuş ve nikahın tescili üzerinde ısrarla durulmuştur.
Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:
Nikâh bir akit, sözleşme ve anlaşmadır. Bunun için bazı şartları vardır. Bu şartlardan birisi yerine getirilmezse nikâh sahih olmaz.
1. Evlenecek kişilerin veya vekâletlerini verdikleri şahısların hazır bulunması.
2. Tarafların irade beyanı. Evlilik akdini kabul ettiklerine dair eşlerin “kabul ettim” şeklinde ifade etmeleri.
3. Nikâhın duyurulması. Gizli bırakılmaması. Bu şart Maliki mezheplere göredir.
4. Kızın velisinin izninin olması. Bu hüküm Hanefi mezhebi hariç diğer mezheplere göredir.
5. Şahitlerin hazır olması. Bu şahitler, ergenlik çağına ermiş, aklı başında iki erkek veya bir erkekle iki kadın olmalıdır. Yani şahitlikte mutlaka bir erkeğin bulunması icap eder.
Görüldüğü gibi şahitlerin bulunmadığı bir nikah geçerli değildir ve kişi şahit olmadan nikâhını kıyamaz.
Nikâh, talâk diğer bir ifade ile evlilik ve boşanma dinî bir müessesedir; aynı zamanda ibadetler içinde değerlendirilir. Çünkü kaynağı Kur'ân ve hadistir. Bu hususta yüzlerce âyet-i kerime, binlerce hadis-i şerif vardır. Bu âyetler hem evlilik müessesesinin sınırlarını çizer, hem de sorumluluk ve mükellefiyetleri belirler. Bazı âyetlerde mesele bütün ayrıntılarıyla verilir. Hadisler ise evlilik ve aile müessesesinin bütün ayrıntılarını belirler, anlatır ve öğretir.
Aynı şekilde İslâm hukuku kitaplarında nikâh ve talak bölümü ap ayrı bir bölüm teşkil eder. Meselâ kaynak olarak verdiğimiz, Türkçede de kapsamlı bir eser Ömer Nasuhi Bilmen'in sekiz ciltlik "Hukuk-u İslâmiye ve Istılâhât-ı Fıkhiyye Kamusu"nun bir cildi bu meseleye ayrılmıştır.
Konunun anlaşılmasına yardımcı olması ve bir örnek teşkil etmesi açısından bazı âyetlerin meallerini okuyalım:
"İçinizden bekâr olanları ve köle ve cariyelerinizden dindar olanlarını evlendirin. Onlar fakir iseler, Allah onları lûtfuyla zenginleştirir. Allah'ın lütfü geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir. Evlenmeye imkân bulamayanlar da, Allah onları lûtfuyla zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar." (Nur Sûresi, 24/32 ve 33)
"Size şu kadınları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emzirmiş olan süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, aranızdan zifaf geçmiş olan kadınlarınızdan doğan üvey kızlarınız. Eğer zifaf geçmemişse onların kızlarını nikâhlamakta size günah yoktur. Öz oğullarınızın hanımlarını nikahlamanız ve iki kız kardeşi birden nikâhınız altına almanız da size haram kılındı. Ancak geçmiş olan müstesnadır. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." (Nisa Sûresi, 4/23)
Nikâhın kendine göre şartları vardır. Bu da yukarıda izah edildi. Cumhuriyet devrine kadar "dini nikâh, resmi nikâh" diye bir ifade mevcut değildi. İslâm hukuku yürürlükten kaldırılıp yerine Batıdan adapte edilen "medenî" hukuk devreye girince ve nikâh akit işlemleri belediyelere verilince bu çeşit sorular gündeme geldi. Oysa Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi semavi kaynaklı dinlerde önceden olduğu gibi şimdi de nikâh merasimleri sinagog ve kiliselerde yapılır. Esasen İslâmda da böyledir.
Peygamberimizin (a.s.m.) "Nikâhı duyurun ve onu camilerde yapın." mealindeki hadis-i şerif bu prensibi hatırlatmaktadır. Bu işlem camilerden alınıp belediye nikâh salonlarına taşınınca, nikâhın "dinî" bir mahiyet taşıyıp taşımadığı akıllara gelmeye başladı.
Nikâh, evlilik bazı şartlar taşıdığından dolayı bu meseleyi bir bütün olarak âlimler ve din görevlileri bilmektedir. Ve öteden beri nikâh akdini âlimler ve imamlar yapmaktadır. Bunun için nikâhın halk dilindeki adı "imam nikâhı" şeklinde söylenir olmuştur.
Aslında bu işlem imamlık, hocalık işi değildir. Her Müslüman nasıl ibadetlerini önceden öğrenerek yapıyorsa, nikâhı ve nikâhın şartlarını ve sorumluluklarını araştırıp öğrendikten sonra bu hazırlığa girecek, şahitler huzurunda taraflar birbirlerini karı-koca kabul ederek nikâhlarını kıyacaklardır. Yani cemaatle namazda olduğu gibi, nikâhta mutlaka imam bulunacak diye bir şart yoktur. Şartları bellidir ve ona göre akit yapılır.
- Sadece resmî nikâh yeterli midir? Sadece resmî nikâhı olanlar Allah katında evli sayılır mı?
Nikâh dinî bir müessesedir ve belli şartları vardır. Aynı şart ve esaslar resmî nikâhta, yani belediye memuru tarafından kıyılan nikâhta mevcutsa nikâh nikâhtır. Ancak şart ve esaslara dikkat edilmiyor, hattâ kaale alınmıyorsa mesele değişir, nikâha gölge düşebilir. Şöyle ki:
Resmî nikâhta evlenecek kişiler evlendiklerine dair ifadelerini açıkça belirtiyorlar. Ancak bu ifadelerin kesinlik bildirmesi gerekir. Başka türlü bir yoruma müsait olmamalıdır.
Bir diğer önemli nokta, şahitlerin Müslüman olması ve iki şahitten birisinin erkek olmasıdır. Oysa laik düzende şahidin T.C. vatandaşı olması kâfi geliyor.
Evlenecek taraflar süt kardeşi olmamalıdır. Oysa resmî nikâhta bu husus araştırılmadığı gibi, memur tarafından da sorulmuyor.
Müslüman bir hanım gayri müslim bir erkekle evlenemez. Halbuki yürürlükte olan mevzuatta bu meseleye dikkat edilmiyor, memur sormaya gerek duymadan nikâhı kıyıyor.
Bu mahzurlar söz konusu değilse, sadece resmî nikâhla da helâllik mümkün olur. Zaten nikâhın rüknü, iki şahit huzurunda tarafların birbirlerini karı-koca olarak kabul etmeleridir.
Ancak bütün bunlarla birlikte İslâmî ölçüler çerçevesinde nikâh akdini ihmal etmemeli, yaptırmalıdır.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sadece resmî nikâh yeterli midir? Sadece resmî nikâhı olanlar Allah katında evli sayılır mı?
- Dini nikâhın şartları hakkında bilgi verir misiniz; dini nikâh nasıl kıyılır?
- Resmi nikâh dini nikâh yerine geçer mi?
- Sadece resmi nikah yeterli midir. Dini nikah yapmak şart mı? Sonra dini nikah yapılabilir mi?
- Bir erkek, evleneceği kadın ile kendi nikahını hiç şahit olmadan, bizzat kendi kıyabilir mi?
- Resmi nikâh dini nikâh yerine geçer mi?
- Aileden habersiz, dul bir bayan ile nikah yapılabilir mi? Tecavüze uğramış kadın da dul kadın gibi midir? Dini nikahını veliden izinsiz kıyabilir mi?
- NİKÂH
- BELEDIYE NIKÂHI, YA DA RESMÎ NIKÂH
- Vekâletle nikâh hakkında detaylı bilgi verir misiniz?