İbn Kesir Hanefi mezhebine karşı mıdır?

Tarih: 13.09.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İbn Kesir’in İmam-ı Azam’a ve onun kurduğu mezhebine olan bakış açısı nedir?
- Delilleri ile yazabilir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İbn Kesir Ebü’l-Fida, tarihçi, müfessir, muhaddis ve Şafi fakihidir.

Eserlerinde itikadi yönden İmam Eşarî'nin, fıkhî yönden ise İmam Şafi'nin görüşlerini tercih ederek müdafaa etmiş, bu iki imamın görüşlerini teyit eden manalar ve bu iki imamın mezhebine uyan hükümler çıkarmaya çalışmıştır. İmam Şafi'yi açıkça uyması yanında, zaman zaman diğer mezheplerin, özellikle de İmam Ebu Hanife'nin mezhebini ve delillerini çürütmeye çalışmıştır.

Bu durum sadece İbn Kesir’in yaptığı bir şey değildir. Her alim kendi görüşünü veya mezhebinin görüşünü delillerle ispat etmeye çalışır, ayrıca görüşüne aykırı olanları da yine kendine göre delillerle çürütmeye gayret eder.

Ancak bu büyük alimler, bir taraftan ilmin gereği olarak bunları yaparken, diğer taraftan da o büyük allamelere gereken hürmeti ve saygıyı göstermişlerdir.

Örneğin İbn-i Kesir, Ebu Hanife hakkında şu önemli bilgileri verir:

“İslam'ın imamlarından ve meşhur önderlerindendir. Bilinen en büyük İslam alimlerinden, dört mezhep imamlarından biridir ve onlardan önce vefat edendir. Çünkü o, sahabe asrına yetişmiş, Enes b. Malik’i görmüş ve başka sahabeyi de gördüğü söylenir. Bazılarının anlattıklarına göre o, yedi sahabeden rivayette bulunmuştur.”(1)

Demek ki, fikir olarak bir kimseyi eleştirmek ile onun şahsına saygı duymak farklıdır.

Bu incelikten dolayıdır ki, İbn Kesir, özellikle Ehl-i Sünnet kapsamına giren mezheplerden, fikirlerini eleştirdiği müçtehitler için hakaret ifadesi olabilecek nitelemeler kullanmamıştır. Aksine, uyduğu mezhebin geçmiş alimlerine saygı gösterdiği gibi, diğer mezhep imamlarına da hürmet etmiş, saygı göstermiştir. Bunun için fikrine veya rivayetine itimat ettiği alimlere saygı ifadeleri kullanmıştır. Bu bağlamda eserinde yüzlerce kez rahimehullah yani Allah, O'na rahmet etsin lafzı ile dua etmiştir.

Bu duayı İmam Şafi(2) için çok sık kullansa da Ahmed ibn Hanbel(3) İmam Malik(4) ve Ebu Hanife’ye(5) de aynı kelimeler ile hürmet etmiştir.

İbn Kesir, bu müçtehitlerin cumhura aykırı verdikleri hükümleri dillendirirken bile, bu çerçevede saygı ve hürmet ifade eden cümleler kullanmıştır. Örneğin, Nur suresinin ilk ayetlerini izah ederken şunları söylemiştir:

“Bu ayette zina edene verilecek had cezasının hükmü vardır ki bu konuda alimler arasında tafsilat ve niza vardır. Hür, baliğ ve akıllı olduğu halde; ister hiç evlenmemiş bekar olsun isterse sahih bir nikah ile evlenip zifafa girmiş olsun, zina eden herkesin cezası vardır. Zani, evlenmemiş bekar birisi ise ayet gereği onun haddi yüz değnektir. Alimlerin çoğunluğuna göre, buna bir sene sürgün cezası da eklenir. Fakat Ebu Hanife rahimehullah cumhura muhalefet etmiştir. Ona göre sürgün devlet başkanının iradesindedir, dilerse sürgün eder dilerse etmez.”(6)

Kaynaklar:

1) İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 10/107.
2) bk. İbn Kesir, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, Kahire, 1980, 1/235, 245, 259, 2/8, 55, 231, 3/54, 178.
3) bk. Tefsir, 1/215, 2/21, 3/57. 178.
4) bk. Tefsir, 1/210, 2/11, 3/116.
5) bk. Tefsir, 1/218, 2/62, 231, 3/260.
6) bk. Tefsir, 3/260.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun