Hz. Aişe’nin, hadisler konusunda sahabeyi tenkit ettiği ve eleştirdiği olayı doğru mudur?

Tarih: 23.06.2015 - 01:41 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Aişe'nin Ebu Hüreyre’ye yaptığı eleştirileri nasıl değerlendirmek gerekir?
- Bu durum sahabilerin güvenirliğini zedelemez mi?
- Bu konu hakkında detaylı bilgi nerden edinebiliriz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Hz. Aişe’nin bazı sahabilerin bir kısım rivayetlerine yönelttiği tenkitlerin ve tashihlerin bir derlemesini ez-Zerkeşî (ö. 794/1391) "el-İcâbe li îrâdi me’s-tedrakethü Aişe ale’s-sahabe" isimli eserinde toplamıştır.

Bu çalışmaya göre, Hz. Aişe Ebu Hüreyre’nin 5.374 rivayetinden sadece on bir hadisine eleştiri yöneltmiş (Zerkeşî, el-İcabe, s. 112 vd), Abdullah b. Abbâs’ın sekiz, Abdullah b. Ömer’in ise aynı şekilde on bir hadisini tenkide tabi tutmuştur. (Zerkeşî, s. 87, 102)

Aralarında dört halifenin bulunduğu başka sahabiler için de söz konusu olan bu tenkitlerde görüldüğü gibi hiçbir sahabi özel olarak hedef alınmamış, rivayetlerine eleştiri yöneltilenler arasında Ebu Hüreyre de sadece bir kişi olarak yer almıştır. (Accâc, Ebu Hüreyre, s. 281)

Hz. Aişe’nin sahabeye yaptığı eleştirilerde kullandığı şu ifadeler, aynı zamanda eleştirinin nedenlerini ve gerekçelerini de göstermektedir:

- O yalan söylememiş, ama ya hata etmiş ya da unutmuş.
- Kulak yanılabilir.
- O hadisi muhafaza edememiş, Peygamber aslında şöyle dedi.
- O yanılmış, Peygamberi benden daha mı iyi biliyor.
- O hadisin sonunu işitmiş, fakat evvelini duymamış.
- Peygamberin kastı (o değil) şu idi.
- Allah ona rahmet etsin, size hadisin sonunu nakletmiş fakat baş tarafını aktarmamış.
- İbn Ömer hata etmiş.
- Kuşkusuz sizler ne yalan söyleyen ne de yalanlanan iki zattan rivayet ediyorsunuz, fakat kulak yanılır.

Ancak, Hz. Aişe validemizin sahabilere yönelttiği eleştiriler için gösterdiği aynı gerekçeler, zaman zaman kendisi için de eleştiri konusu olmuştur. Nitekim, Peygamberimiz (asm)'in idrarını ayakta yapmadığıyla ilgili rivayeti bunlardan biridir.

Huzeyfe’den gelen bir rivayete göre, "Hz. Peygamber bir kavmin çöplüğüne geldi, ayakta küçük abdest bozdu ve su istedi. (O su ile abdest aldı. Sıra ayaklarına gelince) mestlerinin üzerine mesh yaptı.” (Buhârî,Vudû' 66; Müslim, Tahâre 22)

Hz. Aişe validemiz ise buna şu ifadelerle karşı çıkmıştır:

"Resul-i Ekrem (asm) Kur'an kendisine nazil olalıdan beri, hiç ayakta bevletmemiştir." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 136, 213)

"Kim size Resul-i Ekrem ayakta bevletti derse, inanmayın, o ancak oturarak bevlederdi." (İbn Mâce, Tahâre 14; Tirmizî, Tahâre 8; Nesâî, Tahâre 24)

Fakat Peygamberimiz (asm), avret yerinin görünmemesi için veya ayakta bevletmenin haram olmadığını göstermek gibi bazı gerekçelerle ayakta idrarını yapmıştır. Bunu gören sahabiler de gördüklerini aktarmışlardır.

Hz. Aişe validemiz ise, Resûlullah'ın sadece evdeki halini bilir. Bu nedenle evdeki halini dikkate alarak bu itirazda bulunmuştur.

Halbuki sahabinin büyüklerinden Hz. Huzeyfe'nin bizzat şehadetine göre, Allah Resulü Medine'de bir çöplükte ayakta küçük abdest bozmuştur.

Demek ki sahabilerin hadis konusundaki eleştirileri kendi bildiklerini ve gördüklerini söylemeye yöneliktir. Bildikleri hadisin aksine bir rivayetle karşılaşıp onun ravisini tenkit ettiklerinde, o kimseyi yalancılıkla itham etmeyi düşünmemişler, bazı ifadeleriyle o ravinin yanılıp hata edebileceğini, yanlış duyabileceğini, yanlış anlayabileceğini anlatmak istemişlerdir.

Bu nedenle, hadislerle ilgili sahabiler arasındaki eleştirileri ve bu eleştirilere verilen cevapları görmeden fikir beyan etmek, kişiyi hataya götürebilir, sahabiler hakkında suizan etmeye ve bazı hadisleri inkar etmeye neden olabilir.

Cevap 2:

Hz. Aişe’nin eleştiri konusu yaptığı hadisler ile bunlarda eleştiriye konu olan sahabilerin özel olarak da Ebu Hüreyre’nin güvenilirliğine halel getirecek veya adaletini zedeleyecek nitelikte değildir. Çünkü onun eleştirdiği bu rivayetler sadece Ebu Hüreyre tarafından değil, başka sahabiler tarafından da rivayet edilmiş olup ciddi kaynaklarda sağlam senedlerle tahrîc edilmiştir.

Mesela, Ebu Hüreyre tarafından rivayet edilmiş olan, 

“Bir kadın, ölünceye kadar hapsettiği, doyurup sulamadığı ve haşeratından yemesine müsaade etmediği bir kedi sebebiyle azab olunmuş ve cehenneme girmiştir.” (Müslim, Birr, 134, 135)

anlamındaki hadisi Hz. Peygamber (asm)’den bizzat duymadığı ve böyle bir şey olamayacağı gerekçesiyle Hz. Aişe eleştirmiş ve Ebu Hüreyre’yi bunu rivayet ettiği için tenkit etmiştir. (Heysemî, Mecmau’z-zevâid, I, 116; Zerkeşî, el-İcâbe, s. 112 vd)

Ancak hadis kaynaklan tarandığında görülür ki, bu hadisi Ebu Hüreyre’den başka Abdullah b. Ömer ve Esma bint Ebî Bekir de doğrudan Hz. Peygamber (asm)'den rivayet etmişlerdir. (Buhârî, Musâkât, 9; Bed’ü'l-halk, 16; Enbiyâ, 54)

Hz. Aişe’nin Resûlüllah’tan duymadığı bu hadisi, sadece Ebu Hüreyre değil sözü edilen diğer sahâbîler de duyarak nakletmişlerdir. Bu bize burada Ebu Hüreyre’yi tenkide konu olacak bir husus bulunmadığını göstermektedir.

Aynı şekilde “Ölüye ağlamak, ona azap edilmesine sebep olur.” (Buhârî, Cenâiz, 32, 33) anlamındaki hadisi yanlış anladığı gerekçesiyle Hz. Aişe Ebu Hüreyre’yi tenkit etmiş, (Müslim, Cenâiz, 25), ancak bu hadis de Ebu Hüreyre’nin rivayet ettiği metnin aynısıyla Hz. Ömer, İmrân b. Husayn ve Abdullah b. Ömer tarafından rivayet edilmiştir. (Buhârî, Cenâiz, 32; Neseî, Cenâiz, 14, 15)

Ebu Hüreyre’nin, Hz. Aişe tarafından tenkit edilen önemli rivayetlerinden biri de Hz. Peygamber (asm)’den naklettiği “Uğursuzluk, evde, kadında ve attadır.” (Kenzü’l-ummâl, V, 196) anlamındaki hadistir.

Ebu Hüreyre’nin bu hadisi mealini verdiğimiz metinle rivayet ettiği Hz. Aişe’ye aktarılınca, hemen müdahalede bulunarak onun bu hadisi iyi kavrayamadığını söylemiş ve Hz. Peygamber (asm)’in Ebu Hûreyre’nin dediği gibi değil de bir rivayete göre

“Allah Yahudileri katletsin. Onlar şöyle derler: Uğursuzluk evde, kadında ve attadır.” (Tayâlisî, Müsned, s. 215) bir başka rivayete göre ise

“Câhiliye devri insanları şöyle derler: Uğursuzluk, kadında, hayvanda ve evdedir.” (Müslim, Selâm, 119)

buyurduğunu bildirerek, Ebu Hüreyre’yi tashih etmiştir.

Öyle anlaşılıyor ki, Ebu Hüreyre Hz. Peygamber (asm) konuşurken meclise katılarak sözün son kısmına yetişmiş ve orasını ezberleyerek öylece nakletmiş; bunu duyan Hz. Aişe de hatasını tashih etmiş, ancak rivayetler kaynaklara tashih tartışmalarıyla birlikte intikal ettiği için problem olduğu zannedilmiştir. Halbuki Hz. Aişe buradaki eksikliği abartmadan yumuşak bir ifade ile“Ebû Hüreyre, hadisi güzel ezberlenemedi... Resulullah hadisi söylerken içeri girdi, sözünün sonunu duydu, baş tarafını ise işitmedi.” (Tayâlisî, Müsned, s. 215) demiştir.

Görüldüğü gibi, çok iyi niyetle bir eksikliği tashihten öte geçmeyen Hz. Aişe’nin buradaki davranışından, Ebu Hüreyre’nin adaletini ve güvenirliğini zedeleyecek bir sonuç çıkarmak mümkün görülmemektedir.

Ebu Hüreyre’nin Hz. Aişe tarafından tenkit edilen rivayetleri bunlardır. Bunun dışındaki tenkitler çok daha basit gerekçelere dayanmaktadır.

Bu durumda Hz. Aişe’nin bu tenkitlerine dayanarak Ebu Hüreyre’yi cerh etmenin ve bütün rivayetlerine güveni sarsmanın mümkün olmayacağı çok açıktır.

Ayrıca Ebu Hüreyre’nin rivayetini tashih ederken Hz. Aişe’nin, “Allah Ebu Hüreyre’ye merhamet etsin!” diye son derece müşfik davranması (Zerkeşî, s. 107), onun Ebu Hüreyre’ye karşı menfi bir tutum içinde olmadığını göstermektedir.

Konuyla ilgili detaylı bilgi için bk.

- Aşık, Nevzat, Hz. Âişe’nin Hadisçiliği, İzmir 1987.
- Bünyamin Erul, “Hadiste Eleştirel Yaklaşımın Öncüsü Olarak Hz. Âişe”, İslâmiyât, c.III, sayı: 2, Ankara 2000, s. 111-112.
- Ebu Zehra, Ebu Hanife.
- TDV İslam Ansiklopedisi, Ebu Hüreyre md.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun