Hayat benim için çok zor, ölemem de yaşayamam da?
- Ben 22 yaşında ihtida etmiş Müslüman bir kızım. Ailemle birlikte ihtida ettim. 6 yıl önceki ihtidamızdan sonra bir ay önce kız kardeşim verem nedeniyle vefat etti. 19 yaşındaydı.
- Allah'ın lütfuyla vefat ederken şehadet getirdi. Kandil gibi parlıyordu ve yüzünde çok güzel bir gülümseme vardı. Allah'ın onu sevdiğini ve huzuruna çağırdığını biliyordum ve Allah'ın bizi cennette birleştireceğine yürekten ve derinden inanıyorum.
- Ama beni rahatsız eden şey üzüntüm. Onu çok özlemeye devam ediyorum. Hep beraber olduğumuz için, aynı tabakta yedik, aynı bardaktan içtik, birlikte ders çalıştık, her şeyi birlikte yaptık ve hayatımda onsuz bir dakika bile geçirmedim. Birbirimizden bir saniye ayrılsak bile birbirimizi azarlardık.
- Şimdi onsuz yaşayamam. Ailem bile depresyonum yüzünden sıkıntı içinde. Ne kadar çabalasam da her secdemde Allah'tan yardım diliyorum ama o anıları ve bunun için endişelenmeyi durduramadım. Ve rüyalarımda ne zaman uyusam sadece rüya olarak sahip olduğumuz anıları görüyorum ve ertesi gün kendimi çok yalnız, çok üzgün hissediyorum ve ayrıca ablamla Allah yolunda daha fazla olamadığım için çok pişmanlık duyuyorum.
- Allah'tan ölümü istemek caiz değil biliyorum ama ben de yaşayamadım. Anneannem babam annem herkes bana yükü Allah'a bırakıp mutlu olmamı öğütler ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım başaramadım.
- Ayrıca ailem de çok zor bir dönemden geçiyor, onlara yük olmak istemiyorum çünkü artık onlara yük olduğumu kendileri söylüyorlar. Ne yapacağımı bilmiyorum lütfen Allah yolunda bana yardım edin.
Değerli kardeşimiz,
Ölüm veya başka bir nedenden dolayı insanın sevdiği bir yakınından ayrı kaldığı için üzüntü duyması, acı çekmesi, içe kapanması doğal ve de normal bir süreçtir. Yaşanan kaybı daha sağlıklı atlatmayı sağlar ve insanı büyütür ve olgunlaştırır.
Böyle günlerde her an onu düşünmeniz, yokluğunu hissetmeniz, özlemeniz ve rüyalarınızda görmeniz de aynı şekilde doğal bir süreçtir. Bazı insanlar bu süreci biraz daha hafif atlatırken, bazılar da ağır geçirir. Yine bazı insanlar bu süreçte öfkelenir, kaygılanır, şok geçirirken, bazı insanlar da sizin gibi yalnızlık ve mutsuzluk hisseder. Yani her insanın yası, parmak izi, saç teli gibi kendine özgüdür. Sizin yasınız da size özgü bir yastır.
Bunun nedeni hayatınızı kız kardeşinizle hep birlikte geçirmeniz, onunla iyi bir iletişiminizin olması, birçok şeyi onunla paylaşmanız ve en yakın arkadaşınızın o olmasıdır. Aynı zamanda sizin yaşınız ve kişilik özellikleriniz de etkilidir.
Kısaca bu süreç normaldir, bundan dolayı endişe etmeyin, çünkü yaşanması gerekeni yaşıyorsunuz. Aslında aksi bir durum anormaldir. Çünkü yas süreci yaşanmazsa ileride sağlık sorunlarına neden olabilir. Daha da önemlisi; sağlıklı bir ruh haline sahip bir insan, yaşanması gereken tüm duyguları yerinde ve yeterince yaşayan kişidir.
Burada önemli olan, Allah’a ve ahiret gününe inanan bir mümin olarak ölüm karşısında Allah’a isyan etmemektir. Elhamdülillah anladığımız kadarıyla siz kadere inanmış ve tevekkül etmişsiniz. İkinci olarak da yas sürecini fazla uzatmamaktır.
Bu çerçevede size tavsiyelerimiz şunlar olabilir:
- Kendinizi hazır hissettiğinizde, ablanızın mezarını ziyaret edebilir ve içinizdeki duyguları onunla paylaşabilirsiniz.
- Yas süreci içinde duygularınızı bastırmaya, zorla güçlü kalmaya, yaşanan acıyı inkâr etmeye çalışmayın, duygularınızı içinizden geldiği gibi yaşayın, ağlamak içinizden geliyorsa bağırıp çağırmadan ağlayın, nasıl hissediyorsanız öyle yaşayın.
- Sağlıklı bir yas süreci yaşadıktan sonra bu süreyi fazla uzatmamaya dikkat edin. Normal rutin işlerinize geri dönün. Okula gidin, yemek saatinde ailecek yemek yiyin, sık sık temiz havada yürüyüş yapın. Bunları yapmak ve yas sürecini uzatmamak, kişinin vefat eden yakınını unutması, sevmemesi anlamına gelmez. Sadece onun başka bir âleme gittiğini kabullenmek, duygularını kontrol altına almak ve o duyguları da kabul etmek, bu durumla baş ederek hayatına devam etmeyi öğrenmek anlamına gelmektedir.
- Bu süreçte yalnız kalmamaya çalışın. Özellikle anne-babanız veya sevdiğiniz bir aile yakını ile daha fazla vakit geçirmeye çalışın. Çok fazla konuşmasanız bile birisinin sizin yanınızda olduğunu hissetmeniz, onun elini tutmanız, ona sarılmanız size iyi gelecektir.
- İnsanları rahatsız eden, çoğu zaman olayın kendisinden ziyade o olaya verdiği anlamdır. Bilinen bir vefat acısı yanında, muhtemelen ablanızın vefatına verdiğiniz farklı anlamlar sizi daha çok rahatsız ediyor olabilir. Mesela “genç yaşta gitti, hayatını yaşayamadı, acı çekti, bizden ayrı düştü, tek başına kaldı” gibi düşünceler sizin acınızı artırıp depresyona sevk ediyor olabilir.
Bunun yerine ölüm gerçeğini düşünün. Mesela Bediüzzaman gibi bir âlimin yakını vefat edenlere seslenişini sık sık aklınızdan geçirin:
"Mevt idam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, failsiz bir inidam değil. Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır." (Mektubat, Yirminci Mektup, Birinci Makam)
- Yas sürecini ağırlaştıran bir diğer etken de insanların kendi hayatlarıyla ilgili endişeleridir. Mesela, “Ben onsuz yapamam, o olmadan nasıl yaşayabilirim, ömrümce onun yokluğunu çekeceğim, bir daha mutlu olamayacağım...” gibi kaygılar, acılarını artırır.
Evet, gerçek olan, bundan sonraki hayatınızda ablanızın olmayacağıdır. Ama bu mutlu olmayacağınız anlamına gelmez. Çünkü Allah insanı, her türlü hayat şartlarına karşı hayatta kalabilecek bir donanımda yaratmıştır.
- Dünya hayatı düz değil, inişli çıkışlıdır. Her insanın başına her an her şey gelebilir. Bu da dünya imtihanının bir gereğidir. Beynimizin bir tarafı bunu göz ardı ederek yaşamayı seçse bile, hayatın gerçekleri budur. Onun için bize düşen şey, hayatın içinde her zaman karşılaşacağımız krizlerle başa çıkmayı bilmektir, krizlerin bizi ezmesine izin vermemektir.
- Vefatın ardından yaşanan yas sürecinin dört aşaması var. Anladığımız kadarıyla siz şu anda üçüncü aşamadasınız. Son evre olan kabullenme aşaması uzarsa ve 6 ayın sonunda yaşamınızda bir düzelme olmazsa, en yakın bir ruh sağlığı uzmanına görünmenizde fayda var.
- Yas sürecinin bazen ağır geçmesinin bir nedeni de kişinin bilinçaltında yaşattığı şemalarının tetiklenmesi olabilir. Çocukluk yaralarının tekrar kanaması da olabilir. Yani çocukluğunda hissettiği sevgi azlığı, yakınlık azlığı, kaygıları, korkuları, yalnızlıkları tetiklenmiş olabilir. İçgörü, (murakabe) ile bunların farkına varırsanız duygularınızı kontrol etmeniz daha kolay olacaktır.
- Unutmamak gerekir ki, müminler için ölüm:
* Yok olmak değildir, başka bir âleme yani berzah âlemine göç etmektir.
* Başta Peygamber (asm) Efendimiz olmak üzere bütün sevdiklerimize kavuşmaktır.
* Dünya zindanından, cennet bahçelerine uçmaktır.
O halde, bu güzelliğe kavuşan sevdiklerimize üzülmek yerine, onlar adına sevinmeliyiz, iman ile vefat ettikleri için de Allah’a şükretmeliyiz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Neden unutamıyorum?
- Hayırlısı olmadığını nasıl anlarım?
- Doğruları bilmemize rağmen neden yapamıyoruz?
- Tövbe ederken pişmanlık hissini duyamıyorum, nedeni ne olabilir?
- Yaşama sevincimi kaybettim, yardım eder misiniz?
- Şifası olmayan hastalık
- Şifası olmayan hastalık
- Yaşlılık psikolojisi ve ihtiyarlık nedir?
- Allah beni yaratmasaydı, acı çekmezdim?
- Bekâr ve mutsuz kalmaktan korkuyorum?