Hanefi mezhebine göre namazları cem etme hakkında bilgi verir misiniz?

Tarih: 06.10.2006 - 12:46 | Güncelleme:

Soru Detayı
Sitenizde okuduğum yazılarda "cem etmenin hacda, yolculukta, hastalik zamanında ve benzeri darlık anlarında yapılmaı uygun" deniyor. Acaba bu darlık zamanı içinde, iş yerinde kılma imkanı olmayanların durumları da olabilir mi?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hanefi mezhebinde, hac dışında namazları birleştirme yoktur. Yolculukta kılanlar ise Şafii mezhebini takliden kılmaktadırlar. İş yerinde vakit bulamayanlar Şafii mezhebinin cem' anlayışına göre mesela; öğleyi ikindi vakti girmeden hemen önce kılıp arkasından ikinidiyi kılar. Akşam ve yatsıda da uygulama böyledir. Ebû Hanîfe ile bazı Şâfiîlere göre, iki namazı birlikte kılmanın sebebi hac; Şâfiîlerin çoğunluğuna göre ise yolculuktur. (Ahmet Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, VI, 438-439).

Hz. Peygamber (asm)'in Arafat ve Müzdelife dışında bazı yolculuk ve meşakkatli zamanlarda da öğle ile ikindiyi, akşamla yatsıyı birleştirerek kıldığı olmuştur. Sâlim b. Abdillah, babasından şöyle nakletmiştir:

"Rasûlullah (asm) sefere acele ettiği zaman akşam namazını geciktirerek, yatsı ile birlikte kılmıştır." (Müslim, Salâtü'l Müsâfirîn, 45)

Yine Muaz b. Cebel'den rivayete göre,o şöyle demiştir:

"Hz. Peygamber ile beraber Tebük savaşına çıktık. Hz. Peygamber, öğle ile ikindiyi birlikte, akşam ile yatsıyı da birlikte kılardı." (Müslim, II/10; Ebu Davud, I/285; İbn Mâce, I/340)

Bu ve benzeri hadîsler Hanefî mezhebince, Rasûlullah (asm)'ın bunlarda birinci namazı vaktinin sonunda kılmış olduğu, ikinci namazı da vaktinin evveline aldığı; ancak her iki namazı bir vakitte kıldığı şeklinde anlaşılmıştır. İbn Abbas'ın naklettiği hadîs de bu manayı destekler:

"Rasûlullah (asm) Medine'de korku veya yağmur yokken, öğle ile ikindiyi, akşamla yatsıyı da birlikte kıldı."

İbn Abbas'a Rasûlullah'ın bununla ne yapmak istediği sorulmuş, o şu cevabi vermiştir:

"Ümmetine meşakkat vermemeyi kastetti..." (Sahîh-i Müslim Trc., IV/136,137)

İslâm âlimlerinden hiçbirisi, hazarda, iki namazı birleştirmenin caiz olduğunu söylememiştir. Bu yüzden yukarıdaki İbn Abbas hadîsi birinci namazın vaktinin sonunda, ikinci namazın da ilk vaktinde kılınması anlamına gelir.

Buradan anlaşılan şudur: Arafat ve Müzdelife dışında iki namazın birleştirilmesi sadece şeklen olmuştur. Aslında iki namaz ayrı ayrı kendi vakitleri içinde kılınmış; ancak birinci namaz vaktinin sonuna geciktirilmiş, ikinci namaz ise ilk vaktinde edâ edilmiştir.

Bu konudaki hadisler, Hanefilerce namazın şartlarından olan vakti tahsis edecek güçte kabul edilmemiştir. Yolculukta namazın vaktinden önce cem'i takdîm (öne alınarak birleştirme) şeklinde kılınacağına delâlet eden, Hz. Muaz'dan naklen Ebû't-Tufeyl'in rivayet ettiği hadisten başka açık hadis yoktur. Bu hadîste şöyle denilmektedir:

"Hz. Peygamber, Tebük savaşında, güneş battıktan sonra yola çıkarsa, yatsıyı öne alır ve onu akşamla birlikte kılardı." (Ebû Dâvud, II/18)

Tirmizî bu hadîsin "garîb" olduğunu söylemiş, Hâkim ise, "Bu hadîs uydurmadır." demiştir. Ebû Dâvud namazın vaktinden önce kılınacağını bildiren sabit bir hadîs olmadığını belirtir. [Şevkânî, Evtâr, III/262; Sahîhi Müslîm Tercemesi, IV/136 vd.; İbn Âbidin, Reddü'l Muhtar, (çev. A. Davudoğlu) İstanbul 1982, II/62-63]

Sonuç olarak, hac farizası dışında normal yolculuk, hastalık ve benzeri darlık zamanlarında öğle ve akşam namazlarını son vakitlerinde, hemen arkasından da ikindi ve yatsı namazlarını ilk vakitlerinde kılmak mümkündür. Böylece iki namaz birlikte, fakat kendi vakitlerinde kılınmış olur. Bu uygulama, İslâm'ın Müslümanlara getirdiği bir kolaylıktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 100.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun