Fasit nikah veya alışveriş geçerli mi?
- Ebu Hanife, doğacak çocukların babasız kalmaması ve nikah akdine güvenerek bir araya gelmiş olan eşlerin mağduriyetinin önlenmesi için nikâh akdinde de batıl-fasit ayırımına özen göstermiştir.
1. Ebu Hanife, teyze, hala, amcayla evlenildiğinde bu nikahı fasit nikah olarak görmüş. Ebu Hanife’ye göre böyle bir nikah, günah olsa da geçerli mi? Yani bu tür nikahlar fasit mi yoksa batıl mı?
2. Eğer fasit nikah geçerliyse, fasit nikahla evlenenlerin cinsel ilişkiye girmesi Ebu Hanife’ye göre caiz mi?
3. Müslüman bir kızın kafir bir erkekle evlenmesi, Ebu Hanife’ye göre bu tür bir evlilik fasid nikaha mı yoksa batıl nikaha mı girer? Yine aynı şekilde Ebu Hanife’ye göre Müslüman bir erkek putperest bir kadınla evlense bu nikah fasit midir yoksa batıl mı?
4. Ebu Hanife’ye bir Müslümana içki satmak fasit alışverişe mi yoksa batıl alışverişe mi girer?
5. Mesela fasit bir ticaret anlaşması yaptık, bu anlaşmadan dolayı günaha girsek de kazancımız Ebu Hanife’ye göre helal mi? Kısaca fasit alışverişten kazanılan para Ebu Hanife’ye göre helal mi?
- Sorularımın tamamını Ebu Hanife’ye göre cevaplarsanız memnun olurum.
Değerli kardeşimiz,
Ebu Hanîfe’nin bu gibi sorulara detaylı cevap verdiği bir kitabı yoktur. Onun talebeleri, muttali oldukları bir kısım içtihadını kendi kitaplarında naklederler.
Ebu Hanife’ye izafe edilen bir kısım içtihatlar da onun kavli (sözlü olarak ifade ettiği içtihadı) değildir; talebenin, onun sözlerinden çıkarımlarıdır.
Hanefi mezhebi Ebu Hanife ve öğrencilerinin içtihatlarından oluşan bir mezheptir. Bu içtihatlardan hangisi ile fetva verileceği konusunda da kurallar konmuş, kitaplar yazılmıştır.
Bu hususu zikrettikten sonra şöyle bir kuraldan söz edebiliriz:
Eğer bir akit eksikleri yüzünden fasit sayılsa da icra edildiğinde sıhhat kazanıyorsa o akit fasittir, fukaha böyle akitlerden elde edilecek kazancın da temiz olmadığını kaydederler.
Eğer akit, icra edildiğinde sıhhat kazanmıyorsa batıldır. Verdiğiniz örneklerde (teyze, hala, amca, putperest kadınla) evlenildiğinde akit uygulandığında sahih hale gelmez; şu halde bu akitler batıldır.
Akdin butlan ve fesadını belirleyen ölçü, unsur, şart ve vasıflarıdır. Bu sebeple ve tariflere esas olmak üzere bunların bir kere de özet olarak verilmesi faydalı olacaktır.
Batıl Akitler
Akdin, üzerinde ittifak edilen unsurları üçtür:
1. İrade Beyanı: Akit meclisinde icap ve kabul ile gerçekleşen irade beyanı birinci -bazı fıkıhçılara göre yegâne- unsurdur. Bu unsurun gerçekleşmesinin iki şartı vardır:
a) İcap ile kabulün birbirine uygun düşmesi.
b) Meclis birliği.
2. Akdin Tarafları: Akit asgarî iki taraf gerektirir ve tarafların akdi yapmaya ehil bulunmaları (salahiyetli olmaları) şarttır. Temyiz çağına gelmemiş çocuğun, akıl hastası, bunak, ölüm hastası ve temyiz kabiliyeti bulunmayan sarhoşun irade beyanı, hukuk bakımından muteber değildir.
3. Akdin Konusu: Bunun da mevcut, mümkün, belli (muayyen) ve hukuki tasarrufa elverişli olması şarttır.
Rükün, şart ve vasıf kelimeleriyle ifade edilen bu unsurları arka arkaya sıralarsak karşımıza şu tablo çıkmaktadır:
1. İcap-kabul uygunluğu.
2. Meclis birliği.
3. Akdi yapanlar (taraflar).
4. Akıl ve temyiz (ehliyet).
5. Teslimi mümkün, belli veya belirlenebilir, hukuki tasarrufa (teamüle, muameleye) elverişli mevzu.
6. Bazıları bunlara bir de “sebep” unsurunu eklemişlerdir.
İşte bu unsurlardan (rükün, şart ve vasıf) biri bulunmazsa akit batıl olur, akde doğmamış nazarı ile bakılır (mutlak butlan).
Fasit Akitler
Hanefîler dışındaki mezhep müctehidlerine göre, batıl ile fasid arasında fark yoktur; aynı vasfı taşıyan akde batıl da fasit de denebilir.
Hanefîlere göre yukarıda zikredilen unsurlara göre akdin kurulması (inikadı) için yeterli olmakla beraber sıhhati için yeterli değildir.
Akdin fasit olmaması için yukarıdaki unsurlarla ilgili bazı vasıfların da bulunması gerekir. Eğer bu vasıflar bulunmazsa akit aslı (unsurları) itibariyle sahih, fakat vasıfları bakımından gayri sahih olur ki, Hanefîler böyle akitlere fasit adını vermişlerdir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet