Dinin teorisi onun pratiğinden koparılabilir mi?

Tarih: 04.04.2016 - 01:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir dini, onun gerçekte sebep olduklarından bağımsız değerlendirmek doğru mu?
- Bir dini, onun gerçekte sebep olduklarından bağımsız değerlendirmek doğru mu?
- Dinin gerçekte bir karşılığı var mı, varsa nasıldır diye bakmayacak mıyız?
- O halde İslam’ı değerlendirirken izin verin de Afganistan’dan, Suudilerden örnek verelim. Oradaki yobazlar gökten inmiyor, sizinle aynı kitabı okuyorlar. Ve 1400 yıldır bu din onların yaşadığı gibi geldi. Acaba yanlış yorumlayan siz olabilir misiniz?
- Bu nasıl bir kitap ki bu kadar fena yorumu da yapılabiliyor?
- Yani bu potansiyeli içermesi bile bir tehlike ve eleştiri konusu değil midir?
- Neden başka dinlerin içinden kadınlarını kara bir örtüyle kapatan veya tekbir getirip kafa kesenler çıkmıyor da sadece İslam’dan çıkıyor?
- En azından bu dinin kitabının yobazlık ve zulüm için bolca malzeme barındırdığını kabul edebilir misiniz?
(Bence 18’den küçükler Kuran okumamalı! Sonuçlarına ve sebep olduğu şeylere bakıldığında sigaradan daha zararlı olabildiği kesin olsa gerek!)
- Bu yobazca yorumlar için ‘yanlış anlamışlar’ deyip geçemeyiz, dinin sebep olduğu acılardan bu şekilde kaçamazsınız. Bu yanlış anlama dediğiniz şeyler milyonlarca insanın hayatlarını mahvetti, mahvediyor, mahvetmeye de devam edecek.
- Bu felakete sebep olan metinleri (yani Kuran ayetlerini) düzeltebilir misiniz acaba?
- Düzeltemezseniz, bu yobazlıklara karşı hiçbir şey yapmamış olacak ve ses çıkarma hakkınızı yitireceksiniz. Bunun farkında mısınız?
- Sizin ”Bunlar yobaz, dinimizi bağlamaz” sözleriniz benim gözümde hiçbir şey ifade etmeyen kaçış sözlerinden ibaret.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

a) Afganistan örneğini veriyorsunuz... Dünyada mensupları tarafından yanlış yorumlanmadığı, ona bağlı bütün insanların aynı şeyi anladığı herhangi bir teoriyi gösterebilir misiniz?

Hegel’in, Marx’ın, Mao’nun ve daha nice materyalist teorisyenlerin bütün mensupları tarafından aynı şekilde anlaşıldığını iddia edebilir misiniz?

b) “Ve 1400 yıldır bu din onların (teröristlerin) yaşadığı gibi geldi.” iddiası büyük bir cehaletin göstergesidir.

Milyonlarca Kur’an tefsiri, sahih hadis kaynakları, fıkıh, kelam ve sahih tasavvuf eserleri ortadadır. Bunlardan kaçını birinci elden okudunuz?

Veya Kur’an ve hadisleri asli metinlerinden kaç defa okudunuz? Arapça’nın “A”sını bile bilmeyen bazı patavatsız insanların böyle şecaat göstermesi, “Cahil cesur olur.” vecizesinden öte ateizm kanseri türünden bir hastalık göstergesidir.

c) Hz. Peygamber (asm)'in:

- Necran Hristiyanlarına ibadetlerini yapmaları için mescidini onlara tahsis etmesi,

- “Gayri müslim bir vatandaşa haksız yere eziyet veren kimsenin kıyamet günü hasmı ben olurum.” diye ilan etmesi,

- Savaşlarda bile kadınlara, çocuklara, ibadetiyle meşgul olanlara ve savaşmayan bilumum sivil vatandaşlara yönelik sıkıntı vermeyi yasaklaması,

yalancıların yüzüne atılmış tarihi bir tokattır.

Salahaddii Eyyubi’nin mütecaviz Haçlılara karşı savaşırken; Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethederken gösterdikleri hoşgörü ve adalet anlayışları, Osmanlı devletinin, perişan vaziyete girmiş o günkü İspanya Yahudilerine kucak açması gibi yüzlerce insani boyuttaki tarihi gerçeklerin, Avrupalı vicdan sahibi bilim adamları tarafından övgüyle söz konusu edilmesi, yerli dinsizlerin yabancı gayri müslimlerden daha fazla İslam dinine karşı alerji duyduklarını göstermektedir. Bunlardan biri de bu palavraların kalemşörüdür.

d) “Acaba yanlış yorumlayan siz olabilir misiniz?”sözü, bir acizliğin ifadesidir.

İddialarınızın doğru olduğunu kanıtlamak zorundasınız. Yalnız “Çamur at iz bıraksın.” modası geçmiştir. İnsanlar artık uyanmış, her iddiaya kesin ilmi delil isterler. Onun için yürekli ve mert iseniz, Sitemizdeki olan bilgileri çürüten ilmi kanıtları ortaya koyun  görelim...

e) Bu ve benzeri iftiralara Asrın müceddidi yazdığı Risale-i Nur Külliyatıyla söyle meydan okuyor:

“İşittim ki, diyorlar: 'Said elli bin nefer kuvvetindedir, onun için serbest bırakmıyoruz.'… Eğer korkunuz mesleğimden ve Kur'an'a ait dellallığımdan ve kuvve-i maneviye-i imaniyeden ise; elli bin nefer değil, yanlışsınız! Meslek itibariyle elli milyon kuvvetindeyim, haberiniz olsun! Çünki Kur'an-ı Hakîm'in kuvvetiyle sizin dinsizleriniz dâhil olduğu halde, bütün Avrupa'ya meydan okuyorum. Bütün neşrettiğim envâr-ı imaniye ile onların fünun-u müsbete ve tabiat dedikleri muhkem kal'alarını zîr ü zeber etmişim. Onların en büyük dinsiz feylesoflarını, hayvandan aşağı düşürmüşüm. Dinsizleriniz dahi içinde bulunan bütün Avrupa toplansa, Allah'ın tevfikiyle beni o mesleğimin bir meselesinden geri çeviremezler; inşallah mağlup edemezler!..” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 72)

f) “Bu nasıl bir kitap ki bu kadar fena yorumu da yapılabiliyor?” diyorsunuz.

Umarız Napolyon’un “Bana öyle bir söz söyleyin ki başka hiçbir ihtimal ve yoruma imkânı olmasın ki onunla sizi idam edeyim.” meşhur tarihi sözünü duymuşsunuz... Ve yine umarız ki; -evren tasavvuru, güneş sitemi, yerküresi, birçok kimya, fizik, astronomi, biyoloji prensipleri gibi- eskiden el üstünde tutulan nice bilimsel teorilerin zamanla tarihin çöplüğüne atıldığını da işitmişsiniz.

Daha düne kadar Kur’an’ın çok faydalı ve Allah’ın büyük bir nimeti olarak gösterdiği “anne sütünü” çok zararlı olarak gösteren bilim adamları bugün artık “tükürdüklerini yalamak” mecburiyetinde kaldılar.

g) İftiracı Efendi, “Neden başka dinlerin içinden kadınlarını kara bir örtüyle kapatan veya tekbir getirip kafa kesenler çıkmıyor da sadece İslam’dan çıkıyor?” diyor. Yani “kavgalara savaşlara sebep olan yalnız İslam dini olduğunu” söylemek istiyor.

- Önce şunu soralım: Orta Çağ boyunca, Hristiyanların Müslümanlara karşı başlattığı Haçlı seferlerinden haberin yok mu? Kendi aralarında yüz binlerce insanların ölümüne sebep olan mezhep çatışmalarını hiç duymadın mı?

I. ve II. Dünya savaşlarını başlatan Hristiyanların milyonlarca insanın ölümüne sebep olduğundan hiç mi haberdar değilsin? ABD ve diğer Batı Hristiyan devletlerin Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de ve Orta Doğu'nun genelinde, doğrudan veya dolaylı yollardan yüz binlerce insanın, özellikle de Müslümanların ölümüne, milyonlarca insanın yaralanmasına, milyonlarca insanın evini-barkını terk etmesine sebep olduklarını hiç duymadın mı?

Lenin, Stalin, Hitler, Mao gibi ateistlerin öldürdüğü insanların haddi hesabı yoktur. Yoksa bunlar Müslüman idi de biz mi bilmiyoruz?

Yahudilerin yıllardır işgal ettikleri Filistin’de binlerce Müslümanı öldürürken, acaba Kur’an’dan mı bu fetvayı aldılar?

Anlaşılan İslam’a karşı ön yargı fanatizmi bazılarının kalp gözünü kör etmiştir!

- İslam’da “kara çarşaf” şartı yoktur. Kara çarşaf olduğu gibi, beyaz çarşaf, kırmızı çarşaf, pembe çarşaf, yeşil çarşaf da olabilir. Hatta çarşaf yerine uygun bir manto da giyilebilir...

İslam dini evrensel olduğu için kuralları da evrenseldir. Örneğin, kadınların ve erkeklerin kılık kıyafetlerinin sadece sınırlarını çizmiş, bu sınırla dahilinde her yöre insanı kendi gelenek ve göreneklerine uygun bir giysiyi tercih edebilir.

Bununla beraber, Yahudi ve Hristiyanlarda da çarşaf âdeti vardır. Dindar olan rahibeler buna dikkat ettiklerini bizzat Avrupa ve ABD’de müşahede ettik.

Tavsiyemiz, ön yargıyı bırakıp, İslam’ın güzelliklerini öğrenmeye çalışmanız, özellikle bu asrın çeşitli dinsizlik hastalıklarını tedavi ettiğine binlerce insanın şahitlik yaptığı Risale-i Nur Külliyatını okumanızıdır.

Yoksa herkes gibi siz de birkaç gün sonra öleceksiniz, hem bu fani dünyayı, hem de o baki dünyayı kaybedeceksiniz. İşte asıl hüsran budur!

Rahman ve Rahim olan Allah, kırk yönden mucize olan Kur’an-ı Hakim hürmetine bize de size de hidayet ve doğruyu görmeyi nasip etsin. Âmin!..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun