Dinen zorla evlilik devam ettirilir mi?

Tarih: 04.11.2021 - 07:49 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir kadın kocasından ayrılmak istiyorsa, ancak kocası buna razı değilse, kadın bu evliliğe zorla katlanması mı gerekir?
- Yoksa boşanmayı gerektiren bir durum varsa, mahkemeye giderek boşanma davası açabilir mi?
- Hakim boşamaya hükmederse boşanma gerçekleşmiş olur mu?
- Örneğin kocasından iğrenen, nefret eden, tiksinen ve hayatı zindan olan bir kadın boşanamaz mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Boşanmayı gerektiren meşru bir durum varsa, kadın evli kalmak mecburiyetinde değildir.

İslam dini neslin devamı için tek yol olan evliliği teşvik etmiş, eşlerin evlilik birliğini, karşılıklı sevgi ve saygı ortamını olabildiğince korumalarını istemiş, talakı (boşanma) da ancak evliliğin sürmesine imkan kalmadığında başvurulabilecek bir çözüm şekli olarak meşru saymış, bazı dinlerde ve hukuk sistemlerinde görüldüğü gibi, kağıt üzerinde evli kalıp gönül ve bedence ayrı yaşamayı uygun görmemiştir.

Kur'an ve Sünnette talakın meşruiyeti açıkça ifade edilmiştir. (Mesela bk. Bakara 2/228-232, 236-237, 241; Talâk 65/1-2; Buhari, Talak, 1-4)

Ancak evlilik bağının, -önemli bir sebep bulunmadıkça- keyfî şekilde sona erdirilmesi tasvip edilmemiştir. Erkeklere eşleriyle iyi geçinmelerini ve onların kusurlarını değil olumlu yönlerini görmeye çalışmalarını öğütleyen ayet ve hadisler vardır. (bk. Nisa 4/19; Müslim, Rada, 61),

Ayrıca, “Helâl şeyler içerisinde Allah’a en sevimsiz geleni boşamadır.” (Ebu Davud, Talak, 3) ve “Evlen, fakat boşanma, Allah zevk için evlenip boşanan erkek ve kadınları sevmez.” (Heysemî, Mecmau’z-zevaid, 4/335) gibi hadislerde boşamanın dinen hoş karşılanmadığı açıkça belirtilmiştir.

Kur'an-ı Kerîm’de aile içi anlaşmazlığın ortaya çıkması halinde evliliğin devamını sağlamaya yönelik bazı tedbirlere başvurulmasının, geçimsizliğin devam etmesi durumunda erkek ve kadının ailelerinden seçilecek hakemlerin onların arasını bulmaya gayret etmesinin istenmesi de (bk. Nisâ 4/34-35, 128) karı-koca arasındaki uyuşmazlıkların ilk çözüm yolunun boşanma olmaması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Aile içindeki geçimsizlik durumunda her iki tarafın akrabaları bir araya gelip anlaşmazlığı çözmeye çalışır.

İki aileden birer kişi hakem seçilir, tiksinmenin devam ettiğini görürlerse, muhalaa yoluyla veya muhalaasız tarafları ayırırlar (terik ederler). Tefrik bain talak hükmündedir; böylece kadının eziyet içinde yaşamasına son verirler.

Osmanlı zamanında Şeyhülislamlığın onayı ile hazırlanmış olan “Hukuk-ı aile Kararnamesi"nin 130-131. maddeleri bu konuyu şöyle düzenlemişti:

“Madde 130. Zevceyn beyninde niza’ ve şikak zuhur edip de tarafeynden biri hakime müracaat ederse, hakim tarafeyn ailelerinden birer hakem tayin eder. Bir veya iki taraf ailesinden hakem tayin olunacak kimse bulunamaz veya bulunup da hakem olacak evsafı haiz olmazsa, hariçten münasiplerini tayin eyler. Bu suretle teşekkül eden aile meclisi tarafeynin ifadat ve müdâfaâtını tedkîk ile beynlerini ıslâha çalışır. Kabil olmadığı sûretde kusur zevcde ise beynlerini tefrik eder. Ve zevcede ise mehrin tamamı veya bir kısmı üzerine muhâlaa eyler. Hakemler ittifak edemezler ise hâkim evsaf-ı lâzımeyi hâiz diğer bir heyet-i hâkemiyye veya tarafeyne karabeti olmayan üçüncü bir hakem tayin eyler. Hakemlerin verecekleri hüküm kat’i ve nâ-kâbil-i îtirazdır."

"Madde 131. Mevadd-ı sâlife mûcebince tefrika dair sâdır olan hüküm talâk-ı bâini tazammun eder ve keyfyyet ale’l-usul tescîl edilir.”

Zamanımızda hakemlik usulü işlemiyorsa kadın mahkemeye başvurur, şeriata göre de geçerli bir sebeple hakim boşamaya hükmederse boşanmış olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun