Taha ismi uygun mu; ne anlama gelmektedir?
- Çocuklara isim verirken nelere dikkat etmek gerekir?
Değerli kardeşimiz,
"Taha" ismini çocuklara vermekte bir sakınca yoktur.
TAHA : (Ar.) Er. - Kur´an-ı Kerim´in 20. suresi. Hz. Ömer (ra)´e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure. Hz. Ömer (ra) bu sureden etkilenmiş ve Müslüman olmuştur.
"Tâ-Hâ" buyruğunun anlamı hususunda ilim adamlarının farklı görüşleri vardır. Ebu Bekr es-Sıddîk (ra): Bu "sırlardan bir sırdır" demiştir. Bunu el-Gaznevî nakletmektedir. İbn Abbas: "Ey adam" demektir der. Bunu da el-Beyhakî zikretmektedir.
Bu lafız her ne kadar başka bir dilde de bulunmakta ise de Arapça'dır. Ve bu Akk, Tay' ve Ukllüler arasında bir Yemen bölgesi şivesidir.
Bunun yüce Allah'ın isimlerinden bir isim ve onun adına yaptığı bir yemin olduğu da söylenmiştir. Bu da aynı şekilde İbn Abbas rivayet edilmiştir.
Tâ-Hâ'nın, yüce Allah'ın Peygamber (asm)'e -ona Muhammed adını vermesi gibi- verdiği bir isim olduğu da söylenmiştir. Peygamber (asm)'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir:
"Benim, Rabbimin nezdinde on tane ismim vardır..." diye buyurmuş ve bunlar arasında Tâ-Hâ ile Yâsîn'i saymıştır. (Suyûtî, ed-Durru't-Mensûr, V, 551)
Şöyle de denilmiştir. Bu lafız, bu sûrenin adıdır ve bu sûrenin anahtarı durumundadır. Yüce Allah'ın, bilgisini özel olarak Rasûlüne verdiği Allah'ın kelâmının kısaltılmışı olduğu da söylenmiştir.
Bir başka görüşe göre Tâ-Hâ, mukatta' harflerden olup bu harflerin her biri bir anlama delâlet etmektedir. Bu harflerin hangi anlamda oldukları hususunda da görüş ayrılığı vardır. Bir görüşe göre "Tâ" Tûbâ ağacıdır, "Hâ" ise ateşin bir adı olan "Hâviye" demektir, Araplar bazen bir şeyin bir bölümünü zikrederek onun tümünü kastederler. Sanki bunlarla yüce Allah, cennet ve cehenneme yemin etmiş gibidir.
Said b. Cübeyr dedi ki: "Tâ" Peygamber Efendimizin (asm) Tâhir ve Tayyib isimlerinin başlangıcıdır, Hâ da onun Hadi isminin başlangıcıdır.
Bir diğer görüşe göre "Tâ" ey ümmetine şefaati tama' eden, "Hâ" ise ey yüce Allah'ın kullarını hidayete ileten demektir.
"Tâ"nın taharetten, "Hâ"nın hidayetten kısaltma olduğu da söylenmiştir. Sanki yüce Allah Peygamberi (sav)ne: Ey günahlardan tahir (temiz) ve insanları gaybları en iyi bilene hidayet eyleyen kişi, diyor gibidir.
Bir diğer görüşe göre "Tâ" gazilerin davullannı (tubûl) "Hâ" ise onlann kâfirlerin kalplerindeki heybetini ifade eder. Bunu da yüce Allah'ın şu buyrukları açıklamaktadır:
"O kâfirlerin kalplerine korku salacağız..." (Âl-i İmran, 3/151);
"Kalplerine de korku saldı..." (Ahzâb, 33/26)
"Tâ"nın cennet ehlinin cennetteki Urab'ı (sevinci), "Hâ"nın da cehennem ehlinin cehennem ateşi içerisindeki hevânı (aşağılıkları) demek olduğu da söylenmiştir.
Altıncı bir görüşe göre "Tâ-Hâ", hidayet bulan kimseye ne mutlu demektir. Bu görüş Mücahid ile Muhammed b, el-Haneftyye'ye aittir.
Yedinci bir görüşe göre "Tâ-Hâ" sen yeryüzüne bas, demektir. Çünkü Peygamber (asm) ayakları şişinceye kadar namazın sıkıntılarına tahammül ediyor ve ayaklarını sırayla dinlendirmek gereğini duyuyordu. O bakımdan kendisine yere bas denildi, yani sen bu şekilde dinlenme ihtiyacını görecek kadar kendini yorma! Bunu da İbnu'l- Enbarî nakletmektedir.
Kadı Iyad'ın "eş-Şifa" adlı eserinde naklettiğine göre er-Rabi' b. Enes şöyle demiş: Peygamber (asm) namaz kıldığında ağırlığını bir ayağına verir, diğerini rahat tutardı. Bunun üzerine yüce Allah ona: "Tâ-Hâ" yani ey Muhammed yere bas, "Biz, sana Kur'ân'ı güçlük çekmen için indirmedik." buyruklarını indirdi.
ez-Zemahşerî dedi ki: el-Hasen'den bunu "Tahh" şeklînde okuduğu ve bunun da yere basmak emri diye açıklandığı nakledilmektedir. Bu rivayete göre, Peygamber (asm) teheccüd namazı kıldığında ağırlığını bir ayağına veriyordu. Ona her iki ayağını da yere basması emri verildi. Bu okuyuşun aslı sakin hemze olup onun hemzesi "he"ye kaib edilmiştir. Nitekim; deki hemze "elife kalb edilmiştir. Şu mısraın bir bölümünde de ("la"dan sonraki kelime) hemze "elif"e kalb edilmiştir:
"Bu nimetleri afiyetle içinize sindiremiyesin..."
Sonra buna binaen bu emri yapmıştır; sonundaki "he" ise sekt (susarken telaffuz edilen) "he"sidir.
(İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami'l-Kur'an, Buruc Yayınları: 11/294-297.)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Çocuklara isim verirken nelere dikkat etmek gerekir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Yanarak ölenin çektikleri kefaret olur mu?
- Peygamber Efendimiz diğer ümmetlere şefaat edecek mi?
- Kalem suresi birinci ayeti açıklar mısınız?
- Allah Teala, neden Hz. Musa'dan kutsal vadide, ayakkabılarını çıkarması istemiştir?
- Taberi, Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd ayetini nasıl tefsir etmiş?
- Kur'an-ı Kerim'de insandan, âdem ve beşer kavramları kullanılarak bahsediliyor; insan, âdem ve beşer kavramlarının kökeni nedir?
- NÂS
- Tebbet suresinde Ebu leheb için "Ebû Leheb'in elleri kurusun. Zaten kurudu." diye ifade edilirken "Ebu Leheb kurusun" denmeyerek "elleri kurusun" denmesinin hikmeti nedir?
- Peygamberimiz'in künyesi "Ebu'l-Kasım" ile künyelenmenin ve "Muhammed" ismini koymanın dinen bir sakıncası var mıdır?
- Hz. Âdem'in hayatı hakkında bilgi alabilir miyim?