Cennette erkekler neden daha üstün?

Ahiretteki üstünlük neye göredir? İbn Kesîr’in tefsirinde erkeklerin cennette daha üstün dereceye sahip olacağını okudum. Bunun delili nedir?

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, istisnaları bulunmakla beraber genellikle evin geçimini sağlamada ağır yük ve temel rol erkeğe aittir. İşte bu temel ve değişmez farklılıklara dayalı olarak erkeklere bir derece fazla hak verilmiştir.

Bu hak, Nisa suresinde (4/34) açıklanan “koruma, sorumluluk ve yönetme” (kavvamlık) hakkıdır.

İşte ayette erkeklere verilen bu sorumluluğa, bu ağır yüke ve büyük vazifeye dikkat çekilmiş ve bunu hakkıyla yerine getirenlere verilecek mükafata işaret edilmiştir. 

Yoksa erkek, sadece erkek olduğu için cennette daha üstün olmayacaktır.

Ayrıca, bu görevi aksatan, ihmal eden veya bihakkın yapmayan erkek de elbette o nispette sorumlu olacak hem Allah hakkından hem de kul hakkından hesaba çekilecektir.

İbn Kesir, Bakara suresinin 228. ayetinde zikredilen وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ “Erkeklerin kadınlar üzerinde bir dereceleri mevcuttur.”[1] ayetini şöyle yorumlamaktadır:

“Yani; erkekler, yaratılışta, makamda, emirlere itaat etmede, mal harcamada, dünya işlerini yürütmede hem dünya hem de ahirette -kadınlara nisbeten- üstün tutulmuştur.”[2]

Bu vesileyle bazı hakikatleri ve değerleri bir kez daha hatırlayalım:

Allah’ın ve Resul’ünün Hatırının Âli Olması

Bir Müslüman, dünya hayatında karşılaşacağı her problemi, İslami pencereden bakarak çözmelidir. ‘Sorular’, Yüce Allah’ın emri, Hz. Peygamber’in -sallallahu aleyhi ve sellem- de tavsiyeleri üzere çözülmedikçe ‘sorunlar’ olarak kalmaya devam edecektir.

Bu nedenle öncelikle bizlere düşen; her zaman ve mekanda Allah Teala’nın hatırını her şeyin üstünde tutmalı, sunmuş olduğu yoldan razı olmaktır.

Teslimiyet Göstermek

Müslüman öncelikle; Allah Azze ve Celle’ye kayıtsız şartsız teslim olmalıdır. Üstad Bediüzzamân’ın ifadesiyle; “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.”[3]

İnsan, iman edince insanlık aleminin ehramında yer almaktan zevk alır. Yüce Allah’ı alemde birleyince başına gelecek her hayır ve şerde rıza gösterip teslimiyet gösterir. Halini O’na tamamen arzedince; kendisi için -neyin hayırlı neyin şerli olduğunu bilemediğinden- cereyan eden durumlar karşısında sadece teslimiyet ve tevekkül gösterir. Teslim olukça tevekkülü onu bir cennet yolcusu kılar.

İnsanın, İnsanlığından Değer Kazanması

İslam, insana insan olduğu için değer vermiştir. Kadın ve erkek diye özel bir ayrıma gitmemiş, birini diğerinin kölesi kılmamış, insana insan olarak yaratıldığı için değer vermiştir.

Erkeğin ve Kadının Birbirine Olan İhtiyacı

Allah Teala Ademoğlu’nu kainatta var ederken erkekli ve dişili şekilde yaratmış,[4]İaşe ve ibate noktasında; erkeği kadına, kadını da erkeğe muhtaç bırakmıştır. Birini hakim diğerini eli mahkum kılmamış, birbirini dünyada tamamlayan iki farklı cinsiyet olarak kılmıştır.

Ne var ki ayet-i celilede de şöyle buyrulmuştur: “Ben sizden erkek ya da kadın olsun çalışan hiç kimsenin amelini zayi etmeyeceğim. Hep birbirinizdensiniz.”[5]

Bir koca ile hanımı, Kuran’ın ifadesiyle birbirinin elbisesi kılınmıştır.[6] Bir elbise, sahibini nasıl ki soğuktan, sıcaktan ve hayasız gözlerden korur ise; bir koca ile karısı da birbirini türlü sıkıntılardan ve zorluklardan muhafaza etmektedir.[7] Nitekim Allah Resulü (asm) “Kadın erkekle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır.” duyurmaktadır.

Erkeğe ve Kadına Verilen Görevler

Yüce Allah, varlığından insanları haberdar ederken aynı zamanda onlara bu dünyada birtakım sorumluluklar ve pozisyonlar yüklediğini belirtmiştir.

Erkeğe verilen işlerle kadına verilen görevler aynı değildir. Çocukların, annelerinin nafakaları ve giyim kuşamları kendileri için çocuk doğurdukları kocaları üzerinedir.[8] Anneler ise, çocuklarını tam iki sene emzirmekle,[9] kimseye muhtaç etmeden büyütmek ve terbiye etmekle yükümlüdür.

Hanımların yemek ve ekmek pişirmesi, elbise yıkaması, oda süpürmesi, ev işlerini tertip ve düzenlemesi, kocasının yükünü hafifletmeye çalışması ahlaki birer görevdir ve şerefli bir hizmettir.[10] 

Erkekler, yaratılış itibariyle daha çok mantığıyla hareket ederken kadınlar daha çok duygusal düşünmektedir.

Kadınların sosyal zekası fazla iken erkeklerin sayısal zekası daha yüksektir.

Erkeklerde evlilik hususunda kadınlardan güzeli aramaya ve bulmaya eğilim varken kadınlarda erkekler tarafından beğenilme arzusu daha baskındır.[11]

Bu nedenle dışarıda erkekler, içeride de kadınlar daha çok söz sahibidir.”[12]

Ayırt Edici Üstünlüğün Takva Olması

İnsanın yaşayacağı ve göreceği farklı iki alem vardır. Biri fani, diğeri bakidir. Bunlar; dünya, ahiret hayatıdır. Allah Teâlâ’nın insanları dünyada var etmesinin temelinde -işlemiş oldukları ameller karşısında mükafat ve ceza niteliğinde- cennete ve cehenneme koymak vardır. Bu yüzden her Müslümanın en çok önemseyeceği ve kazanmak için ömrünü sarf edeceği alem, ahirettir.

Kadınlık veyahut kocalık yapmak, her ne kadar dünya hayatını Allah’ın istediği şekilde yaşamayı kolay kılan en büyük faktörlerden birisi olsa da en önemlisi her bireyin İslam’ı kendi aleminde/özelinde yaşamasıdır. Çünkü Allah Teâlâ, kendi nezdinde erkek veyahut kadın fark etmeksizin en faziletli, en değerli, en sevgili olanının en takvalısı olduğunu bildirmekte,[13] kurtuluşa ereceklerin yalnızca muttakiler kadrosundan olduğunu ifade etmektedir.[14]

[1] Bkz. Bakara, 2/228.
[2] Ebü’l-Fidâ’ İbn Kesîr, et-Tefsîr, Dârü Taybe, Dımeşk 1420, 1/610.
[3] Nursi, Said, Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, Üçüncü Nokta.
[4] Bkz. Hucurât, 49/13.
[5] Bkz. Âl-i İmrân, 3/195.
[6] Bkz. Bakara, 2/187.
[7] Bkz. Bilmen, Ömer Nasûhî, Kur'ân-ı Kerîm Meali Âlisi ve Tefsîri, Bakara 187. âyete bkz.
[8] Bakara, 2/233.
[9] Bkz. Bakara, 2/233.
[10] Bkz. Bilmen, Ömer Nasûhî, Hukûk-i İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıkhiyye, Rabbani Yayınevi, 2/483.
[11] Tasarrufla alınmıştır. Konuyu detaylı incelemek adına bkz. Tarhan, Nevzat, Kadın Psikolojisi.
[12] Bkz. Bakara, 2/233.
[13] Bkz. Hucurât, 49/13.
[14] Bkz. Bakara, 2/5.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet