Canlılar neden erken yaşta ölüyorlar? Eğer canlı dünya Allah’ın eseriyse neden canlıların yüzde doksan dokuzu normal yaşamını sürdürmeden yok oluyor?

Tarih: 27.04.2011 - 02:09 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Canlı dünya da cansız dünya da Allah’ın eseridir. O’nun eseri olmayan hiçbir varlık yoktur. Bir eser varsa, mutlaka bir ustası olacaktır. Bu aklın ve mantığın gereğidir.

Canlılara belli bir ömür biçip, onlara hayat sürecini tayin eden Allah’tır. Ancak, herhangi bir canlı türüne takdir ettiği hayat süresi, o türün bütün fertleri için aynı değildir. Bir takım sebeplerle bazı fertlerin hayatı daha kısa sürmektedir.

Bunu daha sıhhatli değerlendirebilmek için bütün varlıklara kuş bakışı nazar etmek gerekmektedir. Bütün içinde her hangi bir ferdin hayatı değerlendirilirse, onun erken ölümü daha fazla anlam kazanmaktadır. Hayvanlar âleminde bunu daha açık olarak görmekteyiz. Mesela, bir bizon öküzü, hastalanmış veya ayağı kırılmış. Bunun hayatının devamı onun için bir ızdırap kaynağıdır. Böyle bir fert, yabani hayvanlar tarafından ortadan kaldırılır. Böylece o yabani hayvanların da rızkı temin edilmiş olur. Aynı şekilde hastalanmış veya yaralanmış bir balık, diğerleri tarafından ortadan kaldırılmazsa, o zaman hem o hayvan için ve hem de çevre için, bir takım olumsuzluklar ortaya çıkacak, çevredeki sağlam balıklar da hastalanacaktır.

Meseleye sadece o varlığın hayatta kalması yönünden bakmamak gerekir. Çevredeki besin zincirinin devamı için kâinattaki denge çok önemlidir. Bir anda bir balık bir milyon yumurta yapmaktadır. Bunların hepsi olgun hâle gelse ve hepsi de balık türüne tayin edilmiş olan ömür sonuna kadar yaşamış olsa, birkaç sene içerisinde bütün denizler balık dolar, her taraf balık kokusundan geçilmez hâle gelirdi.

Bir bakteri, yirmi dakikada çoğalmaktadır. Bunlar, kendilerine tayin edilen ömür kadar yaşamış olsalardı, bir sene içerisinde her taraf bakteri dolardı.

Bir çift karasinekten bir mevsimde milyarlarca sinek meydana gelmektedir. Bunların hepsi de karasineğe tayin edilen ömür kadar yaşasalardı, bir senede yeryüzünü birkaç metre kalınlığında karasinek doldururdu. Bütün varlıkları aynı şekilde düşününce, yeryüzü yaşanmaz hale gelirdi.

Bir hayvan türünün ortadan kalkması, onların yaşamalarına uygun çevrenin değişmesinden kaynaklanmaktadır. Mesela, balık su ortamında yaşar. Su çekilmişse, o balığın yaşaması onun için iyilik değil, bir ızdıraptır. Dolayısıyla geçmişte yaşayıp ortadan kalkmış canlılara böyle bakmak gerekir.

Bizdeki acıma ve şefkat hissi, Allah’ın Rahmet ve merhametinin bir tecellisidir. O’nun Rahmetinin bir tecellisi bütün mahlûkata taksim edilince, bize düşen bu his ve duygu ile varlıklara acıyor ve şefkat etmeye çalışıyoruz. Hâlbuki sonsuz rahmet ve şefkat sahibi olan Allah, yarattığı varlıklara kayıtsız kalabilir mi? Onlara acımayıp merhametsiz davranabilir mi?

Bizim yanlışlığımız, bizde tecelli eden merhamet ve şefkat hislerini yanlış yerde kullanmamızdan kaynaklanıyor.

Madem mülk Allah’ındır. O rahmet ve inayet sahibidir. O ne yaparsa en iyisini yapar. Bizim bu konuda yanlışlığa düşmemizin sebebi, kâinata bir bütün olarak nazar edemeyişimizdir.

Bize hayatı veren ve o hayatı rızkı ile devam ettiren, bizde tasarruf eden, bize rahmet ve merhametiyle muamele eden de odur. O’nun şefkati, rahmeti, inayeti ve yardımı olmazsa, bize kim yardım edebilir?

Sadece biz değil, bütün mahlûkat O’nun yardımına muhtaçtır. O ne yaparsa en iyisini yapar.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun