Peygamber Efendimizi kadın düşkünü biri miydi?

Tarih: 05.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Bu dünya metaından kadınlar ve güzel kokular bana sevdirilmiştir..."
- Bu hadisden dolayı, Peygamber Efendimizi (haşa) kadın düşkünü gibi göstermek isteyenler var.
- Bu rivayetler doğru mudur?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Peygamber Efendimiz (a.s.m.)'in, evliliğinin her birinin ayrı bir sebep ve hikmeti vardır. Her şeyden önce O bir Peygamber'dir ve risalet görevi her şeyin önünde ve üstündedir. Dolayısıyla -Kur'an'ın tabiriyle- "hayatı ve ölümü Allah için olan" Efendimiz (a.s.m.)'in evliliklerini de risalet görevinin tezahür alanlarından birisi olarak görmek durumundayız.

Bunun böyle olduğunun en açık delillerinden birisi, kendisi 25 yaşındayken 40 yaşındaki Hz. Hatice (r.anha) validemizle evlenen Efendimiz (a.s.m.)'in, bu ilk eşi vefat edinceye kadar 25 yıl bir başka hanımla evlenmemiş olmasıdır. Hz. Hatice (r.anha) validemiz vefat ettiğinde Efendimiz (a.s.m.)'in yaşının 50'nin üzerinde bulunduğunu hatırlatalım. Bu yaşa kadar kendisinden on beş yaş büyük bir hanımla sürdürdüğü evlilik hayatını başka bir hanımla paylaşmamış olması, yaptığı evliliklerin "cinsellik"e indirgenemeyecek anlam ve amaçlar taşıdığının en açık göstergesidir. Öncelikle bunun bilinmesi gerekir.

- “Bana cinsi münasebette kırk erkek gücü verildi.” hadisi, hadis otoriteleri tarafından zayıf olduğu, sahih olmadığı bildirilmiştir.(bk. Zeynu’l-Irakî, Tahricu ahadisi’l-İhya, 6/152-şamile; Heysemî, Mecmau’z-Zevaid, 8/269).

- “Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: kadınlar, güzel koku ve namazdaki gözümün aydınlığı.” (Kenzu’l-Ummal, h. No:18913) manasındaki hadis-i şerifte üç şeyin sevgisinden söz edilmektedir. Bu üç şeyin bir arada zikredilmesi, kadın sevgisinin sadece cinsî münasebet anlamında algılanmasına uygun değildir. Bilakis, Peygamberimizin (a.s.m) bu hadiste asıl vurgulamak istediği husus, mal-mülk, makam-mevki gibi hiçbir şeyin kendisi için bir kıymet ifade etmediğini, hiçbir şeyden lezzet almadığını, aslında dünya hayatında sevgi namına kendisini ilgilendiren sadece şu üş şey olduğudur.

Bunlardan birisi; Allah’a kulluk etmektir. Özellikle bu kulluğun en parlak yansıması olan namaz kılarken, ilahî huzurda hissettiği manevî lezzetten doğan göz aydınlığı. Burada, insanlara kulluğa, özellikle namaza verdiği önemin boyutunu göstermek istemiş, insanları samimi, ciddî bir kulluk şuuruyla namaz kılmaya teşvik etmiştir.

Bir diğeri: Meleklerin de hoşlandığı güzel kokudur. Bir yandan Hz. Peygamber (a.s.m)’in sık sık beraber olduğu Hz. Cebrail’in bir melek olarak kötü kokulardan rahatsız, güzel kokulardan hoşlandığını, kendisinin buna dikkat ettiğini, arkadaşlarının da kendi meclisinde dikkatli olmalarının gerekli olduğunu ifade etmiştir. Diğer taraftan da, bedevî bir topluluğu cahiliye devri alışkanlıklarından uzaklaştırmak isteyen Peygamberimiz (a.s.m), camilerde, sohbet meclislerinde başkasını rahatsız eden -bedende, elbisede, ağızda olabilecek- kötü kokulardan uzak durmalarını, bunun yerine güzel koku sürmeleri hususunda ders vermiştir.

Dünyalıklardan kendisine sevdirilenlerin üçüncüsü, kadınlardır. Âlimlerimiz, bu hadisi açıklarken, kadınların, Resulullah (a.s.m.) tarafından sevilmesini, onların "İslâm'ın neşrine olan hizmetleri" sebebiyle izah ederler.

Bu hadiste, kast edilenin cinsi münasebet olmadığını düşünüyor ve bunun gerekçesini birkaç madde halinde belirtmek istiyoruz:

a. Yukarıda arz ettiğimiz sebeplerden ötürü, özellikle de bedevî bir topluluğu, kötü kokulardan uzak tutmak adına “bana dünyadan koku sevdirildi” ifadesini kullandığı gibi, aynı bedevî toplulukta eskiden beri bir gelenek olan “kadınları hor görmek, sırf bir mal gibi algılamak, hiçbir sevgi ve saygıya layık olmayan mahluklar olarak görmek” gibi çirkin, ama aynı zamanda kökleşmiş bir anlayışı yıkmak için “bana dünyanızdan sevdirilen varlık kadınlardır” diye buyurmuştur. Sahabede gerçekten “bir peygamber, kadınları seviyor, onlara değer veriyorsa, o halde hepimizin ona uyması gerekir” düşüncesini oluşturmuştur.

b. Kadınlarla ilgili bu sözleri, “İnsanlar için kadınlar süslü gösterildi.” (bk. Al-i İmran, 3/14) mealindeki ayetle de örtüşmektedir. Bu ayette -cinsi münasebet değil-, karşı cins olarak erkekler için süslü, sevimli gösterilmiştir. Ayette, oğullar, altın-gümüş, at, sığır, ekinlerin de zikredilmesi, yaptığımız yorumu güçlendirmektedir. Demek ki, bir altın yenmediği halde sevimli olduğu gibi, kadın da cinsî münasebetin dışında, bir karşı cins olarak önemli bir çekiciliğe sahiptir. Bunların sevdirilmesi, insanları dünya hayatına bağlar. Dünyaya bakarken, yalnız onun somurtkan yüzüne değil, mütebessim olan yüzüne de bakmanın önemi vurgulanmıştır.

c. Bir peygamberin arkadaşlarına -herhangi bir hikmeti olmaksızın- “cinsi münasebetin lezzetinden söz etmesi” pek makul görünmemektedir. O halde, burada -eskiden beri hor, hakir görülen- kadınların sayılmasını, sevilmesini amaçlayan bir üslup söz konusudur.

d. Peygamberimiz (a.s.m)’in, veda hutbesinde “kadınlar hakkında Allah’tan korkun, şunu bilin ki, onlar Allah’ın yanınızdaki emanetleridir.” (Ebu Davud, Menasik, 57; Mecmau’z-Zevaid, 3/266) vurgusunu yapması, son nefeslerini verirken bile yaptığı en son tavsiyesi; “kadınlara iyi davranın, namazlarınızı kılın” şeklinde olması, adı geçen hadiste sevdirildikleri söz konusu edilen namaz ve kadınlar hakkında söylediklerimizi desteklemektedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Dünyada kadın ve güzel koku bana sevdirildi.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun