Açlıktan ölmek var mıdır?
Yerde yürüyen hiçbir canlı hariç kalmamak üzere, rızıkları Allah'ın üstünedir..." (Hud, 11/6).
"Nice canlı mahlukat vardır ki, rızkını kendisi taşımıyor. Onu da sizi de Allah rızıklandırıyor. O hakkıyla işiten, kemaliyle bilendir." (Ankebut, 29/60).
Yukarıdaki ayetlerin ifadesine göre, bütün canlıları ömürleri boyunca rızıklandıran Allah'tır. Yaşadıkları sürece de rızıklarını verir, yani rızık, Allah'ın garantisi altındadır.
"Peki, açlıktan ölenlerin olduğu söyleniyor. Bunun ilmi izahı nasıldır?" sorusu hatıra gelebilir.
Bu hususu değişik cihetlerden ele almak mümkün. İnsan vücuduna alınan gıdaların bir kısmı glikojen ve yağ hâlinde depolanır. Bu depolar açlık durumunda harcanır. Depolardaki gıdalar, insanın oldukça uzun bir süre yaşamasını sağlar. Doktor Dewey'in bu hususta yaptığı araştırma, oldukça ilgi çekicidir:
Dört yaşlarında iki çocuk dikkatsizlikle ilaç içtiklerinden, yemek boruları ve midelerinde yanıklar meydana gelmiş ve yemek yiyemez olmuşlardı. Zayıf ve narin olan birinci çocuk, vücudundaki ihtiyatları kullanarak 75 gün yaşadı. Daha kuvvetli olan ikinci çocuk ise 90 gün dayandı.
Uzun süreli açlıklarla alakalı bir araştırma yapan Doktor Bertholet'in elde ettiği sonuçlar da kayda değer. Buna göre uzun süren açlık durumlarında hasıl olan kilo kaybı, bilhassa yağ ve dalak gibi hayati önemi az olan organ ve dokularda meydana gelir. Bu araştırma sonuçları; uzun süren açlıklarda vücut tarafından; yağın % 97'sinin, dalağın % 63'ünün, karaciğerin % 56'sının, adalelerin % 30'unun ve kanın % 17'sinin kullanıldığını göstermiştir. Halbuki aynı araştırmada, insan için hayati öneme sahip olan beyin ve sinirlerde, herhangi bir ağırlık kaybının olmadığı tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki, açlık anında vücut için hayati öneme haiz organlardan değil, diğerlerinden harcama yapılmaktadır. Böyle bir açlık durumunda yağların, keton cisimlerine çevrildiği ve beyin hücrelerinin imdadına gönderildiği, son yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.
Bu konuda yapılan denemeler, hiçbir şey yemeden ortalama 80 gün kadar yaşanabileceğini göstermiştir. Yalnız gıdanın kesilmesi birdenbire olmamalıdır. Aksi taktirde alışılmış olan âdetin terkinde vücut zayıf düşüp, ölüme götürebilir. Bu hususu İbn-i Haldun şöyle ifade eder:
"Kıtlık görülen yerlerde çok yemeye alışanlar, az yemeye alışanlardan çok fazla kayıp verirler. Onları öldüren, karşılaştıkları kıtlık değil, daha önce alışmış oldukları tokluktur."(1)
Dünyada açlıktan öldüğü söylenen insanların % 20'sini Hindistan'da, % 35'ini ise Afrika'da yaşayan bir yaşının altındaki çocukların meydana getirdiği ifade edilmektedir. Anlaşılan odur ki, insan vücudunda ve çevresinde her an hazır bekleyen mikroplar, vücudun zayıf olduğu anlarda hemen bedene hakim olarak onu alt edebilmektedir. Özellikle çocuklar bu hususta en zayıf durumda olduklarından, fazla oranda ölüme maruz kalırlar. O hâlde açlıktan öldüğü söylenenler, rızkın bitmesinden değil, rızkın azalmasından meydana gelen hastalıklardan ölürler.
- Rızık herkese eşit miktarda mı veriliyor?
Bu husus Kur`an-ı Kerîm'de şöyle bildirilir:
"Allah, kullarından kimi dilerse onun rızkını yayar (genişletir) veya onu kısar. Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyla bilendir." (Ankebut, 29/62)
Yukarıda mealen beyan edilen âyet-i kerîmeye göre, Cenâb-ı Hak bazı insanlara rızkı bol, bazılarına daha az vermektedir. Bunun hikmeti, bir başka âyet-i kerîme İle şöyle ifade edilir:
"Eğer Allah bütün kullarına (müsavat üzere, eşit şekilde) bol rızık verseydi, yerde (yeryüzünde) muhakkak ki taşkınlık ederler, azarlardı. Fakat O ne miktar dilerse (rızkı o kadar) indirir. Şüphe yok ki O, kulların her hâlinden hakkıyla haberdardır, (her şeyi) kemâliyle görendir." (Şûra, 42/27)
Demek ki, dünyada açlıktan ölen olmadığı gibi, herkese verilen rızık da eşit değil. Kimine az, kimine çok. Fakat her ne hâl olursa olsun insana düşen; O`nun rahmet kapısını çalmak, O`ndan talep edip istemek... Nasıl mı? Meşru yolda çalışarak, sebeplere el atarak. Bize düşeni yaptıktan sonra da kısmetimize razı olup O`na tevekkül ederek...
BENZER SORULAR
- Açlıktan ölüm yok deniliyor. Ancak dünyanın birçok yerinde insanlar açlıktan ölüyor. Bu çelişkiyi nasıl açıklarsınız?
- Nur Suresi, 60. ayete göre yaşlı kadınların tesettürü nasıl olmalıdır?
- Nereye dönerseniz Allah?ın yüzü işte oradadır. (Bakara 115) ayetinde geçen "Allah'ın yüzü" ne anlama gelmektedir.
- Allah kullarına rızık kapısı açarsa, neden bazı insanlar aç yatıp aç kalkıyor?
- "Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü işte oradadır." (Bakara, 2/115) ayetinde geçen "Allah'ın yüzü" ne anlama gelmektedir?
- İbn Haldun; Araplar kıskanç, Türkler hırçın, Batılılar deyyus demiş mi?
- Nur Suresi 60. ayet ışığında, genç hanımların hatları belli etmeyen elbise giymeleri yetmeyip, pardösü / çarşaf vb. dış elbise giymeleri farz mı oluyor?
- "Hastalarınızı yemeye ve içmeye zorlamayın. Zira Allah onlara yedirip içirmektedir." hadisinde anlatılmak istenen nedir?
- İsra suresi 84. ayette geçen "De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir." demekle ne denmek isteniyor?
- Enam Suresi 13. ayetteki "gece ve gündüzde barınan" ifadesi ile kastedilen nedir?