Bakterilerin ve virüslerin de erkeği ve dişisi olduğunu ispat edebilir misiniz?

Tarih: 13.07.2023 - 08:57 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakterilerin virüslerin ve diğer mikroorganizmaların cinsiyetsiz olduğu söyleniyor yani erkeği ve dişisi olmadığı söyleniyor bu doğru mu?
- Bakterilerin virüslerin ve diğer mikroorganizmaların tıpkı diğer canlılar gibi erkeği ve dişisi olduğunu ispat edebilir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bakteriler ve virüsler hücre yapısı göstermeyen organizmalardır.

Virüsler

Bunlar hücre yapısı göstermeyen organizmalardır. Orta boy bir bakteri hücresinden bin defa daha küçüktürler. Virüslerin büyüklükleri 300-3000 A° arasında değişir. Virüsler ışık mikroskobunda görülemezler, ancak, elektron mikroskobunda iyi tanınırlar. Hücre dışında bulundukları zaman metabolik olarak aktif değillerdir. Bazıları kristal hâle getirilebilir. Bu bakımdan canlı mı, cansız mı oldukları tartışma konusudur.

Virüsler ya DNA ya da RNA ihtiva ederler. İki nükleik asidi birden ihtiva etmezler. Virüslerin nükleik asidi protein bir kılıfla sarılıdır. Bu protein örtüye kapsül adı verilir. Virüsler kendi aralarında; bitki virüsleri, hayvan virüsleri, insan virüsleri ve bakteri virüsleri olarak gruplara ayrılır.

İnsanlarda hastalık yapan virüsler arasında çiçek hastalığı, suçiçeği, kuduz, kızamık, kabakulak, sarılık, grip, aids ve Corono-virüsler sayılabilir.

Bitki virüsleri sadece RNA ihtiva ederler.

Hayvan virüslerinin bazıları RNA, bazıları DNA ihtiva ederler. Virüsler asalaktırlar ve ancak başka bir hücre içinde yaşayabilirler. Bakterilerde yaşayan virüslere bakteriyofaj veya kısaca faj adı verilir.

Fajlar

Fajlar, baş ve kuyruk olmak üzere iki kısımdan ibarettir. Baş kısmında nükleik asit (RNA veya DNA) yer alır. Kuyruk kısmı ise proteinik yapıda olup, büzülme ve daralma kabiliyetinde bir kılıfa sahiptir. Uç kısmında da iplikler bulunur.

Faj DNA'larının bakterinin içine girmesinden sonra, bakteri biyosentez mekanizması, fajın çoğalmasının hizmetine girer ve bakterinin kendi kromozomu imha edilir. Enfekte olan bakteri tarafından önce belli faj enzimleri üretilir, arkasından faj DNA'ları ve fajların dolgu proteinleri sentez edilir.

Faj DNA'sı baş, kuyruk ekseni ve faj örtüsü tamamlanınca önce DNA faj başına girer, arkasında da kuyruk kısımları yerlerini alır. Daha sonra faj krozomunun tesiriyle bakteri çeperi yumuşatılarak bakteri patlatılır ve olgun fajlar serbest hâle geçerler.

Bir bakterinin çeperi, fajlar için özel yapışma noktasına sahiptir. Şayet bir faj, bakterinin üst yüzeyi ile temas edecek olursa, fajın uç plakası yapışma noktasına uyum göstermesi hâlinde oraya yapışır.

İşte fajların belli bir konukçuya özelleşmiş olmaları, bu yapışma noktaları ile alakalıdır. Bu yolla fajlar, kendileri için uygun olan konukçuyu tanırlar.

Üç seneye yakın milyonlarca insanın ölümüne sebep olan corono-virüs’ün çoğalma mekanizmasını yaşayarak gördük.

Bakteriler

Prokaryotik hücre yapısına sahip olan bakterilerin bir kısmı serbest, bazıları da bitkilerde ve hayvanlarda parazit (asalak) olarak yaşarlar. Bir bakteri takriben bir mitokondri büyüklüğündedir. Mesela memelilerin sindirim sisteminde yaşayan Escherichia coli 2 µm uzunluğunda ve 0,8 µm çapındadır.

Bakterilerde, ökaryot hücrelerdeki gibi bir çekirdek mevcut değildir. DNA ve RNA’lar kitle halinde bulunur.

Bazı gram negatif bakterilerde değişik sayılarda tüye benzeyen çıkıntılar yer alır. Bunlara saçaklar (fimleria) veya tüy (pili) denir. Bakterinin hareketinde bir rolleri yoktur. Bakterinin geliştiği ortamdaki pH, ısı ve oksijen seviyesi, tüylerin teşekkülünü etkiler.

Tüyler özelliklerine göre gruplara ayrılır. Bazı tüyler bakterilerin birbirine, eritrositlere veya diğer hayvan ve bitkilere yapışmasına yararlar. F veya seks tüylerinin ise, bakterinin konjugasyonunda (kavuşmada) rol oynadığı tahmin edilmektedir.

Bakterinin Üreme Hızları ve Dönemleri

Uygun bir ortamda bakteri hücresi önce beslenmeye ve belirli bir gelişmeye ulaştıktan sonra da bölünmek suretiyle çoğalmaya başlar. Yeni teşekkül etmiş bir hücrenin, uygun şartlar devam ettiği esnada, tekrar bölünebilecek bir hâle gelebilmesi için geçecek zaman, mikroorganizmanın cins ve türüne göre değişir.

Bu süre pseudomonaslarda 10 dakika, Escherichia coli’de 20 dakika, Mycobacterium tuberculoris’de 13-15 saattir.

Uygun üreme ortamına ekilen bakteriler metabolik faaliyetleriyle bulundukları besiyerlerindeki besin maddelerini sürekli olarak tüketirler. Aynı zamanda enzimleriyle ortamı ayrıştırırlar ve katabolizma sonucu toksik artık maddelerini de bulundukları yere bırakırlar. Böylece, zaman geçtikçe ortam bakteriler için daha elverişsiz hâle gelerek üremelerini engeller.

Bakterilerin üremelerinde zamana bağlı olarak çeşitli dönemlerin bulunduğu tespit edilmiştir.

1. Gizli Dönem

Kısa süren bu dönemde mikroorganizmalar bulundukları yeni ortama alışma gayretindedirler. Bu dönemde bakteri sayısında artma olmaz.

2. Bölünmenin Hızlandığı Dönem

Bu dönemde hücrelerin boyu uzar. Metabolizma faaliyetleri hızlanmış, bölünme süresi kısalarak üreme başlamıştır.

3. Logaritmik Üreme Dönemi

Bu dönemde bölünerek çoğalma süratlenmiştir.

4. Üreme Hızının Azalma Dönemi

Bir süre sonra ortamdaki besin maddeleri azalmaya, pH uygunsuz hâle gelmeye, zehirli metabolik artıklar fazlalaşmaya başlar. Bu dönemde hücrelerin bölünme hızı azalır. Canlı hücre sayısında artma azdır.

5. Çoğalmanın Durma Dönemi

Bu dönemde hücrelerin bölünmesi yavaşlamıştır. Besi yerinde bulunan mikroorganizma topluluğunda çoğalma sayısı kadar hücre ölümü de vardır. Dolayısıyla bu dönemde belirli aralıklarla alınan örneklerde canlı hücre sayısı hep değişmeden kalır.

6. Bakterilerin Azalma Dönemi

Bu dönemde bölünme ile yeniden teşekkül edenlerin sayısı, ölen hücrelerin sayısından azdır.

7. Logaritmik Ölüm Dönemi

Ortam şartlarının uygunsuz hâle gelmesiyle mikroorganizmalar hızla ölmeğe başlarlar.

8. Son Uyku veya Yeniden Düzenlenme Dönemi

Bu dönemde, mikroorganizma sayısı çok azalmakla beraber, ölenlerin sayısı bölünenlerinki ile belli ve düşük bir düzeyde değişmeden kalır.

İlave bilgi için tıklayınız:

"Düşünüp ibret alırsınız diye her şeyden çiftler yarattık." (Zariyat, 51/49).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun