Açlıktan hırsızlık yapana ceza verilir mi?

Tarih: 14.03.2022 - 09:54 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir adam açlıktan ölmek üzere olan ailesini doyurmak için ekmek çalsa ve onları açlıktan ölmekten kurtarsa, hırsızlık cezası bu durumda hala geçerli midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hayır, bu durumda olana asla ceza verilmez, aksine devlet onun çaldığını sahibine öder ve ailenin bütün ihtiyaçlarını da giderir.

Hırsızlık suçunun tam oluşması için suçun bilerek ve istenerek işlenmesi, failin cezai ehliyetinin bulunması, çalınan malın hukuken koruma altında olması ve belli bir miktardan fazla olması gibi şartlar aranmıştır.

Ancak, açlık, zaruret, zorlama gibi, hırsızlık suçunu işlemeyi kısmen veya tamamen mazur gösterecek bir mazeretin bulunması durumunda, ceza verilmez.

Buna göre, bir kimse, ailesini açlıktan kurtarmak amaçlı ekmek çalmak zorunda kalırsa ceza verilmez. Ayrıca aç kalanın bütün ihtiyaçları devlet tarafından giderilir ve çaldığı şeyin karşılığı da yine devlet tarafından mal sahibine ödenir.

Nitekim, Hz. Ömer (ra), halifeliği döneminde kıtlık ve açlığın hüküm sürdüğü yıllarda, hırsızlık yapana had cezası uygulamamıştır.(1)

Hz. Ömer’in, burada hükmün illetini bir hadise dayandırarak bu içtihadı yaptığını düşünüyoruz. Zira Hz. Peygamber (asm) döneminde meydana gelen bir olayda Abbad b. Şurahbil adlı sahabinin açlıktan dolayı yaptığı hırsızlığa karşı, Hz. Peygamber’in had uygulamadığını, üstelik bu sahabinin ihtiyacının giderildiğini bilmekteyiz.(2)

Bunu zaruret prensibi ile de açıklamak mümkündür. Yani Hz. Ömer (ra), zaruret durumunda ölü eti yemenin cezai bir sorumluluk getirmediğine kıyasen, kıtlık ve açlık durumunda da başkasının malını çalmanın had cezası gerektirmeyeceğine hükmetmiştir. Bu içtihadında nefsin muhafazası ilkesini gözetmiştir.

Burada özellikle hatırlatmak isteriz ki, İslam hukukçuları suçun oluşmasını ve cezanın uygulanmasını çok sıkı şartlara bağlamış, bu şartlardan birinin bulunmaması veya şüpheli olması durumunda had cezasının düşmesi ilkesini benimsemiş, bunlara ilaveten toplumda kişileri hırsızlık suçunu işlemeye iten sebeplerin de en aza indirilmesi yönünde bir dizi tedbirden söz etmişlerdir.

Bundan dolayı ilk İslam toplumunda hırsızlık olaylarının eskiye oranla bir hayli azaldığı, Hz. Peygamber (asm)  ve Hulefâ-yi Râşidîn (r.anhum) dönemlerinde el kesme cezası uygulamasının sınırlı sayıdaki olaya münhasır kaldığı görülür.

Fakihlerin ortaklaşa ifadelerine göre, hırsızlık için öngörülen ceza işlenen suçun ağırlığına denk, ibret verici yönü bulunan, hem hırsızlığa teşebbüs ve niyet eden kimseyi caydıracak, ıslah edecek, hem de toplumu bu yönde uyaracak ve gerekli tedbirleri almaya zorlayacak nitelikte bir cezadır.

Öte yandan hırsızlık suçuna ceza uygulamak amaç değil tam aksine son çaredir. Önemli olan hırsızlığı besleyen veya kamçılayan sosyal dengesizliği, iktisadi ve manevi sıkıntıları, ihtirası, eğitimsizliği, ahlaki çöküntüyü ortadan kaldırmak, lüks ve israfı makul bir dereceye kadar azaltmaktır.

Şartlar iyileştirildikten ve gerekli tedbirler alındıktan sonra, işlenen hırsızlık suçunun cezalandırılması da adaletin gereği ve İslam’ın toplum düzenini ve hakların himayesini sağlamadaki kararlılığının bir parçasıdır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Hırsızın el kesme cezası çok ağır değil mi?

HIRSIZLIK

Dipnotlar:

1) İbn Kayyim el- Cevziyye, İlâmü'l - Muvakkiîn, Mısır, 1955, 3/10-12; Muhammed Revvâs Kalacî, Mevsûatü fıkhi Ömer İbni’l-Hattâb, Beyrut, 1981, s. 382.
2) Ebu Davud, Cihâd, 85; İbn Mâce, Ticarat, 67.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun