Sühreverdi ve onun tarikatı hakkında bilgi verir misiniz?

Tarih: 31.03.2012 - 11:23 | Güncelleme:

Soru Detayı
- Sühreverdi'nin Ehl-i sünnete aykırı görüşleri var mıdır?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Ebu Hafs Şihabüddin Ömer b. Muhammed b. Abdillah el-Bekri es-Sühreverdi, müfessir ve muhaddistir. Ayrıca Sühreverdiyye tarikatı da ona nisbet edilmektedir.

Sühreverdi, İran'ın Irak-ı Acem bölgesinin Cibal eyaletinde Zen-can'a bağlı Sühreverd'de doğdu. Hz. Ebu Bekir'in soyundan geldiği için Bekrî, Teymî ve Kureşî nisbeleriyle anılır. Lakap ve nisbelerindeki benzerlik sebebiyle zaman zaman Sühreverdi el-Maktul diye tanınan Şihabüddin Yahya b. Habes ile karıştırılır.

Birçok alim ve sufi yetiştiren seçkin bir aileye mensuptur. Bir çok alimden, hadis, fıkıh ve diğer ilimleri öğrenmiştir.

Etkili konuşmaları sayesinde geniş bir kitlenin ilgisini çekti ve birçok kişi kendisine intisap etmiştir.

Fütüvvet teşkilatının organize edilmesi çalışmalarında öncülük eden Sühreverdi, hilafet merkeziyle beylikler arasında bazı elçilik görevlerinde bulunmuştur.

Vefatına kadar cuma vaazlarına çıkmaya devam eden Sühreverdi, 1 Muharrem 632'de (26 Eylül 1234) vefat etti, Verdiye semtindeki türbeye defnedilmiştir.

Tarikatların kuruluş döneminde yaşayan Sühreverdi, gençliğinde Abdulkadir-i Geylanî'den feyiz almış, çağdaşlarından Evhadüddin-i Kirmanî ve Muhyiddin İbnü'l-Arabi ile görüşmüştür

Eserleriyle muhafazakar Sünni tasavvuf anlayışının temellendirilmesinde önemli katkıları olmuştur.

Sühreverdiyye Tarikatının Afganistan'da etkisinin devam ettiği, Hindistan'ın Keşmir gibi bazı bölgelerinde müntesipleri bulunduğu, bazı Orta Doğu ülkelerinde ortadan kaybolmakla birlikte Irak'ta varlığını sürdürdüğü anlaşılmaktadır.

Sühreverdiyye'de, muridlerin uyması gereken kurallardan bahseden “Adabu'l-muridin”, Sünni tasawuf esaslarını anlatan “Avarifü'l-maarif”, Ehl-i sünnet akaidini ihtiva eden “İlamü’l-Hüda” ve  tarikatın adab ve erkanını anlatan “Zadü'l-müsafir” gibi eserler temel kaynaklardır. Özellikle “Avarifu'l-maarif”in okunması ve okutulması için icazet alınması gelenek olmuştur. Bu sayede tarikatta Sünni çizgi büyük ölçüde bozulmadan devam ettirilmiş ve mensupları Hindu, Budist gibi dinlerin tesirlerinden korunabilmiştir.

Sühreverdiyye şeyhleri tasavvufta dünya nimetleri ve imkanlarına hiç sahip olmama ya da sahip olup sevgisini gönüle sokmama şeklinde anlaşılan zühd prensibinden genellikle ikincisini benimsemiş, bu çerçevede zenginliğe karşı çıkmadıkları gibi makam-mevki sahipleriyle de yakın ilişki kurmuşlardır.

(bk. TDV İslam Ansiklopedisi, Sühreverdi Şihabüddin ve Sühreverdiyye md.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun