"Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır." sözü doğru mudur?
- Bir mümin illa ki bir mürşide bağlanmalı mıdır?
- Ayrıca, bu konu hakkında Lokman suresi 20. ayeti ile bir bağlantı kurabilir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
“Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır.” diye bir hadis mevcut değildir. Bu ifade ileriden beri duyulan ve söylenegelen bir sözdür; bir esasa, bir hakikate dayanıyor değildir. Şayet ifadede yer alan “şeyh”, mürşit, rehber ve kılavuz olarak düşünülürse, mesele daha iyi anlaşılabilir. Bir Müslümanın gerçek mürşid ve rehberi Kur’ân-ı Kerim ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Bir Müslüman bu iki mukaddesi kendisine rehber alıp kılavuz edinirse sırat-ı müstakimi bulmuş, kendisine doğru bir yol çizmiş olur.
Zaten bunları rehber almayan insanın olsa olsa rehberi ve yol göstericisi şeytandır. Çünkü, kâinatta iyi ve kötülerin temsilcisi vardır; üçüncü bir yol yoktur. Bir insanın rehberi, ya iyi ve iyilerin temsilcisi olan Peygamber Efendimiz (asm)'dir ya da kötü ve kötülüklerin temsilcisi olan şeytan ve onun fahrî yardımcılarıdır.
Bununla birlikte başta sahabiler olmak üzere müçtehidler, veliler İslâm ulemâsı da insanlara hak ve hakikatı gösteren, doğru yolu işaret eden rehber ve kılavuzlardır. Bunlar zaten ilim ve irfanlarını Kur’ân’dan, Peygamber (a.s.m.)'den almaktadırlar. Ve birçokları yüzlerce, binlerce insanın hidâyete ermesine vesile olmuş, hizmet etmiş, dünya ve âhiret saadetine ermesine yardımda bulunmuşlardır.
Meselâ İmam-ı Âzam, İmam-ı Şâfii, İmam-ı Gazâlî, Abdülkadir Gaylânî, İmam-ı Rabbanî, Şah-ı Nakşıbend, Mevlâna ve asrımızda da Bediüzzaman Said Nursî bu mürşid ve rehber şahsiyetlerden bir kısmıdır. Bu mübarek zatların hayatları, hizmetleri incelenirse, büyüklükleri ve İslâm tarihindeki yeri kolayca görülecektir.
Evet, bir Müslüman bu zatların sözlerini, kitaplarını, hâl ve hareketlerini, devam etmiş oldukları zikir ve evradı okuyabilir, taklid edebilir ve böylece İslâmî yaşayışını zenginleştirip nurlandırabilir. Böylece bu zatlar insana mürşid olur, rehber olur.
Bu zatları kötü gören, bir peygamber mirasçısı oldukları için imkân nisbetinde taklid etmeyen, tanımayanların da olsa olsa yol göstericisi şeytan ve kötü kimseler olur. Çünkü, bir Müslüman onları Kur’ân’a ve Peygambere uydukları için sevmekte, kitaplarını okumakta, istifâdeye çalışmaktadır.
Yukarıda sözü edilen cümle bu mânâ çerçevesinde anlaşılırsa yanlış olmaz. Yoksa "İnsan illa bir tarikata girmelidir, bir şeyhe intisap etmelidir; eğer bir tarikat şeyhine bağlı değilse, onun şeyhi şeytandır." şeklinde anlamak, insanı izahında güçlük çekeceği bir duruma sokar.
(Mehmed Paksu, Aileye Özel Fetvalar)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Tarikata girmek şart mı?
- İslamı yaşamak için bir tarikata girmek, bağlanmak şart mıdır?
- Bir insanın cenneti kazanması için mutlaka tarikata veya cemaate mensup olması gerekli midir?
- Ahirette herkes hocasıyla beraber olacak diyorlar; bu söz doğru mu? Ben ibadetlerimde Kur'an-ı Kerim'i ve hadisi şerifleri kendime yol gösterici ediniyorum; onların ışığında gitmeye çalışıyorum. Ahiretteki durumum ne olacak, herhangi bir hocaya tabi olmak
- Kuran ve sünnet ışığında zikir konusunda nasıl bir yol izlemem gerekir?
- İslam'ı yaşamak için bir tarikata girmek şart mı?
- Mürşid-i kâmil nedir?
- Bir şeyhe bağlanmadan Allah’ı bulmak imkansız mıdır?
- İmam-ı Rabbani Hazretlerinin hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Bilinen ilk tarikat hangisidir?