Şeriat zahire göre hüküm verir, ne demek?

Tarih: 23.02.2023 - 14:52 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam zahire göre hükmeder. Yani bir kişinin inanç kimliği ancak ifade ve tavırlarından tespit edilebilir. İnsanın iç ve kalp dünyasındaki hedef ve niyet, Allah ile kul arasındadır.

Şu hâlde İslam insanların görünüşlerine göre hükmetmeyi bizlere emretmiştir. Kalplere ve niyetlere göre hükmeden ancak Allah’tır.

Örneğin, imanın rüknü ve sıhhati kalp ile tasdik, dil ile ikrardır. Kalp ile tasdik asıl rükün iken, dil ile ikrar tali bir rükündür. Kişi bu rükünlerden sadece kalp ile tasdiki yerine getirse ve iman etse, ama dil ile ikrarı yerine getirmese, dünyada hükmü kâfir, ahiretteki hükmü ise mümindir. Biz zahire göre hüküm veririz, bundan da sorumlu olmayız.

Yine örneğin, bir insan profesyonel bir şekilde cinayet işleyip, başka birisinin üstüne suçu atacak şekilde plan yapsa ve deliller ve işaretler başka masum birisini gösterse, zahiri sebepler açısından suçlu masum insan iken, hakiki sebep noktasından suçlu, gerçek katil olan adamdır. Katil adamı affedip, masum adamı hapse atmak zahiri deliller açısından normal iken, illet bakımından, yani hakikat noktasında zahiri deliller ile masum bir insanı hapse atıp, katili serbest bırakmak da zulümdür. Yalnız hâkim hakiki illete muttali olamadığı için, ona bir günah yazılmaz. Şu var ki, hâkim, olması gereken tetkik ve tahkiki yapmak zorundadır; aksi taktirde mesul olur.

İşte bunun gibi, bir kişinin Müslüman ve mümin olduğunu ancak zahiri hâlinden anlarız, niyet ve kalbi bize meçhuldür. Buna göre, Müslüman olduğunu söyleyen kişiye Müslüman demek zorundayız.

Demek ki, hakiki hale göre hüküm vermek, sadece kalpleri bilen Allah’a mahsustur.

Nitekim Hz. Peygamber (asm) “Ben insanların kalplerini yarmakla ve iç hallerini deşmekle emrolunmadım!” demiştir. (Buhari, Megazi, 63)

Hz. Üsame b. Zeyd, "Lâ İlâhe İllallâh" diyen birisini öldürdüğünde Rasûlullah aleyhissalatü vesselam ona şöyle demişti:

“Lâ İlâhe İllallâh’ı (gerçekten) söyleyip söylemediğini öğrenmek için kalbini mi yardın?” (Buhârî, Megazi 45; Müslim, Îmân 158)

İmam Nevevî (rahimehullah) bu hadisin şerhinde şu önemli bilgiye yer vererek der ki:

“Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in 'Kalbini mi yardın?' sözünde fıkıh ve usulde meşhur olan 'Hükümler zahire göre verilir, niyet ve kasıtlar Allah’a havale edilir.' kaidesine bir işaret vardır…”

Nevevi, hadisin manasını da şu şekilde açıklar:

(Ey Üsame!) sen yalnızca zahire göre ve dilin konuştuğu şeylerle hüküm vermek zorundasın. Kalbe gelince; senin için kalpteki şeyleri bilmeye bir yol yoktur…” (bk. Nevevi, Şerhu Müslim, ilgili hadisin şerhi)

Konuyu daha iyi anlamamıza vesile olacak bir hadis de şöyledir:

"Siz davalarınızı bana getiriyorsunuz ve huzurumda muhakeme oluyorsunuz. Belki içinizden bazıları kendisini daha iyi savunuyor ve ben de sonuçta işittiğim doğrultusunda (zahire göre) hükmediyorum. Kime, kardeşinin hakkından. Bir şey hükmetmişsem asla onu almasın; zira ben aslında ona ateşten bir parça ayırmışımdır." (Buhari, Şehadat, 27, Ahkam, 20; Müslim, Akdıye, 4)

Hz. Peygamber (asm), bu hadislerinde hükmü, işitilen şeylerin gereğine ve diğer şeylerin terkine bağlamıştır. Hz. Peygamber, kendisine arz edilen hükümlerin pek çoğunun aslına Allah’ın izniyle vakıf bulunuyor; onların haklı ya da haksız olduklarını biliyordu. Buna rağmen o, ancak ve ancak duyduğuna göre hükümde bulunuyor; bilgisi doğrultusunda hüküm vermiyordu. Bu husus, hâkimin kendi bilgisiyle (subjektif olarak) hükümde bulunmasının yasaklanmasına bir dayanak olmaktadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun