"Sen bir ayakkabı aldığında iyisini al. Elbise aldığında da, iyisini al." hadisini açıklar mısınız?

Tarih: 26.09.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Sen bir ayakkabı aldığında iyisini al. Elbise aldığında da iyisini al." (Suyuti, Camiu’s-sağir, 1/283, No: 446)

Cenab-ı Hakkın Metin, Muhsin, Cemil, Mücemmil gibi bir kısım isimleri vardır. Bu isimler, tecelligahlarının da o ölçüde iyi, güzel, sağlam olmalarını isterler. “Her şeyin iyisini al” kaidesi gereğince yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz şeylerde de mümkün mertebe iyi, sağlam olanlarını seçmek gerekir. Ayakkabının, elbisenin iyisini seçmek de bunun içerisine girer. Hem sağlam ve iyi elbise, ayakkabı, ucuz ve kalitesiz olanlara göre daha dayanıklı olurlar ki ucuzdan daha ucuza gelmiş olurlar. “Ucuz alacak kadar zengin değilim” sözünde de ifade edildiği gibi ucuz mallar eğer kalitesiz iseler gerçekten para bir ölçüde boşa verilmiş olur. Her şeyin en iyisine talip olmamızı öğütleyen Resûl-ü Ekrem (asm) giyim gibi bir meselede dahi buna dikkat etmemizi öğütlemektedir.

Her Müslümanın avret mahallerini örtecek, kendisini sıcaktan, soğuktan koruyacak miktar elbise giymesi farzdır. Örtünmenin bütün canlılar arasında sadece insana mahsus bir meziyet olduğu bir gerçektir. İslam dininin örtünme emri, ferdin ruh sağlığını, fıtrî yapı ve onurunu, toplumun genel ahlakını korumayı, cinsler ve insanlar arası münasebetlerin sağlıklı olmasını hedeflemiştir. Vücudun, açılması, gösterilmesi ve bakılması dinen haram olan yerlerine ve organlarına dini literatürde "avret" tabir edilir.

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) güzel giyinme hakkında varid olan bir soruya: "Allah güzeldir, güzelliği sever." diye cevap vermiştir. (Müslim) Kendisi de şahsî hayatında, daima temiz ve düzenli olmuştur. Sade ve güzel giyinmeyi, güzel koku sürünmeyi teşvik etmiştir. Buna karşılık Kur'an'da kadınların yabancı erkeklere ziynetlerini ve güzelliklerini göstermeleri, yolda bunu teşhir edecek, hatta hissettirecek şekilde yürümeleri kınanarak (Nur, 24/31) süslenme ve güzelliğin yabancılara karşı cinsel çekicilik ve uyarı aracı olarak kullanılması yasaklanmıştır. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de kadınları ev içinde kocalarına karşı güzel olmaya, süslenmeye teşvik etmiş ve bu konuda da aşırılığı ve israfı yasaklamıştır. Erkeklere de ipek ve altının, giyim, takı ve süs aracı olarak kullanılması yasaklanmıştır.

Elbise ne çok yüksek, ne de çok bayağı olmalı, orta derecede bulunmalıdır. Çünkü her şeyin hayırlısı orta halde olanıdır. Bununla beraber Yüce Allah'ın verdiği nimeti gösterip şükretmek için süs olarak yeterinden fazla elbise edinmek müstahabdır. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuştur:

"Allah sana ihsan edip nimet verdiği gibi, sen de nefsine ikramda bulun."

Diğer bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:

"Şüphe yok ki Yüce Allah nimetinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever."

Büyüklenmek maksadı ile yapılan her şey mekruhtur. İnsaniyete yakışmaz. Onun için başkalarına karşı böbürlenmek ve zorba kılığına girmek maksadı ile pek kıymetli elbiseler giyilmesi ve pek yüksek binalar yaptırılması mekruhtur. Hele böyle bir davranış israf derecesine varırsa harama dönmüş olur. Aklı kemal üzere olan kimse, yalnız gururlanmak için ve yalnız gösteriş için israfa düşmez. Parasını boş şeylere harcayarak tutuma ve tedbire aykırı hareket etmez. Başkalarına kötü örnek olacak şekilde, cemiyet hayatında gedikler açılmasına sebebiyet vermez.

Fakirlerin veya geçimleri orta halde olanların büyük zenginleri taklid ederek israfa düşmeleri caiz değildir. Bu çok acınacak bir haldir. Bir zengin için giyilmesi mübah olan bir elbise, bir fakir için mekruhtur, hatta haram olabilir. Herkes haline ve servetine göre hareket etmeli, takdire rıza göstermelidir. Din ölçüleri içinde hayatını düzenlemeye çalışmalıdır.

Alınan elbisenin dayanıklı olması için iyisinden alınması tavsiye edilmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun