Şafii Mezhebi'ne göre teyemmümün farzı kaçtır ve nelerdir?

Tarih: 25.05.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Teyemmümün Manası

Teyemmüm'ün lügat mânâsı kasdetmektir. Şer'î manası ise temiz bir toprağı, niyetle yüze ve kollara sürmektir. Bu da şu şekilde yapılır: Önce eller toprağa sürülür ve yüz toprak ile meshedilir, sonra sol elle sağ kol, sağ elle de sol kol meshedilir.

Teyemmümün Meşruiyeti

Teyemmüm Kur'an ve Sünnet'le sabittir. Kur'an'dan delili şu ayettir:    ;

"Eğer hasta veya seferde iseniz veya tuvaletten gelmişseniz veya kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız temiz bir toprağa yönelip onunla yüzlerinizi ve ellerinizi mesnedin." (Mâide, 5/6)

Sünnetten delili de şudur:

"Bütün yeryüzü bize mescid kılındı. Yeryüzünün toprağı da su bula­madığımız zaman bize bir temizlik vasıtası kılındı."(1)

Teyemmüm'ün  Hangi Durumlarda  Yapılacağı

1. Görünürde veya şer'an su  olmaması durumunda teyemmüm edilir. Seferde olup da su bulunmadığı zaman da teyemmüm edilir. Şer'an suyun olmaması ise şudur: Kişinin yanında su olmakla beraber, içmek  için  o  suya  muhtaç  olduğundan  abdestte  kullanamaz. Bu durumda şer'an su yok demektir. Bu nedenle Allah Teâlâ "Su da bulamamışsanız temiz bir toprağa yönelip onunla yüzlerinizi ve ellerinizi mesnedin." (Mâide, 5/6) buyurmuştur. Suya, içmek veya başka bir şey için muhtaç olan kimse, suyu abdest veya gusül için kullanamaz.

2.  Suyun uzak olması sebebiyle de teyemmüm yapılabilir. Kişinin bulunduğu yerde su yoksa, bulunduğu yer ile su arasında da yarım fersahtan (2.5 km.) daha fazla bir mesafe varsa teyemmüm edebilir, suyun bulunduğu yere gitmesi vacib değildir. Çünkü bu zor olur.

3. Suyu kullanmanın zor olduğu durumlarda da teyemmüm edilebilir. Bu da hissen ve şer'an olur. Su kendisine yakın olduğu halde suyun yanında bir düşman olması söz konusu ise ve kişi ondan korkarsa oraya gitmesi şart değildir. Şer'an suyu kullanmanın zor olması ise şöyledir; Suyu kullandığı takdirde hastalanması veya hastalığının artması söz konusu ise bu gibi durumlarda teyemmüm etmelidir. Suyu kullanmak vacib değildir. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.m.), başı yarıldıktan sonra yıkanıp ölen bir kişi hakkında "Onun teyemmüm etmesi yeterliydi. Yarasının üzerine bir bez bağlayıp onun üzerine meshederdi, sonra bedeninin sağlam kısmını yıkardı." buyurmuştur.

4. Şiddetli soğuk nedeniyle de teyemmüm edilebilir. Soğuk nedeniyle su kullanmanın zararlı olması söz konusu ise, suyu ısıtma imkânı da yoksa teyemmüm edilir. Çünkü Amr b. As, cünüb olduğu halde soğuktan hastalanmak korkusu nedeniyle teyemmüm etmiştir. Hz. Peygamber (asm) de onun yaptığını onaylamıştır. Fakat bu durumda su bulduğu ve kullanabildiği zaman gusletmeli, teyemmümle kıldığı namazları kaza etmelidir.

Teyemmümün Şartları

1.  Namaz vaktinin girdiğini bilmek.

2.  Namaz vakti girdikten sonra su aramak.

3.   İçinde un,  kireç gibi şeylerin bulunmadığı temiz bir toprak bulmak.

4.  Önce vücuttaki necasetleri gidermek. Ebu Dâvud. (Hâkim ve İbn Hibban sahih olduğunu söylemişlerdir).

5. Teyemmüm'den önce kıble tayini için elinden gelen çabayı gös­termek.

Teyemmümün Rükûnları

1. Niyet etmek.

Niyetin yeri kalptir, bunu daha önce zikretmiştik. Kişi kalbinden "Teyemmüm etmeye niyet ediyorum." diyerek niyet etmelidir. Diliyle de "Namaz kılmayı kendime helâl etmek için niyet ediyorum." demek sünnet­tir. Veya "Namazın farzını kendime helâl etmek için niyet ediyorum." diye­rek niyet etmelidir. Teyemmüm ederken "Farz namazı kendime helâl kılmak için niyet ediyorum." diye niyet ettiği zaman o teyemmüm ile bir farz namaz ve nafileleri de kılabilir.

2. Yüzü ve kolları da dirseklerle beraber meshetmek.

Bu şöyle yapılmalıdır: Önce eli temiz bir toprağa vurup onunla yüzü meshetmeli, sonra elleri ikinci kez toprağa vurup sol el ile sağ kolu, sağ el ile sol kolu dirseklerle beraber meshetmelidir. Hz. Peygamber (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

"Teyemmüm iki vuruştur. Birincisi yüz içindir, ikincisi de dirseklerle beraber kollar içindir."(2)

Teyemmüm âzalarının tamamını meshetmelidir. İkinci vuruşta elinde yüzük varsa, toprağın yüzüğün yerine değmesi için onu çıkarmalıdır.

3. Teyemmüm'ü zikrettiğimiz tertibe riayet ederek yapmalıdır. Çünkü teyemmüm, abdest yerine yapılan bir fiildir. Abdestte ise tertibe riayet et­mek bir rükündür. Bunu daha önce zikretmiştik. Öyleyse teyemmüm'de de tertibe riayet etmek bir rükündür.

Teyemmümün Sünnetleri

1. Abdestte sünnet olan şeyler, teyemmüm'de de sünnettir. Teyem­müm için de önce besmele çekilir, sonra yüzün en üst kısmından başla­nır, sonra sağ, sonra da sol kol meshedilir. Nitekim bunları daha önce anlatmıştık. Yüz meshedilirken başın birazı da meshe dahil edilmelidir. Kollar meshedilirken de pazuların bir kısmının meshe dahil edilmesi sünnettir. Yüz ve kolların meshi peşpeşe yapılmalı ve ara verilmemelidir.

Teyemmüm bittikten sonra teşehhüd ve Hz. Peygamber'in abdestten sonra okuduğu rivayet edilen dua okunmalıdır.

Ammar b. Yasir şöyle rivayet ediyor:

"Hz. Peygamber yanlarındayken sahabîler sabah namazı için ellerini temiz bir toprağa vurarak önce yüz­lerini meshettiler. Sonra ellerini ikinci kez toprağa vurarak omuzlarına ka­dar kollarını rneshettiler."(3)

2. Elleri toprağa vururken parmakları açmalı ve yüzü bir defada meshetmelidir. Kollan da birer defa da meshetmek sünnettir.

3. Elleri silkelemek, birbirine vurmak veya üflemek suretiyle toprağı hafifletmek gerekir. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.m.) böyle yapmıştır. Hz. Peygam­ber, Ammar b. Yasir'e "Sana, şöyle yapman yeterlidir." diyerek iki elinin ayasını toprağa vurup sonra onları silkmiştir.(4) Başka bir rivayette "Hz. Peygamber ellerine üfledi, sonra elleriyle yüzünü meshetti" şeklindedir.

Namaz Vakti Girdikten Sonra Teyemmüm Etmek

Teyemmüm etmenin şartları bulunduğunda, ancak farz namazın vakti girdikten sonra teyemmüm edilebilir. Çünkü Hz. Peygamber (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

"Ümmetimden her kim namaz vaktine erişirse hemen namazını kılsın."(5)

"Namaz vakti nerede girerse, hemen teyemmüm edip namazı kılarım."(6)

İşte bu  iki  rivayet  teyemmüm'ün,  namaz vakti girdiği  zaman yapılmasına delâlet eder.

Her Farz Namaz İçin Teyemmüm Etmek

Bir teyemmüm ile ancak bir farz veya bir cenaze namazı kılınabilir, fakat istenildiği kadar nafile namaz kılınabilir. Teyemmüm ile bir farz namaz kılan kişi, teyemmüm'ü bozulmasa dahi ikinci bir farz namaz kılmak istediğinde tekrar teyemmüm etmelidir. Kıldığı farz namaz, ister vaktinde kılınmış bir namaz olsun isterse kaza edilen bir farz namaz ol­sun, durum değişmez. İbn Ömer şöyle demiştir: 'Abdest bozulmasa dahi her farz namaz için tekrar teyemmüm yapılmalıdır'.(7)

Gusül  Yerine Teyemmüm Etmek Farzdır

Teyemmüm'ün sebepleri oluştuktan sonra gusül yerine de -abdest yerine olduğu gibi- teyemmüm edilmelidir.

"Eğer cünüb iseniz iyice (yıkanıp) temizlenin. Eğer hasta veya seferdeyseniz veya tuvaletten gelmişseniz veya kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız temiz bir toprağa yönelip onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin." (Mâide, 5/6)

İmran b. Asım şöyle rivayet ediyor; Hz. Peygamber (a.s.m.) ile bir seferde bulunuyorduk. Hz. Peygamber namaz kıldırdı. Sonra bir kişinin tek başına namaz kıldığını görünce şöyle dedi:

-   Neden bizimle beraber kılmadın?

-   Ey Allah'ın Rasûlü! Ben cünüptüm, su da bulamamıştım.

-  Teyemmüm etmen yeterliydi.(8)

Teyemmümü Bozan Şeyler

1.  Abdest bahsinde zikredildiği gibi, abdesti bozan her şey teyem­müm'ü de bozar.

2.  Teyemmümlüyken su bulunduğu zaman teyemmüm bozulur. Çünkü teyemmüm su olmadığı için yapılır. Asıl geldiği zaman, bedel batıl olur. Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

Temiz toprak Müslüman için temizleyicidir. On sene su bulamasa yine teyemmüm etmelidir. Suyu bulduğu zaman teyemmüm etmesin, çünkü su ile temizlenmek daha hayırlıdır.(9)

Eğer namaz kılındıktan sonra su bulunursa, namazı kaza etmek ge­rekmez. Namaza başlandıktan sonra su görünürse namaz tamamlanabilir, namaz sahihtir. Eğer kişi abdest alıp namazı yeniden kılmak için namazı bozarsa bu daha faziletlidir.

3. Suyu kullanmaya gücün yetmesi de teyemmümü bozar. Mesela kişi hasta iken iyileşirse teyemmümü bozulur.

4. İslâm'dan irtidad etmek de teyemmümü bozar. Çünkü teyemmüm ibadeti helâl kılmak içindir, irtidad halinde ise böyle bir şey söz konusu değildir. Fakat abdest ve gusül böyle değildir. Onlar hadesi (abdestsizliği ve cünüblüğü) ortadan kaldırmak içindir. Bu nedenle irtidad eden kim­senin abdesti ve guslü bozulmaz.

Dipnotlar:

1. Müslim/522.
2. Dârekutnî, 1/256, (İbn Ömer'den).
3. Ebu Dâvud/318.
4. Buhari.
5.  Buharî/328.
6. İmam Ahmed, 11/322.
7. Beyhakî, 1/221.
8. Buharî/341; Müslim/682.
9. Ebu Dâvud/322 ve başka muhaddisler, (Ebu Hüreyre'den).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun