Peygamberlerin ismet sıfatı, melekler için kullanılabilir mi?

Tarih: 22.01.2016 - 10:46 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sitenizde, "Melekler, Allah'ın emirlerine harfiyen bağlıdırlar. O'na asla karşı gelmez ve isyan etmezler, herhangi bir yasağını çiğnemezler, günah işlemezler. Çünkü "İsmet" ve "Emanet" sıfatlarıyla muttasıfdırlar." yazıyor.
- Başka bir hoca ise şöyle diyor: "Melekler, zaten mâsum olmaları hasebiyle, peygamberlerinin de ismet sıfatına ihtiyacı yoktur. Melekler ise, nefis sahibi olmamaları ve bizatihi mâsum bulunmaları sebebiyle ayrıca bir ismet sıfatıyla muttasıf değillerdir."
- Bna nasıl cevap verebiliriz? Bu doğru mu?
- Ayrıca meleklerin ismet sıfatına sahip olduğunu söyleyen kişinin, tövbe istiğfar etmesi gerektiğini söylediler. Ne dersiniz bu konuda?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu konuda farklı mülahazalarla farklı sonuçlara varmak mümkündür. “İsmet sıfatı melekler için kullanılmaz.” diyenlerin bu yargıları yabana atılamaz. Bununla beraber, konuyu biraz detaylı bir şekilde açıklamakta fayda olduğunu düşünüyoruz:

- İsmet kelimesinin lügatteki en açık manası: Menetmek, korumaktır.

Şeri manası ise; Allah’ın, peygamberlerini günah ve masiyete girmekten korumasıdır.

- Cürcani’ye göre İsmet: “Yapma imkânı olmakla beraber kişiyi isyandan/masiyetten koruyan melekedir.” (bk. Cürcani, Tarifat, 1/150)

Bu tarifte, ismet sıfatı: Dışarıdan ziyade kişinin kendi öz varlığında yaratılan kötülüğü engelleyici bir meleke olarak tanımlanmıştır. Meleklerde de böyle bir melekenin varlığı düşünülebilir.

- Münavi, ismet kavramını; “İsyan etme imkânı olduğu halde, kişiyi o isyandan koruyan melekedir.”(Tacu’l-Arus, ASM maddesi)

Bu tanıma göre, ismet sıfatına sahip olan kimsede var olan kötülük yapma potansiyeline mukabil, bunu engelleyen karşıt/koruyucu bir potansiyeli de vardır.

- İbn Hacer’e göre İsmet; Allah’ın, peygamberlerini her türlü noksanlıktan koruması, onların nefislerini/şahıslarını yaratılış itibariyle mükemmel vasıflarla donatması, onlara her konuda yardım ederek, üzerlerine sekinet/sükunet ve huzur indirerek korumuştur. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 18/454)

- Rağıb Isbahani de benzer ifadelerle ismet kavramını tarif eder ve özetle şunları söyler: “Allah, peygamberleri, önce onların ruh cevherini mükemmel yaratmakla sonra da, yardım ederek, sükunet ve huzur vererek onları korur.” (Tacu’l-Arus, ASM maddesi)

- Kelam alimlerine göre, ismet sıfatı, kötülük yapma gücünden mahrum olmak, yahut kötülüğü engelleyen bir ahlaka/melekeye sahip olmakla ortaya çıkar. (bk. Tac, a.g.y)

İsmet kelimesinin bu tanımlarından anlaşılıyor ki, ismet sıfatı iki şekilde tahakkuk ediyor:

Birincisi: Allah, korumasını dilediği kimseyi yaratırken onu kötülük işlemeyecek şekilde mükemmel yaratır. Meleklerin durumu böyledir.

İkincisi: Korumak istediği kimsenin kötülük yapma potansiyelini kullanmasına fırsat vermemek suretiyle korur. Peygamberlerin durumu böyledir.

Ancak, peygamberler, cismani yapılarıyla bir insandır, ruhani yapılarıyla da bir nevi melek gibidir. Bu sebepledir ki, hem kuvve-i akliyeleri, hem kuvve-i şeheviye ve gazabiyeleri tam hikmetle hareket eden orta yoldadır/sırat-ı müstakimdedir. Onlar, beşeri taraflarıyla kötülük yapma potansiyeline sahip iken, melekî taraflarıyla da masumdurlar. Meleklerin cismani tarafları olmadığı için tamamen masumdurlar.

- Bediüzzaman Hazretleri de Bakara suresinin 30. ayetini tefsir ederken ismet sıfatını melekler için de kullanmıştır:

“Melaikenin اَتَجْعَلُ ile yaptıkları istifhamdan maksat, ca'le itiraz, ca'li inkâr etmek değildir. Çünkü Cenab-ı Hakk'ın fiillerine itiraz etmeye ismetleri mânidir. Ancak ca'lin sebebi mahfî olduğundan, taaccüble sebeb ve hikmetini sormuşlardır. Ca'l tabirinden anlaşılıyor ki; insanın ahvali, vaziyetleri ne tabiatın iktizasıdır ve ne de fıtratın îcabıdır, ancak bir câilin ca'li iledir.” (bk. İşarat-ül İ'caz, s. 202)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun