Peygamberimizin arkada gözü mü vardı; arkasını nasıl görürdü?

Tarih: 19.04.2013 - 01:59 | Güncelleme:

Soru Detayı

"Peygamberimiz aleyhisselamın iki kürek kemiği arasında iğne deliği büyüklüğünde iki gözü bulunmaktaydı. O iki gözle oradan arkayı görmekte ve elbise o gözlerin görmesini engellememekteydi."
... Kadı lyaz, Ahmed b. Hanbel ve ulemanın çoğunluğu, bu görüşün gözün görüşüyle aynı olduğunu söylemişlerdir... 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Soruda ifade etmeye çalıştığınızın açıklamalar şöyledir:

PEYGAMBERİN ARKADA GÖZÜ VAR İDDİASI

Hadis, Resulullahın namaz kıldırırken safları düzgün ve aralıksız tutma ihtarını bazı varyantlarda “Kuşku yok ki ben arkada olup bitenleri görüyorum.” sözüyle pekiştirmesiydi. Kadı Iyaz’ın Mücahid’e atfen naklettiği bir yorumda şöyle deniliyordu:

“Allah Rasulü sallallahu aleyhi vesellem, namaz kıldırmak için kalktığı zaman tıpkı önünü gördüğü gibi arkasını da görüyordu.” Bu yoruma hiç alakası olmayan şu ayeti delil getiriyordu. “Ve tekallebeke fi’s-sacidin” (secde edenler içerisindeki yönelişlerini de) (eş-Şifa) Yanlış anlamaya kurban edilmiş bir ayet eşliğinde, yanlış anlaşılmış bir tabiin müfessiri referans gösterilerek yapılan yanlış yorum burada durmamış. Eş-Şifa’ya Müzilu’l-Hafa adlı bir haşiye yazan Şumunni’nin verdiği bilgiye göre, Kuduri şarihi ve el-Kunye’nin müellifi Muhtar b. Mahmud el-Hanefi, Risaletu’n-Nasıriyye adlı eserinde şu görüşü savunur:

“Peygamberimiz aleyhisselam’ın iki kürek kemiği arasında iğne deliği büyüklüğünde iki gözü bulunmaktaydı. İki gözle aradan arkayı görmekte ve elbise o gözlerin görmesini engellememekteydi. Kadı Iyaz, Ahmed b. Hanbel ve ulemanın çoğunluğu, bu görüşün gözün görüşüyle aynı olduğunu söylemişlerdir."

Görüldüğü gibi;

a. Bu konuda bir hadis söz konusu değildir. Bazı insanların yorumu vardır.

b. Kadı Iyaz gibi büyük hadis aliminin isminin kullanılması meseleyi abartmaya yöneliktir. Zira Kadı Iyaz da böyle bir şey söylememiştir.

c. Nakilciden nakilciye giden bir sistemde, en son söylediği iddia edilen Muhtar el-Hanefi’nin "Risaletu’n-Nasıriyye" adlı kitabının neresinde söylediğine dair bir referans da verilememiştir. Bir muhaddis değil, bir fıkıh alimi olan bu zatın böyle bir şey söylediğini kabul etsek bile, bunun ne değeri vardır ki... Bunun İslam ümmetine çamur atmanın ne manası var...

d. Aslında sahih bir şekilde gelen habere karşı doğrudan çıkma cesareti gösterilmediği için, bu tür zorlamacı yorumlardan hareketle konu eleştirilmek istendiği ortadadır.

e. Hz. Peygamber (asm)'in safları düzeltmelerini isterken “Saflarınızı düzgü tutun; şüphesiz ben arkamda sizi görüyorum.” dediği sahih hadisle sabittir. [bk. Buhari, Ezan, 71-72;  Müslim, Salat, 125 (434);  Nesaî, İmamet, 27]

f. Hz. Peygamber (asm)'in arkasını nasıl gördüğüne dair yapılan yorumlardan bazılarında “omuzları arasında ayrıca gözleri vardı” şeklindeki ifadeler hep tamriz sigası (değersiz ifadeler için söz konusu) olan KÎYLE = denildi sözcüğü kullanılmıştır. (bk. Suyutî, şerhu Süneni’n-Nesai; Haşiyetu’s-Sindi,  ilgili hadisin şerhi)

h. Ehl-i Sünnet alimlerinin cumhuruna göre, Hz. Peygamber (asm)'in arkasını görmesi için ayrı bir maddi göze veya görülen nesnelerin gözün karşısında olmasına ihtiyacı yoktur. Allah’ın bir lütfu olarak manevi kalp gözüyle veya normal gözleriyle de arkasını görebilir ve görmüştür. (bk. İbn Hacer, Buhari’nin ilgili hadisinin şerhi; Suyutî, a.g.y; Sindi, a.g.y)

Son olarak şunu söylemeliyiz ki; Ehl-i sünnet alimlerinin cumhuruna ait görüşler ortada iken, söyleyeni mechul bazı marjinal sözleri bahane ederek geçmiş alimleri töhmet altında bırakacak şekilde bir ifade tarzını benimsemek, “Maksat üzümü yemek değil, bağcıyı dövmek.” olduğunu akla getirir ki, bundan hepimizin Allah’a sığınması gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun