Peygamber Efendimiz neden sevinemiyor?

Tarih: 01.11.2022 - 07:31 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir hadiste, Peygamber Efendimizin her an kıyamet kopma ihtimalinden dolayı sevinemediği anlatılıyor. Bu durumda ne yapmamız gerekir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili bir hadis rivayeti şöyledir:

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah aleyhissalatü vesselam şöyle buyurdu:

“Sur sahibi boruyu ağzına koymuş, ne zaman üflemekle emrolunursa hemen üfleyeceği anın iznini bekleyip durmakta iken ben nasıl sevinebilirim?”

Bu haber, Resûlullah aleyhissalatü vesselamın ashabına ağır geldi.

Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz:

Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl: Allah bize yeter, o ne güzel vekildir, deyiniz.” buyurdu. (Tirmizî, Kıyamet 8; Tefsîru sûre 39)

Hadis-i şerifte geçen ve “sur sahibi” diye ifade edilen, dört büyük melekten biri olan İsrafil aleyhisselamdır. Sura üflemek suretiyle kıyamet gününü haber verecektir.

Kur'an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde sura üfürülme anından ve ondan sonra meydana gelecek hallerden bahsedilir:

 (Birinci defa) sura üflenir, göklerde ve yerde olanlar düşüp bayılırlar (yahut ölürler). Ancak Allah’ın dilediği kalır. Sonra ona bir daha üflenir, birden onlar ayağa kalkarlar ve ne olacağına bakarlar.” (Zümer, 39/68)

Peygamber Efendimiz (asm), meleğin her an bu görevinin başında olduğunu ve Cenab-ı Hakk’ın emrini beklediğini ifade etmiş, bu durumda sevinebilmenin, dünyada gamsız ve kedersiz yaşamanın, zevk ve safaya dalmanın mümkün olmadığını belirtmiştir. Peygamberimiz (asm), kıyametin dehşetini ve şerliler üzerine kopacağını biliyordu. Fakat o, ashabın ve ümmetinin dikkatli, uyanık ve her an kıyamete hazırlıklı olmalarını istiyordu.

Sahabe, Hz. Peygamber’in (asm) verdiği bu haber sebebiyle endişe ve korkuya kapıldılar. Onların bu endişe ve korkuları, kıyamet gününün dehşetini bilmelerinden ve kendilerini Allah’ın huzuruna çıkıp hesap vermeye tam hazırlıklı bulmayışlarından kaynaklanmaktaydı.

Hadisin başka bir rivayetine göre, sahabe, bu durumda ne yapacaklarını Peygamber Efendimize (asm) sorduklarında: “Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl: Allah bize yeter, o ne güzel vekîldir, deyiniz.” buyurdular. Böylece Peygamberimiz (asm) , sıkıntı ve bunalım anlarında nasıl dua edeceklerini de ashabına ve ümmete öğretmiştir.

“Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl” duasını yapan ilk kişi İbrâhim aleyhisselamdır. Onun ateşe atıldığında yapmış olduğu son dua “Rabbim bana yeter, o, ne güzel vekildir.” anlamındaki bu dua olmuş ve ateşten kurtulmuştu. Peygamber Efendimiz de “Düşmanlarınız size karşı ordu toplamışlar.” denildiğinde böyle dua etmişlerdi.

Kur'an-ı Kerîm bu gerçeği şöyle ifade eder:

“Onlar ki, halk kendilerine, 'Düşmanlarınız size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun, deyince, bu söz onların imanlarını artırdı ve Allah bize yeter, o, ne güzel vekildir.' dediler.” (Âl-i İmrân, 3/173). [bk. Buhârî, Tefsîru sûre (3), 13].

Gelmesi kesin olan ve önlenmesi mümkün olmayan, korkulacak şeylerin en dehşet vericisi kıyamet günü hakkında da Allah’a bu dua ile yalvarmamız Peygamberimizin (asm) bizlere tavsiyesidir. Çünkü kıyametin vakti ve saati Cenâb-ı Hakk’ın bilgisi, gücü ve kudretinde olup, onu öne veya sona almak insanların elinde değildir. Burada kullara düşen görev, önce Allah’ın hoşnutluğunu kazanacakları iyi ve güzel işler yapmak, sonra da Allah’a yalvarmak, dua etmek ve haklarında hayırlı olanı dilemekten ibarettir. Buna göre:

- Kıyametin kopması sur ile bildirilecektir. Sura üfürecek melek İsrafil olup dört büyük melekten biridir.

- Kıyamet günü dehşetli bir gündür.

- Kıyamete hazırlıklı olmak gerekir. Bu hazırlık, iyi ve güzel ameller işlemek, kötülüklerden uzak durmak, böylece Allah’ın rızasını kazanmakla mümkün olur.

- Zorluk, güçlük, sıkıntı ve korku zamanlarında Allah’a dua etmek, peygamberlerin yoludur. (Riyazü's Salihin - İmam Nevevi Tercüme ve Şerhi)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun