Ölüye mevlid ve Kur'an okunması hakkında bilgi verir misiniz?
Ölü kişi için evlatlarına ve yakınlarına ne gibi görev düşerler; mevlid okutmak caiz midir? Mülk sûresni okumak iyi midir? Hangi dualar daha güzeldir?
Değerli kardeşimiz,
Memleketimizde okutulan mevlid, bir emir gereği değildir. Zira mevlid okutma âdeti, Resûlüllah (asm)’ın zamanında olmadığı gibi, sahabelerin devrinde de görülmemiştir. Bazı âlimler, bu âdetin daha sonraları tabiîn devrinde başladığını, her ülkenin de kendi mevlid yazarlarının eserini okumayı âdet edindiğini ifade etmekteler.
Bizde ise merhum Süleyman Çelebi’nin Bursa’da yazdığı mevlidi (Vesiletü'n-Necat) Osmanlılarca âdet edinilerek, günümüze kadar okunagelmiştir. Bu sebeple mevlid okutma âdeti sünnet olması mümkün olmadığı gibi, dinî bir emir gereği kabul edilmesi de makul olmaz. Ancak, bu dinî merasim sebebiyle insanlar biraz daha mânevî mevzulara yaklaşır, dinî havaya girer, İslâmî his ve duygulara bürünürler.
Böylece kötüye değil iyiye sebeb olur, meşrû bir merasim hüviyetini alır. Şu ya da bu kimselerin böylesine güzel bir dinî merasimi istismar edip kötüye kullanmaları, herhalde tümüne âit bir mahzur meydana getirmez.
Yalnız şurası iyi hatırda tutulmalı ki, mevlid okutmakla, üzerine düşen dinî mükellefiyetleri yerine getirdiğini sanıp, artık başka mükellefiyet kalmadığını vehmetmek çok yanlış, hatta cahilce bir anlayış olur. Çünkü mevlid merasimi, üzerimizdeki dini mükellefiyetlerden hiçbirini kaldırmaz, bununla dinî vazifelerimizden hiçbirini ifa etmiş olmayız. Mevlid okutmanın kendisi bir bid’attır. Ancak iyiliğe sebeb olduğundan bid’atın hasene kısmına dahil olur. Demek ki, sonradan ihdas edilmiş olan bir bid’atın önceden meşrû kılınmış olan dinî mükellefiyetimizi kaldırması mantıken de düşünülemez.
Mevlid merasiminde Resülûllah’ın doğum ânını ifade eden mısralar okunurken, hürmeten ayağa kalkıldığında mutlaka kıbleye yönelinmesi gerekmediği gibi, ellerin de namazda olduğu gibi göbek üzerine bağlanması da icabetmez. Zira kıbleye yönelmek, elleri birbiri üzerine bağlayıp kıyam halinde durmak Rabbimize karşı ibadet halinin hususiyetidir. Kullara karşı aynı ibadet şekline girmemiz münasip düşmez. Bu sebepledir ki, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı ilmî istişare kurulu neşrettiği bir fetvasında bunun münasip olmayacağını açıkça ifade etmiştir.
Gördüğü bu kadar yakın alâkaya bakınca Süleyman Çelebi’nin bir velî olabileceğini ima eden Bediüzzaman, iyi düşünce ve duygulara sebeb olan mevlidin okunmasında fayda olacağını ifade etmiş, ayrıca mevlidde geçen “Ben sana âşık olmuşum” cümlesindeki (âşık) kelimesini İlâhî tenzihe lâyık bulmadığından "Ben senden razı olmuşum." şeklinde okunmasının uygun düşeceğini de ifade etmiştir. Bu bakımdan, mevlid okuyanlar "Ben sana âşık olmuşum" şeklinde ifade ederek âşıklığın ima ettiği zaaf mânâsını Rabbimize imâle etmekten uzak kalmış olurlar.
Anlaşılan odur ki, mevlid okutana "Niçin okutuyorsun?" denmeyeceği gibi, okutmayana da, "Niçin okutmuyorsun?", denmez. İyi niyetle okutanlar sadece Allah rızasını düşünmeliler, okuyanlar da pazarlık yapmadan aynı düşünce içinde okutana muhatap olmalılar. Okutanlar hediye makamında bir karşılık vermeli, okuyanlar da verilene razı olmalı, başka talepte bulunmamalılar. Şayet iş pazarlığa dökülür de alışverişte olduğu gibi pazalıkla okunursa, ibadet manasını kaybeder, dünyevî iş mahiyetini iktisap eder. Mânevî tarafı iyice azalmış, hatta yok olmuş da olabilir.
Böyle yanlış neticeden korkanlar, okuyanlara dilerlerse önceden şu kadar hediye verebileceklerini ima etmeli, işi sonradan pazarlık şekline döküp de huzursuzluğa düşmemeliler.
Verilen bu maddî karşılık sadece mevlid okutmak için sahih olur, o esnada okunan Kur’an’a şamil olmaz. Zira Kur’an kesinlikle ibadettir, mânevi değerdedir. Maddî şeyle okumak, okutmak ibadet manasını yok edebilir.
Zaten mevlid merasimine kudsiyet kazadıran da okunan Kur’ân-ı Kerîm’ler olmaktadır. Diğer kısımlar beşer sözleridir. kendilerinde kudsiyet yoktur. İfade ettikleri mânâ ve sebeb oldukları duygular değer meydana getirmektedir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Ölünün arkasından Kur'an okunur mu?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hristiyanların her yeni doğan çocuklarını vaftiz etmelerini nasıl açıklayabiliriz?
- Hayır ve şerri, Allah'ın yaratması ne demektir?
- Zaman tanzimi konusunda bilgi verir misiniz?
- Ölen kimsenin ruhu dünyayla irtibat kurabilir mi; mezarına gelenleri görebilir mi?
- Salam ya da sucuk gibi şeyler besmeleli mi besmelesiz mi kesilen hayvanların etinden yapıldığını bilmiyoruz. Bu durumda yemek caiz midir?
- Peygamber Efendimizin evlilikleri, çok evliliği ve evinin ezvac-ı tahirat okulu olması konusunu anlatır mısınız?
- Kaza namazı, bilerek kılınmayan farz ve vacip namazlar kaza edilir mi? Bir namaz için hem kazaya hem nafileye niyet edilirse hüküm nedir?
- İsrail Filistine saldırırken bizim oraya gidip onlara yardım etmememiz de bir beis var mıdır?
- Mevzû hadis hakkında bilgi verir misiniz?
- Daire amiri veya işveren cuma namazı için izin vermediğinde memur ve çalışanın durumu hakkında bilgi verir misiniz?