Mevzû hadis hakkında bilgi verir misiniz?

Tarih: 05.09.2006 - 19:09 | Güncelleme:

Soru Detayı
Mevzû hadisi nasıl anlarız ve ne zaman türemiş? Peygamberimize (asm) yakınlığı ile bilinen Hz. Ali (r.a) sadece -yalan olmasın, inş. doğrudur- dört hadis rivayet etmiş; peki buna nazaran diğer sahabeler neden çok hadis-i şerif rivayet etmişler?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bazı sahabiler çokça hadis rivayet etmesinin sebebi, bunların özel olarak bu işle meşgul olmasından kaynaklanmaktadır. Bunlardan birisi Ebu Hureyre (ra)'dır. 

İmam Şâfii gibi büyük âlimlerin bildirdiğine göre, Ebû Hureyre kendi dönemindeki hadis nakledenlerin içinde hafızası en sağlam olanıdır. (İbn Hacer, el-isâbe fî Temyîzi's-Sahâbe, Mısır 1328, IV/205). Hz. Peygamber (asm) ile nispeten kısa sayılabilecek bir süre birlikte olmasına rağmen, onun hadislerini bu kadar büyük bir sayıda elde edebilmesinin sırrı ve sebepleri söyle açıklanabilir:

a) Birinci sebep: Hz. Peygamber (asm) ile sık sık görüşmesi ve ona hiç çekinmeden her çeşit sorular sormasıdır (İbn Hacer, a.g.e., IV/206). Nitekim Buhâri ve Müslim'in naklettiklerine göre Ebû Hureyre söyle demiştir:

"Siz, Ebû Hureyre 'nin çok hadis rivâyet ettiğini söyleyip duruyorsunuz. Ben fakir bir kimseydim. Karın tokluğuna Hz. Peygamber (asm)'e hizmet ediyordum. Muhâcirler çarsıda, pazarda alışverişle, Ensâr da kendi malları, mülkleriyle uğraşırken, ben Hz. Peygamber (asm)'in meclislerinin birinde bulunmuştum; buyurdu ki:"

'içinizden kim cübbesini yere serer de ben sözümü bitirdikten sonra toplarsa benden duyduğunu bir daha unutmaz.'

"Bunun üzerine ben üzerimdeki hırkayı yere serdim, Hz. Peygamber (asm) de sözünü bitirince, onu topladım. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, o andan sonra, ondan duyduğum hiçbir sözü unutmadım." (Müslim, Fadâilü's-Sahâbe, 159; Buhâri, ilim, 42).

b) İkinci sebep: İlme olan tutkunluğu ve Hz. Peygamber (asm)'in ona bildiğini unutmaması için dua buyurmasıdır. El-Hâkim en-Nisâbûrî, Müstedrek'te (111, 508) şu haberi vermektedir:

"Bir adam Zeyd b. Sâbit'e gelerek ona bir mesele sordu. O da Ebû Hureyre'ye gitmesini söyledi ve söyle devam etti; çünkü bir gün ben, Ebû Hureyre ve bir başka sahâbî Mescid'de oturuyorduk, dua ve zikirle meşgul idik. O sırada Hz. Peygamber (asm) geldi, yanımıza oturdu; biz de dua ve zikri bıraktık. Buyurdu ki:

'Her biriniz Allah'tan bir dilekte bulunsun. '

Ben ve arkadaşım, Ebû Hureyre'den önce dua ettik, Hz. Peygamber (asm) de bizim duamıza âmin dedi. Sira Ebû Hureyre'ye geldi ve söyle dua etti:

'Allah’ım, senden iki arkadaşımın istediklerini ve de unutulmayan bir ilim dilerim.'

Hz. Peygamber bu duaya da "âmin" dedi. Biz de,

'Ey Allah’ın Rasûlü, biz de Allah'tan unutulmayan bir ilim isteriz.' dedik. Hz. Peygamber (asm),

'Devsli genç sizden önce davrandı.' buyurdu."

Buhâri, ilim bahsinde, hadise olan tutku bâbında (nr. 33) Ebû Hureyre (ra)'nin söyle dediğini nakletmiştir:

"Ey Allah’ın Rasûlü, kıyâmet gününde senin şefâatine nâil olacak en mutlu kişi kimdir?" diye sordum. Rasûlullah (asm) buyurdu ki:

"Ey Ebû Hureyre, senin hadise olan aşırı tutkunluğunu bildiğim için, böyle bir soruyu senden önce hiç kimsenin sormayacağını tahmin etmiştim. Kiyâmet gününde benim şefâatime nâil olacak en mutlu kişi "Lâilâhe illallah" diyen kimsedir."

c) Üçüncü sebep: Ebû Hureyre (ra)'nin büyük sahabelerle görüşmesi, onlardan birçok hadis alması ve bu sayede ilminin artıp ufkunun genişlemesidir (ibn Hacer el-Askalâni, el-isâbe, IV/204).

d) Dördüncü sebep: Hz. Peygamber 'in vefâtından sonra uzun süre yasamış olmasıdır. Nitekim Hz. Peygamber (asm)'den sonra kırk yedi yıl yaşamış, hadisleri halk arasında yaymakla meşgul olmuştur (Muhammed Ebû Zehv, el-Hadis, ve'l-Muhaddisûn, Kahire 1958, 134)

Bütün bunların neticesinde Ebû Hureyre, sahâbe içerisinde hadisi en iyi bilen, hadis almada ve rivâyet etme hususunda diğerlerinden daha üstün bir duruma gelmiştir. Onun rivâyet ettiği hadisler, diğer sahabelerde veya birçoğunda dağınık halde bulunuyordu. Bu yüzden onlar Ebû Hureyre(ra) 'ye başvuruyor, hadis rivâyetinde ona dayanıyorlardı. ibn Ömer, onun cenaze namazında, ona Allah'tan rahmet dileyerek, "Hz. Peygamber'in hadisini Müslümanlar adına muhâfaza ediyordu." demiştir (ibn Sa'd, Tabakât, IV/340). Buhâri, 'Ebû Hureyre 'den 800 kadar sahâbe ve tâbiîn âlimleri hadis rivâyet etmislerdir' diyor (ibn Hacer, a.g.e., IV/205).

Kendisinden beş bin üç yüz yetmiş dört hadis gelmiş, bunlardan üç yüz yirmi beş tanesini Buhâri ve Müslim müştereken, doksan üç tanesini yalnız Buhâri, yüz seksen dokuz hadisini de yalnız Müslim Sahîh'lerine almışlardır (Muhammed Ebû Zehv, a.g.e., 134).

Ebu Hureyre (ra), asırlar boyunca tetkik ve tenkit konusu olmuştur. Gerek Doğu dünyasında gerek Bati dünyasında Ebû Hureyre hakkında ileri geri konuşulmuştur. Bunun sebebi, keyif ve arzulara karsı gelen dine yönelik hile ve tuzakları sonuçsuz bırakan bir kısım hadislerinden kurtulmak istenmesidir. Bu hücumlar ya yalan ve zayıf rivâyetlere, ya da bazi sahîh hadislere dayanır. Fakat bu tür sahîh hadisleri de doğru-dürüst anlayamazlar, bu yüzden de kendi arzuları doğrultusunda yanlış yorumlara başvururlar (Muhammed Ebû Zehv, a.g.e., 153; el-Hâkim en-Nisâbûrî, a.g.e., III/513).

İlave bilgi için tıklayınız: 

MEVZÛ HADİS...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun