Birisi zulme uğradığı zaman ne yapmak gerekir?

Tarih: 10.11.2025 - 15:49 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu konunun bireysel, toplumsal ve yetkili kurumlar yönü olduğu gibi her zulümde kendi payının olup olmadığını sorgulaması yönü de vardır.

Yapılması gerekenler

1. Şahsen

Sabır ve dua: Zulme karşı öfkeyle değil, vakar ve tevekkülle durmak.

Hak aramak: Meşru yollarla (mahkeme, yetkili makam, delil ile) hakkını savunmak.

Zulme bulaşmamak: Cevap verirken haddi aşmamak, aynı yanlışı işlememek.

2. Aile olarak

Mazlumu desteklemek: Manevî ve maddî dayanışma göstermek.

Adaletli olmak: Haksızlığa sessiz kalmamak, fakat düşmanlığa da sapmamak.

3. Toplum olarak

Zulme karşı durmak: Sessiz kalmak zulme ortaklıktır.

Mazluma sahip çıkmak: Dayanışma, hukuk, eğitim ve bilinç yoluyla destek olmak.

Islah etmek: Kinle değil, adaletle düzeltmeye çalışmak.

4. Devletin görevi

Adaleti tesis etmek: Zulmü önlemek, mazlumu korumak.

Hukuku işletmek: Faili adil şekilde yargılamak, cezayı caydırıcı biçimde vermek.

Koruma mekanizmaları kurmak: Sosyal hizmet, güvenlik, psikolojik destek vb.

“Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardımı emreder.” (Nahl, 16/90)

5. STK’ların görevi

Mazlumun sesi olmak: Haksızlıkları gündeme taşımak, farkındalık oluşturmak.

Hukukî ve sosyal destek sağlamak: Avukat, danışmanlık, yardım kampanyaları.

Bağımsız denetim: Gücü elinde tutanların yanlışlarını barışçıl yollarla izlemek.

Özetle:

Zulme rıza, zulümdür. Mazluma destek, imandır, devlet adaleti uygular, sivil toplum kuruluları adaletin işlemesi için toplumsal vicdanı diri tutar, toplum da her iki tarafı da dengeleyip zulme karşı dayanışma içinde olur.

Kendimizi sorgulamak

Zalimler uzaydan gelmedi, içimizden biri veya birileri. Bu nedenle zalimlerin varlığında, kişilerin ve diğer kurumların ihmalleri de olabilir. Bu açıdan herkes her birim öz eleştiri de yapmalı. Çünkü zulüm yalnızca ve sadece doğrudan failin sorumluluğu değildir; çoğu zaman diğer kişilerin, kurumların ve toplumun ihmali de onu besler.

Bunu şöyle özetleyebiliriz:

1. Birey olarak zulme katkıda bulunabilecek hatalar

Sessizlik ve kayıtsızlık

Haksızlığa göz yummak, “bana dokunmaz” diyerek sessiz kalmak. Mazlumun yanında durmamak, toplumsal norm olarak zulme tolerans yaratır.

Olumsuz rol model olmak

Küçük hatalar, adaletsizlikler veya kibirli davranışlar başkalarına kötü örnek olur. Söz ve davranışlarımız çevremizde “normalleşen” davranışları şekillendirir.

Adaletsiz ve yanlış davranışlar

Haksız yere üstünlük taslamak, öfke ve intikam duygularını körüklemek. Küçük menfaatler uğruna doğruluk ve hakkaniyeti ihmal etmek.

Empati ve sorumluluk eksikliği

Başkalarının haklarını düşünmemek, zulme karşı duyarsız olmak. Söz, tavır veya eylemle başkasının zarar görmesine zemin hazırlamak.

Toplumsal etkiler

Kötü alışkanlıklar, dedikodu, iftira, küçük haksızlıklar zincirleme olarak toplumda zulme dönüşebilir. Kendi hatamızın farkında olmamak, başkalarının hatalarını meşrulaştırabilir.

Demek ki, her insan hem fert hem toplum için rol modeldir. Hatalı söz ve davranışlarımız dolaylı yoldan zulme katkı sağlar.

2. Aile düzeyinde önlemler

Adalet ve sevgiyle yetiştirmek: Çocuk, şefkat ve sınır arasında dengeli bir eğitimle büyür.

Empati ve sorumluluk bilinci kazandırmak: Başkalarının hakkına saygı duymayı öğretmek.

Örnek olmak: Anne-baba davranışları çocuk için en güçlü modeldir.

Zorbalık ve haksızlığa tolerans göstermemek: Küçük yaşta haksızlık yapmanın cezasını ve sonuçlarını göstermek.

3. Eğitim / Okul ve Çevre

Ahlaki ve etik değerler: Okullarda adalet, doğruluk, empati eğitimi.

Zulme karşı kültür oluşturmak: Sınıf ve okulda zorbalık, ayrımcılık ve şiddete karşı bilinçli yaklaşımlar.

Sosyal sorumluluk projeleri: Toplum hizmeti, yardımlaşma ve dayanışma aktiviteleri, öğrenciyi başkalarıyla ilişkilerde duyarlı kılar.

4. Toplumsal / Kültürel Düzey

Adalet ve eşitlik algısı: Devlet ve medya, zulme tolerans göstermemeli; hukuku, hakkı ve adaleti ön plana çıkarmalı.

Model insanlar ve kahramanlar: Toplumda adalet, yardımseverlik ve doğruluk örnekleri ön plana çıkarılmalı.

Dayanışma kültürü: Mazluma sahip çıkmak ve haksızlığı kınamak sosyal norm haline gelmeli.

Özetle:

Zalim bir kişi uzaydan gelmez; toplum, aile ve eğitim sistemi onu yetiştirir.

Eğer adalet, empati, sorumluluk ve hak bilinci küçük yaşta verilirse, zulüm yapma eğilimi ciddi şekilde azalır.

Bu, önleyici toplumsal ve bireysel sorumluluktur. Bu sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmeyen veya yanlış örnek olanlar da her zulme katkı sağlamış olabileceğini düşünerek bunları telafi etmenin yollarını aramalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun