Allah güçlü kullarını sever mi?
- Allah güçlü kullarını (zengin, iyi güçlü fizikli, makam mevki sahibi vb. gibi) sever mi? (Tabii ki bunları harama kullanmayan harama girmeyen kullar)
Değerli kardeşimiz,
“Allah katında en değerliniz en takvalı olanınızdır.” (Hucurat, 49/13)
mealindeki ayette güçlü olmanın keyfiyetin fiziki değil, ubudiyetle ilgili olduğunu gösteriyor.
Bununla beraber, Allah’ın verdiği fiziki özellikleri hayırda kullanan kişiyi elbette Allah sever.
Konuyla ilgili bir hadisin meali şöyledir:
“Kuvvetli mümin zayıf / güçsüz müminden daha hayırlıdır, Allah’a daha sevimlidir, ama her ikisinde de hayır vardır. Sana faydalı olan işleri yapmaya gayret göster! Allah’tan yardım dile ve acizlik gösterme! Şayet başına bir musibet gelirse, 'Keşke bunu şöyle yapsaydım, şöyle şöyle olurdu...' deme! Fakat 'Bu Allah’ın takdiridir, o, dilediğini yapar.' de! Çünkü 'Lev = Keşke' kelimesi şeytanın işine yol açar.” (Müslim, h.no: 2664)
Demek ki, beden veya makam olarak gücünü hayırda kullanan kişinin daha hayırlı ve daha sevimli olduğu anlaşılıyor. Ama “her ikisinde de hayır vardır” ifadesiyle güçlü olmayan kişide de hayır olduğu, onun da kendine göre hayırlar işleyebileceği bildiriliyor.
Örneğin beden ve makam olarak zayıf olan, bu zayıflığını anlayıp gurura kapılmaz, aksine Allah’a iltica etmesine ve kulluğun farkına varmasına vesile olabilir.
Demek ki, esas olan takvadır, üstünlük de buna göredir.
Ancak kişinin kendine verilen maddi-manevi, bedensel-ruhsal, servet-devlet, makam-mevki ne varsa onu hayırda kullanmak da ibadettir, bu durum onu hayırlı yapar ve Allah’ın onu sevmesine vesile olur. Zaten kişi kendine verilmeyen nimetlerden sorumlu olmaz.
Burada geçen “Keşke bunu şöyle yapsaydım, şöyle şöyle olurdu, deme” yasağı tenzihidir, bu tür ifadelerden sakınmalıyız ama diyen kişi de günahkâr olmaz. Bu ve benzeri hadis ifadelerini kerahet-i tenzihiye olarak yorumlamak gerekir. (bk. Nevevi, Şerhu Müslim, 16/215-216)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kuvvetli mümin zayıf müminden hayırlı mı?
- 24. Hadis: Şeytanın hilesine kapı açan amel!
- "Keşke şöyle olsaydı..." demenin bir sakıncası var mıdır?
- Hz. Meryem'in “Keşke bu iş başıma gelmeden öleydim, adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım.” (Meryem, 19/23) demesi, kaderi tenkit değil midir?
- Haydin hep hayırlara koşun, yarışın, mealindeki ayeti nasıl anlamalıyız?
- Niçin örtünmüyorum?
- İnsanda bulunan nifak, kibir, haset gibi rahatsızlıklar tam olarak nasıl tedavi edilir?
- Kendisine gıpta edilebilecek iki insan
- Çirkinlik bir imtihan mıdır? Dış görünüş itibariyle çok çirkin bir insanın yapması gereken nedir?..
- Çok kuvvetli bir mecazi aşk nasıl hakiki bir aşka dönüştürülebilir?