Kıyamet günü, hesaba ilk çekilecek kim?

Tarih: 26.09.2024 - 12:06 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sahih bir hadis-i şerife göre, kıyamet gününde hesabı ilk görülecek olan kimseler üç sınıf insandır:

Gösteriş için öğreten, gösteriş için savaşan ve gösteriş için infak eden kimsedir:

“Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenab-ı Hak:

- Peki, bunlara karşılık ne yaptın, buyurur.

- Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim, diye cevap verir.

- Yalan söylüyorsun. Sen, "babayiğit adam" desinler diye savaştın, o da denildi, buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.

Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kuran okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da:

- Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın, diye sorar.

- İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur'an okudum, cevabını verir.

- Yalan söylüyorsun. Sen "alim" desinler diye ilim öğrendin, "ne güzel okuyor" desinler diye Kuran okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi, buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır.

(Daha sonra) Allah'ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder.

- Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın, buyurur.

- Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiçbir yerden esirgemedim, sadece senin rızanı kazanmak için verdim, harcadım, der.

- Yalan söylüyorsun. Hâlbuki sen, bütün yaptıklarını "ne cömert adam" desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi, buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.”(1)

Gösteriş yapmak ve birilerine duyurmak maksadıyla ya da desinler diye ortaya konan işlerin Allah katında hiçbir değeri yoktur. Böyle davrananların eline neticede sorumluluktan başka olumlu hiçbir şey geçmeyecektir.

Değişik örnek ve anlatımlarla bu gerçekleri ortaya koyan bu ve bunun gibi birçok hadis-i şerif vardır.(2)

Şimdi sırasıyla hadislerin önümüze koyduğu gerçekleri açıklayalım:

Samimi bir niyete dayanmayan amel ve hareketler -ne kadar önemli ve faydalı gözükürse gözüksün- sonuçta azap ve pişmanlıktan başka bir işe yaramaz. Şehitlik, alimlik ve zenginlik gibi meziyet ve imkânları sırf gösteriş ve desinler uğruna kullananlar, ilahi huzurda yalanlanarak yüzüstü cehenneme atılacaklardır.

Bu demektir ki, dini istismar eden, onu dünya çıkarlarına alet etmeye kalkışan kişiler, kimlikleri ve yaptıkları ne olursa olsun, ahirette "yalan söylüyorsun" diye azarlanmak ve cezaya çarptırılmaktan yakalarını kurtaramayacaklardır.

Kişiyi, acı sonuca sürükleyen ortak nokta, Allah için olması ve yapılması gereken iş ve amellere, başkalarının görmesi ve beğenmesi, duyması ve alkışlaması gibi maksatların katılması, bir anlamda Allah'ın bilmesi ve razı olması ile yetinilmemesidir.

Bu ise, kişiyi Allah'ın değil, çevrenin ve çevredekilerin kulu kölesi yapar; her şeyi ifsat eder.

Bu açıdan baktığımız zaman, riyakârlığın ve gösteriş hastalığının, özellikle ahiretteki mahrumiyetler açısından, ne kadar fena bir hastalık olduğunu kolaylıkla anlarız.

Müslümanlar, ibadet ve amellerinde gösteriş ve desinler kaygısından sıyrılıp yaptıklarını Allah'ın bilmesini yeter görme seviyesine gelmedikçe, kaliteli bir iman ve amel hayatı yaşamaları mümkün olmayacaktır.

Buna göre:

- Amellerin makbuliyeti, sırf Allah rızası için yapılmalarına bağlıdır.

- İyi ve halis bir niyetle yapılmayan işin Allah katında bir kıymeti yoktur.

- Müslümana her işinde gösteriş ve desinler arzusundan uzak olmak yaraşır.

Kaynaklar:

1) Müslim, İmâre 152
2) bk. Buhârî, Ahkâm 27, Rikak 36, Ahkâm 9; Müslim, Zühd 47-48; Tirmizî, Zühd 48; İbni Mâce, Zühd 21, Mukaddime 23; Ebû Dâvûd, İlim 12.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun