İyiliği Allah için yapmak şart mı?

Tarih: 23.02.2022 - 09:26 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu sorular maalesef yıllardır iyilikten lezzet alamamama sebep oldu. Müthiş takıntılar geliştirdim ve bunu aşamıyorum. Sizden istirhamım bu 4 soruyu ayrı ayrı cevaplamanızdır. Çok zor bir durumdayım. Anlayış göstereceğiniz umuyorum.
1) İyiliği Allah için yapmak şart mıdır?
2) Ben annemi mutlu etmek için ona hediye alsam ve bunu yaparken Allah aklıma gelmese bunun günahı var mıdır? Bu riya mıdır? Çünkü sonuçta bir insanı razı etmek için yapıyorum.
3) Diyelim ki ben arkadaşıma derslerinde yardımcı olmaktan zevk alıyorum. Fakat bunu doğrudan Allah için yapmıyorum. Bundan zevk aldığım için yapıyorum. Bu yanlış bir şey midir?
- İyilikten zevk almak günah mıdır? İhlassızlık mıdır? Riya mıdır? İnsanları razı etme amacı taşıdığı için soruyorum.
- Ahirette Allah bana "Sen bu iyiliği arkadaşını memnun etmek için yaptın, beni değil, şimdi git iyiliğinin karşılığını ondan iste." deyip, riyakarlık yaptığım için beni cehenneme gönderir mi?
4) Hem zevk almak için hem de Allah'ı memnun etmek için iyilik yapıyor olsam bu şirk midir?
- Sonuçta ona ortak koşmuş gibi oluyorum. Hem lezzet aldığım için hem de Allah için iyilik yapsam bu şirk olur mu?
- İyilik sırf Allah için mi olmalıdır. İhlas için zevki öldürmeli miyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

1) İyiliği Allah için yapmak şarttır. Yani karşılığında bir sevap kazanmak için yapılan bir iyilik mutlaka Allah için olmalıdır ki, Allah’ın rızasını kazandırsın. 

Ancak bir karşılık beklemeden vicdanın fıtri durumuna göre -örneğin- muhtaç olan bir kimseye yardımcı olmak, o anda Allah’ı düşünmeden bunu yapmak da sevap getirir. Zira, önemli olan iyiliği başka şeyler için yapmamaktır. Mesela, bir kimse Besmele yerine başka bir nesne, bir put adına. Şayet Besmele çekmemekle beraber başkası adına da olmadan kesiyorsa, bu hayvan bazı mezheplere göre caizdir. Bundan anlaşılıyor ki bizzat “Allah için” demeden, fakat niyetinde Allah’tan başkasını da gaye edinmeden yapılan iyi işler Allah hesabına geçer inşallah! Yeter ki, şovmenlik, gösteriş gibi maksatlar adına kötü bir niyet taşımasın.

2) Annenin rızasını kazanmak için yapılan her türlü iyilik, saygı ve sevgi Allah rızasının dairesine yazılır. Çünkü sorudaki hususlar aynı zamanda Allah’ın emir ve tavsiyeleridir. O anda bunu düşünmemek bir sakınca doğurmaz.

3) Hayır! yaptığınız bu iyilik ve ondan zevk almanız bir müminin yapması ve vicdanen zevk alması gereken bir iştir. Önceki açıklamalarımızda geçtiği üzere, şahsi bir menfaat, bir maksat, şöhretperestlik gibi olumsuz bir niyet olmadığı sürece bunda hiçbir günah olmaz, sevap olur.

İşi fazla uzatmadan en mükemmel rehberimiz olan Hz. Peygamber (asm) Efendimizin bazı hadis-i şerifilerin hatırlayalım:

“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân 7; Müslim, Îmân 71-72)

“Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)

4) Zevk dediğiniz şey çok kapalı ve yuvarlak bir terimdir. Namaz kılan ondan zevk alır, hacca giden ondan zevk alır. Hırsızlık yapan ondan zevk alır, içki içen ondan zevk alır...

Prensip şu olmalıdır: Kendisinden zevk aldığınız bir şey Allah’ın emir ve yasaklarına uygun değilse, bunun haram olduğunda şüphe yoktur. Sırf desinler diye namaz kılan, yardım eden kimsenin durumu da böyledir.

Bu konuda şu hadis-i şerifin verdiği ders kâfidir:

“Kıyamet günü hesabı ilk görülecek kişi, şehit düşmüş bir kimse olup huzura getirilir. Allah Teâlâ ona verdiği nimetleri hatırlatır, o da hatırlar ve bunlara kavuştuğunu itiraf eder. Cenâb-ı Hak:

"Peki, bunlara karşılık ne yaptın?" buyurur.

"Şehit düşünceye kadar senin uğrunda cihad ettim." diye cevap verir.

"Yalan söylüyorsun. Sen, 'Babayiğit adam.' desinler diye savaştın, o da denildi." buyurur. Sonra emrolunur da o kişi yüzüstü cehenneme atılır.

"Bu defa ilim öğrenmiş, öğretmiş ve Kur‘an okumuş bir kişi huzura getirilir. Allah ona da verdiği nimetleri hatırlatır. O da hatırlar ve itiraf eder. Ona da:"

"Peki, bu nimetlere karşılık ne yaptın?" diye sorar.

"İlim öğrendim, öğrettim ve senin rızan için Kur'an okudum." cevabını verir.

"Yalan söylüyorsun. Sen 'Âlim' desinler diye ilim öğrendin, 'Ne güzel okuyor.' desinler diye Kur'an okudun. Bunlar da senin hakkında söylendi." buyurur. Sonra emrolunur o da yüzüstü cehenneme atılır."

"(Daha sonra) Allah'ın kendisine her çeşit mal ve imkân verdiği bir kişi getirilir. Allah verdiği nimetleri ona da hatırlatır. Hatırlar ve itiraf eder."

"Peki ya sen bu nimetlere karşılık ne yaptın?" buyurur.

"Verilmesini sevdiğin, razı olduğun hiçbir yerden esirgemedim, sadece senin rızânı kazanmak için verdim, harcadım." der.

"Yalan söylüyorsun. Halbuki sen, bütün yaptıklarını 'Ne cömert adam.' desinler diye yaptın. Bu da senin için zaten söylendi" buyurur. Emrolunur bu da yüzüstü cehenneme atılır.” (Müslim, İmâre 152)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun