Sadaka cehennem ateşini söndürür mü?
- Sadakanın azlığı ve çokluğu önemli mi?
Değerli kardeşimiz,
Sadaka ayeti (bk. Tevbe, 9/103) indiği zaman sahabe efendilerimiz (ra) kendi imkânları dairesinde bu emri yerine getirmeye koşuşturmuşlardır. Bu arada imandan nasibi olmayan münafıklar da cehenneme odun taşımaya devam etmişlerdir. Bu münafıklar, az sadaka verenler için "Allah'ın buna ihtiyacı mı var?", çok veren için ise "Gösteriş yapıyor bu..." gibi dedikodu yapmaya başlamışlardır. Bu konudaki bir hadis-i şerifi aşağıya alıyoruz.
Ebû Mes’ûd Ukbe İbni Amr el-Ensârî el-Bedrî (ra) şöyle dedi:
لمَّا نَزَلَتْ آيةُ الصَّدقَةِ كُنَّا نُحَامِلُ عَلَى ظُهُورِنا. فَجَاءَ رَجُلٌ فَتَصَدَّقَ بِشَيْءٍ كَثِيرٍ فَقَالُوا: مُراءٍ، وجاءَ رَجُلٌ آخَرُ فَتَصَدَّقَ بِصَاعٍ فقالُوا: إنَّ اللَّه لَغَنِيٌّ عَنْ صاعِ هَذَا، فَنَزَلَتْ
[الَّذِينَ يَلْمِزُونَ المُطَّوِّعِينَ مِنَ المُؤْمِنِينَ فِي الصَّدَقَاتِ وَالَّذِينَ لاَ يَجِدُونَ إلاَّ جُهْدَهُمْ] [التوبة 79]
Sadaka ayeti inince, biz sırtımızla yük taşıyarak, (hammallık yaparak) sadaka vermeye başladık. Derken bir adam geldi çokca sadaka verdi. Münafıklar, “Gösteriş yapıyor.” dediler. Bir başkası geldi, bir ölçek hurma getirdi. Yine münafıklar, “Allah’ın, bunun bir ölçek hurmasına ihtiyacı yoktur.” dediler. Bunun üzerine,
“Sadakalar hususunda gönülden veren mü’minleri çekiştiren ve güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanlarla alay edenler yok mu, Allah onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için acı bir azab vardır.” (Tevbe, 9/79) ayeti indi. (Buhârî, Zekât 10; Müslim, Zekât 72)
“Onların mallarından sadaka al...” (Tevbe, 9/103) ayeti inince ve Hz. Peygamber (asm) de kendilerini sadaka vermeye teşvik edince, sadaka olarak verecek bir şeyi bulunmayan fakat her ilahi emre sarılmayı mücahede olarak değerlendiren sahâbîler, hamallık, amelelik yapmaya ve kazandıklarından sadaka vermeye başlamışlardır.
Anlaşıldığına göre zenginiyle fakiriyle sahâbîler diğer ibadet ve emirlere olduğu gibi sadaka emrine de büyük bir heyecan, gayret ve özveri ile katılmışlardır. Onların bu heyecanlı mücahedeleri, münafıklar tarafından şevk kırıcı sözlerle karşılanmıştır.
Hadisin değişik rivayetlerinden anlaşıldığına göre, çokca para getiren Abdurrahman İbni Avf Hazretleridir (ra). Servetinin yarısı olan dört bin dirhemi tasadduk etmiştir. Onun bu hareketi, münafıklarca gösteriş ve riya olarak nitelendirilmiş; bir sa’ yani bir ölçek hurma getiren Ebû Akil el-Ensârî de “Allah bunun bir sa’ hurmasına muhtaç değildir.” diye hafife alınmış, alay konusu yapılmıştır. Oysa Ebû Akîl de o gün çalışıp kazandığı hurmaların yarısını getirmişti.
Aslında münafıkların çekemedikleri, ashâb-ı kirâmın zenginiyle fakiriyle mal veya kazançlarının yüzde ellilik bölümünü tasadduk etmeleriydi. Bu iki örnekte sadaka olarak verilen miktar değişse de sadaka verenlerin fedakârlık oranları değişmiyordu. Yüzde elli oranında bir tasadduk gayreti... Herkes kendi çapında ama birbirine eşit oranda fedakârlık yapıyordu. Mücahede aynı ölçülerle yürütülüyordu. Ashâb-ı kirâmın fazileti, üstünlüğü, biraz da bu noktalarda aranmalıdır. Onların bu faziletli hareketleriyle alay etmek isteyenler, meâlini, hadisin tercümesi içinde verdiğimiz Tevbe suresi’nin 79. ayetiyle susturulmuşlardır.
Buna göre;
1. Yapılan bir iyiliği, ne kadar az olursa olsun, küçük görmek doğru değildir.
2. Allah Teâlâ’nın emirlerine herkes gücü yettiğince uymaya çalışmalı ve bu konuda kendilerini kınayanlara aldırış etmemelidir.
3. Mücahede, her türlü emre gücü ölçüsünde sarılmakla gerçekleşir.
4. Ashâb-ı kirâm, emirleri yerine getirmede son derece gayretli idiler.
5. Sadaka vermek, az da olsa, ihmal edilmemelidir. Buna küçükleri de alıştırmalıdır. Çünkü sadaka cehennem ateşini söndürür. Toplumda gelir dengesizliği yüzünden çıkacak kargaşaları önler. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 111).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ebû Akîl (r.a.)
- İDDİHÂR
- Kur'an'da namaz kaç defa geçiyor?
- VAKFIN ORTAYA ÇIKIŞI
- Ahlâkî Örnek Olarak Hz. Peygamber (S.A.S.)
- Suffe Ashâbı
- Kehf suresi 22. ayette geçen olay kafamı karıştırdı. Neden hâlâ Ashab-ı Kehf'e, "yedi uyurlar" diyorlar?
- Sadaka verirken nelere dikkat etmeliyiz?
- FAKİR, FAKİRLİK
- MUZARAA (ZİRAAT ORTAKLIĞI)