Ölü insanlara nasıl sorulur?
- Zuhruf suresi 45. ayette peygamberlere sor diyor, ölü insanlardan bir şey sorulmaz ki.
- Ölülere peygamberimiz nasıl soru sorsun akıl var mantık var.
- Diğer ayetlerde aklınızı kullanın diyor Allah, ama bu Zuhruf suresi 45. ayette akla sığmayan şey söyleniyor açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
İlgili ayetin meali şöyledir:
“Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize sor: Rahman’dan başka kulluk edilecek ilahlar var etmiş miyiz?” (Zuhruf, 43/45)
Bu ayette Allah’a ortak koşanların hiçbir dayanakları olmadığını vurgulamak üzere, daha önce hiçbir semavi dinde şirke yer olmadığı nazara verilmiştir.
Bilindiği üzere, Müşriklerin Hz. Peygamber (asm) Efendimize karşı beslediği kin ve düşmanlığın en önemli sebebi, onların atalarının dini olan putperestliği, şirki ret etmesidir.
a) Burada Kur'an’da çokça yer verilen ve mucizeliğin önemli bir unsuru olan îcaz (veciz ifade) sanatı içerisinde hazf edilen / zikredilmeyen bir muzaafın takdiri söz konusudur. Bu ifade “Daha önceki peygamberlerin gerçek ve samimi takipçilerine olan Ehl-i kitaba; onların dininde olan Yahudi ve Hristiyanlara sor, böyle bir şey var mıdır?” şeklinde anlaşılabilir.
b) Veya Hz. Peygamberin (asm) yakından tanıdığı, akıl ve mantığıyla onların hak peygamber olduklarını bildiği daha önceki peygamberlerin vahiy olarak getirdikleri dinlerin hiçbirinde tevhide aykırı ve şirk barındıran bir bilgi kırıntısının bile olmadığını ilan etmek için, bu tarihi gerçekliğe atıfta bulunulmuştur.
c) Mukarrer bir kaide vardır: “Soru sormanın imkânsız olduğu bir yerde soru sormak, fikir ve mantık yoluyla hakikate kavuşmak anlamına gelir.” Mesela:
Birisi şöyle demiş: “Yere sor: 'Ey toprak /Ey yer! Seni yarıp ırmaklarını akıtan, ağaçlarını diken ve meyvelerini / ürünlerini hasat eden kimdir?' Eğer toprak sözlü olarak sana cevap vermezse, mutlaka lisan-ı hâl ile -ibret diliyle- sana cevap verecektir.”
Bunun gibi ayette de “Ölmüş peygambere sor!” demekten maksat, kesin olarak dinlerini bildiğin önceki peygamberlerin tevhid akidelerini, şirkten uzak duruşlarını elbette aklın, tefekkürün ve tedebbürünle kolayca anlayacaksın.” (bk. Razi, Maverdi, ilgili ayetin tefsiri)
d) İbn Abbas’ın bildirdiğine göre, bu ayet, Hz. Peygamber (asm) Miraca çıkmadan önce nazil olmuş ve orada göreceği -yaklaşık 70 peygambere bu soruyu sorması istenmiştir. Ancak Hz. Peygamber (asm) meseleyi onlardan çok daha iyi bildiği için onlara sormamıştır. (bk. Maverdi, ilgili yer)
e) Ehl-i kitaptan Yahudiler ve (onlardan bazı bilgiler edinen) müşrikler, Hz. Peygamberin (asm) söylediklerinin bir kısmı önceki peygamberlerin vahiylerine aykırı olduğunu söylemişlerdi. Bu ayette bu vesveseleri reddedilmiştir. (Maverdi, a.g.y)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bütün peygamberler, Peygamber Efendimiz'den haberdar mıydılar?
- Peygamberimizin bağlı olduğu Hanif dini bozuldu mu bozulmadı mı?
- Muhammed neredeydi? Bekke, Kudüs mü?
- Bal şerbeti olayında yalan söylenmiş olmuyor mu?
- Peygamber neden sorulardan rahatsız oldu?
- Eski ümmetlere gösterilen mucizelerden sonra azabın gelmesi, Peygamberimize mucize verilmediği anlamına mı gelir?
- “Onun ayetlerinden sonra hangi hadise inanıyorlar.” ayeti hadisleri yok mu ediyor?
- Habeş Ülkesine İkinci Göç
- TEBÜK GAZÂSI
- UHUD SAVAŞI-II