Bir insan üniversite okurken evlenebilir mi?
- Bir öğrencinin kendisine uygun ve beğendiği birini bulduğu zaman evlenmesini düşününce aklıma birçok soru işareti geliyor.
1. Soru: Evlenen bir erkek karısının tüm ihtiyaçlarını başkasına bırakmaksızın (eşinin ailesi vb.) ya da başkasından yardım almaksızın (kendi ailesi, burs vb.) kendi kazandığı parayla mı karşılaması gerekiyor?
2. Soru: Hadisi şerifte; “Yediğin zaman ona da yedir, giydiğin zaman ona da giydir. Onun yüzüne vurma. Çirkinsin diyerek aşağılama. Evden başka yerde yatarak onu cezalandırma.” buyurulur. Buna göre yediğin zaman ona da yedir, giydiğin zaman ona da giydir kısmının manası nedir? Yani her yediğimizden yedirmeli miyiz? Yanımızda eşimiz yokken nasıl olacak?
3. Soru: Evlense dahi eşiyle uzun bir süre aynı evin içinde yaşayamayacak belki arayı uzatmayacak kadar beraber olacak kişinin evlenmesine mani durum var mıdır? Aynı evde yaşamamak evlenmeye engel bir durum mudur?
4. Soru: İlk üç soruda çerçevelerini çizdiğim bir evlilik caiz midir?
- Bu sorularıma tek tek cevap verirseniz sevinirim.
Değerli kardeşimiz,
1. Bir insan üniversite okurken elbette evlenebilir. Geçimini kendisi temin edecek durumu yoksa da yakınlarının veya başka insanların yardımlarını alıp onunla geçimlerini sağlayabilir. Hatta yoksul ise, zekatı alarak da ailesinin geçimini temin edebilir. Herkesin kendi başına, başkasına muhtaç olmadan geçimini sağlayacak bir ekonomik güce sahip olmadığı bir realitedir.
2. Hadisin manası şöyledir:
Siz normal olarak evde nasıl bir kahvaltı ediyorsanız, eşinize de onun gibi bir kahvaltı sofrasına izin vereceksiniz. Hadiste, aynı yemeği paylaşmak manasını algılamamak gerekir. Önemli olan kendine çok güzel yemekleri alıp yerken, eşine ondan daha aşağı bir yemeğin verilmemesidir. Bu adaletsizliktir. Giyimde bu mana daha da anlaşılabilir.
Örneğin, “Giydiklerinizden giydirin.” ifadesinden aynı pantolonu, aynı ceketi, aynı eteği giymenin zorunluluğu anlaşılmaz. Zira, erkek-kadın elbiseleri farklıdır. Önemli olan, erkek kendine kaliteli bir kumaştan elbise almışsa, aynı veya benzeri kalitede bir kumaşı eşinden esirgememelidir.
3. İslam’da evlilik akdiyle eş olmuş iki insanın evin idaresi, geçimi ve şahısları ile ilgili görevlerini yapmaları esastır. Bu sebeple, iki ayrı yerde yaşayan eşlerin durumu eksik bir konumdur.
Bununla beraber, her iki taraf da kendine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getiriyor ise, bunda bir sakınca yoktur.
Unutmamak gerekir ki, boşanmanın meşru gerekçelerinden biri de bu görevlerin yerine getirilmemesidir. Örneğin; ikisinde veya birinde cinsel ilişkiye mani bir engeli varsa, bu boşanma sebebidir. Yine örneğin, erkek karısının geçimini temin edemiyorsa, bu bir boşanma sebebi olabilir.
Bu açıdan bakıldığında ayrı evlerde yaşamak nikah akdinin sıhhatine engel değildir. Fakat yapılması gereken vazifelere engel teşkil ediyorsa, bu bir boşanma sebebi olabilir.
Ancak boşanmayı gerektirecek özel bir durum yoksa, aynı evde yaşamamak evlenmeye engel bir durum değildir. Soruda geçtiği şekliyle bir evliliğin sakıncası olmaz.
4. İlk üç sorunun cevabında bu 4. sorunun cevabı da vardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sünnetle Yaşamak- 164. GÜN
- Kardeşlerin karısı / kocası ile ölüm veya boşanma gibi durumlar neticesinde, evlenilebilir mi?
- Gerçek din yerine gürültü ve eğlence!
- Nafaka davası caiz mi?
- Çok evli olanlar neden boşanmış?
- Sünnetle Yaşamak- 158. GÜN
- İslam'da fakir insanlar evlenebilir mi?
- Şafi mezhebine göre nafaka ile ilgili hükümler nelerdir?
- Resmi kanunlara göre boşanma durumunda, mal paylaşımının eşit olarak yapılması İslami kurallara uygun mudur?
- Neden ikinci eş alamıyorum?