Allah Güneş’i doğudan getirtiyor ayeti nasıl anlaşılmalıdır?

Tarih: 11.12.2019 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara suresi 258. ayette Hz. İbrahim’in Nemrut’a söylediği "Allah güneşi doğudan getirtiyor sen de batıdan getirsene" sözüyle alakalı bir ateist şöyle diyor:
"Bu olay dünyanın kendi etrafında dönmesiyle alakalıdır, güneş sabittir, lakin Kuran yazarı bu olayın güneş hareketiyle olduğunu sanıp güneşi oradan getirtiyor demiş. Dünya kendi etrafında döner bunun sonucu güneş batıdan doğar dünya döndükçe yükselir ve batar Kuran ise bunu güneşin hareketi sanmış." 
- Ayetteki, Allah güneşi doğudan getirtiyor lafzını nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Görünüm üzerinden konuşuluyor.

Nitekim Türkçemizde de öyle demiyor muyuz?

Faraza Hz. İbrahim, ateistin istediği gibi söylese (Gerçi nasıl söylemesi gerektiğini de belirtmemiş ya!) Nemrut bundan bir şey anlar mıydı?!.

Bilim çağında olmamıza rağmen, biz de böyle bir delil sunmak istesek, aynı şekilde söylemez miyiz?

Burada önemli olan Nemrut’u ilzam etmek ve susturmaktır. 

Dolayısıyla "Güneş doğudan doğup batıdan batıyorken, hadi sen de bunun tersini yap." denmiş oluyor. Aksi hâlde Nemrut bir şey anlayamazdı ki!..

Belagat ilmini bilen kimselerce malumdur ki, bir kelimenin, bir cümlenin veya bir ifadenin açıklanması, “mutabikiyye, tazammuniyye,  iltizamiyye, ayrıca delalet-i vaz’iyye, akliyye, tabiiyye” gibi daha birçok delalet yolları vardır.

Keza bir ifadedeki “lafzın mentuku, mananın mefhumu, fehva’l-kelam, Muktezal-hal” gibi kelimelerin lügat manaları dışında anlamlandırmaya hizmet eden daha başka anlama yolları da vardır..

Tefsir alimleri de ayetteki “güneşin getirilmesi” ifadesini “güneşin doğuşu” olarak ifade etmişlerdir. (bk. Razî, ilgili ayetin tefsiri).

İbn Kesir ise, şöyle demiştir: Hz. İbrahim Nemrud’a dedi ki “Güneş her gün doğudan görünür (TEBDU), haydi sen de onu batıdan getir.” (İbn Kesir, ilgili yer).

el-Bikaî’ye göre, bu ayetin manası şudur:

Hz. İbrahim şöyle demiştir: “Ey Nemrud sen doğmadan asırlar öncesinden beri “Allah güneşi her gün doğudan îcad eder (ortaya çıkarıp gösterir), sen de bir gün olsun onu batıdan getir..” (Nazmu’d-Dürer, ilgili yer)

Başka bir yorum da şöyledir:

“Allah güneşi doğudan tulû’ ettiriyor, sen de gerçekten rabb isen bu nizamı değiştir, güneşi batıdan tulû’ ettir." (Meraği, V. Zuhayli, ilgili yer)

Tulû’ doğmak, ortaya çıkmak ve dolayısıyla görünmek anlamına gelir.

“Kuran’ın anlaşılmasına hizmet eden” bazı ilmî ıstılahları, şimdi de Bediüzzaman hazretlerinden dinleyelim: 

“Esalîb-i Arabda ukûl-ü beşere olan tenezzülât-ı İlahiye tabir olunan müraat-ı efham ve mümaşat-ı ezhan, Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'da cereyan etti..” (Muhakemat, 46)

“Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan, umum ins ü cinnin umum tabakalarına karşı konuşan bir hutbe-i ezeliyedir. Elbette nev'-i beşerin her bir tabakası, herbir âyât-ı Kur'aniyeden hissesini alacak ve âyât-ı Kur'aniye, her tabakanın fehmini tatmin edecek surette ayrı ayrı ve müteaddid manaları zımnen ve işareten bulunacaktır. Evet hitabat-ı Kur'aniyenin vüs'ati ve maânî ve işaratındaki genişliği ve en âmi bir avamdan en has bir havassa kadar derecat-ı fehimlerini müraat ve mümaşat etmesi gösterir ki; herbir âyetin herbir tabakaya bir vechi var, bakıyor.” (Lemalar, 68)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun