Allah hiç yoktan insanları cehenneme atar mı?

Tarih: 12.02.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

 "Biz dileseydik, herkesi doğru yola eriştirirdik. Ne var ki: 'Andolsun ki cehennemi, cinlerle ve insanlarla dolduracağım.' diye kesin bir söz çıkmıştır benden."? (Secde, 32/13)
- Bu ayeti nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Secde suresi 13. ayete dair sorunuzun cevabı; aslında bu ayetten hemen sonra gelen ayetlerde açık biçimde verilmektedir. 13 numaralı ayetin hemen ardından gelen 14. ayeti de dikkatle okunursa Yüce Yaratıcı'nın sizin tabirinizle “hiç yoktan” böyle bir azaptan haber vermediğini görürüz.

“Siz nasıl bugünkü buluşmayı unuttuysanız  ve bu unutmayı ömür boyu sürdürdüyseniz, Biz de bugün sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan ötürü tadın bakalım sürekli azabı!” (Secde, 32/14)

Yine Secde suresi 18-20. ayetlerinde geçen,

“Öyle ya mümin olan hiç fasık olanla bir olur mu? Bunlar asla bir olmazlar.”

ifadeler de, bir insanın cehenneme girmesinin tek nedeninin onun kendi iradesiyle yapmayı tercih ettiği ameller ve doğru yoldan saparak Allah’ı unutmuş olması olduğunu göstermektedir.

Öncelikle Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetleri; içinde yer aldıkları bağlamdan, Kur’an’da ifade edilen ana prensiplerin verdiği mesajdan soyutlayarak, ayetlerin iniş nedeni, yer aldıkları sure içindeki ayetlerle ve konuya dair Kur’an’da yer alan diğer ayetlerle bağlarını kopararak, tabiri caizse bulundukları hakikat düzleminden cımbızla çekerek anlamaya çalışmanın; asla bir kutsal metni anlamaya yönelik makul, bilimsel ve iyi niyetli bir metod olmadığını, beyhude bir çaba olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz. Nitekim bu hataya düşmemiş olsaydınız, Kur’an-ı Kerim'de pek çok ayette Yüce Yaratıcının,

“İnsana ancak elinin ettiği vardır ve cüzî iradesiyle yapıp ettiklerinden sorumludur...”

buyurduğu dikkatinizden kaçmazdı.

Öte yandan, sadece bu ayeti ele alarak, yani bağlamından ve aynı konuya işaret eden diğer ayetlerle münasebetinden kopararak ayeti ele alacak olursak bile; şu tabloyla karşılaşmaktayız:

Kur’an-ı Kerim’de kimi ayetlerde Cenab-ı Hakk’ın “sebepleri göstermeden neticeye işaret etme” şeklinde ifade edebileceğimiz üslubunun bu ayette de geçerli olduğunu görmekteyiz. Bu prensibin uygulanmasının pek çok hikmeti vardır. Detaya girmeden bu ayette nasıl ve neden “sebeplere işaret edilmeden neticeye vurgu yapıldığı”na bakalım: Ayet bize şunu söylemektedir:

“Eğer bütün mahlukatın hidayete ermesini isteseydik bunu yapardık; fakat bu, hikmetimize aykırıdır. Çünkü biz onlardan zorlama ve baskı yoluyla değil, kendi iradelerini kullanarak iman etmelerini istiyoruz. Fakat günahkarların cezalandırılacağına dair sözümüz tahakkuk etti ve şu tehdidim gerçekleşti: Cehennemi bütün cin ve insanların asileriyle dolduracağım.” (Muhammed Ali es-Sabuni, Safftü’t-Tefasir; İlgili ayetin tefsiri)

Yani, Secde suresinin 13. ayetinden önceki ve sonraki pek çok ayette insanoğlunun azaba müstehak olma nedenleri anlatıldığı halde, bu ayette zikredilmeden hemen neticeye vurgu yapılmıştır. Çünkü ayetteki ilk maksat; hem Hazreti Peygamber (asm)'i, hem de diğer insanları; sadece kendileri istedikleri için insanların hidayete gelmeyecekleri, onları hidayete erdirmenin ancak Allah’ın elinde olduğunu göstermeye yöneliktir. Ayrıca yine, hem Hz. Muhammed (asm)’e hem diğer müminlere; insanlar hidayete gelmedikleri için kendilerini üzüntüden kahretmemeleri; çünkü kimlerin mümin kimlerin kafir olarak kalacaklarının ezelde Allah tarafından bilindiği uyarısı da yapılmaktadır. Bu durum “Cehennemi onlardan bir kısmıyla dolduracağım” şeklinde ifade edilmiştir.

Ayrıca Allah’ın gelecekte neler olacağını, kimlerin hidayete kimlerin dalalete yöneleceğini bilmesinin; o insanların cüzî iradelerini etkilemek anlamına gelmediğini de hatırlatalım.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun