Şafi mezhebine göre yiyecek ve içeceklerde helal ve haram ile ilgili hükümler nelerdir?
İçindekiler |
İslâmiyet insan sağlığına büyük önem vermiş, insanın hayatını korumak, onu ölümden kurtarmak, ibadetlerini yapabilecek ve nafakasını temin için çalışabilecek gücü elde etmesini sağlamak amacıyla asgari seviyede yeme ve içmesini vacip kılmıştır. Bu seviyenin üstünde yeme ve içmesi ise, israfa gitmemesi kaydıyla kendisine mubah kılınmıştır. Yemede ve içmede israfa gitmek haram olduğu gibi, insan vücudu için zararlı ve tehlikelidir.Her şeyde olduğu gibi yeme ve içmede de ölçüyü kaçırmamak, mutedil olmak gerekir. Bu hususta yüce rabbimiz bizleri şöyle uyarıyor: "Yiyin, için, fakat israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez." (A'râf 7/31.)
İnsan, yiyecek ve içeceklerini hoş, temiz ve selim tabiatın tiksinmediği şeylerden seçmelidir. Yüce Allah, yeryüzündeki faydalı her şeyi insanlara helâl kılarak şöyle buyurmuştur: "Ey insanlarl Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin." (Bakara 2/168.)
Biz insanlara birer nimet olarak bahşedilmiş olan bu hoş, temiz ve helâl yiyeceklerle içeceklerden yararlanmamız yüce rabbimizin de hoşuna gideceği bir şeydir. O bunları istifade edip kendisine şükredilmesi için yaratmıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: "Kibir ve gurura kapılmaksızın yiyin için, sadaka verin ve giyinin. Şüphesiz Allah, nimetlerinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever." (Ahmed, el-Müsned, 2/182)
İnsanların gıdaları, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere iki kısma ayrılır.
Bitkiler
Bunların sarhoşluk verenleri, insan vücuduna zararlı olanları ve necis olanları dışında kalanlar helâldir. Necis olan veya içine necaset karıştığı için murdar olan yiyeceklerin yenmesi haramdır. Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. Peygamberden (s.a.v) bahsedilirken, "Onlara kötü ve pis şeyleri haram kılar" (A'râf 7/157.)denmektedir.Şu halde temiz bir besin maddesine necis bir şey karışınca o besinden istifade etmek haram olur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) yağın içine düşen fareyle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Fare yağın içine düştüğünde yağ eğer katı ise, fareyi ve çevresindeki yağı atın. Yağ eğer sıvı ise (artık) ona yaklaşmayın. "( Ebû Davud, Et'ime, 48.)
İçine murdar şeylerin karıştığı besin maddesinin yenmesi helâl olsaydı, Peygamber Efendimiz, yukarıdaki hadis-i şeriflerinde, "Ona yaklaşmayın" diye buyurmazdı.İnsan sağlığına zarar veren ve insan hayatı bakımından tehlikeli olan taş, toprak, eroin, zehir ve benzeri şeylerin yenmesi, içilmesi haramdır. Yüce rab-bimiz, "Kendi kendinizi tehlikeye atmayın" (Bakara 2/195.) buyurmakla bizi bu konuda uyarmaktadır. Ama vücuda yararlı ve insan sağlığı açısından yenmesi, içilmesi gerekli olan sebze, meyve, tahıl ve benzeri besin maddelerinden istifade etmek helâldir."De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsleri ve temiz rızkı kim haram kılmış?" (A'râf 7/32.)
Hayvanlar
Hayvanlar, kara hayvanları ve deniz hayvanları olmak üzere iki kısma ayrılırlar.
Deniz hayvanları
Balığın bütün çeşitleri helâldir. İslâm'ın geldiği dönemde Araplar tüm balık çeşitlerini temiz ve helâl kabul ediyorlardı. İslâm dinî de onların bu kabullerini benimseyerek her çeşit balığın yenmesini helâl kabul etmiştir. Bu hususta yüce rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Sizin için de yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helâl kılındı." (Mâide 5/96.)
Bu âyette geçen deniz avı sözüyle denizde avlanan balıklar ve diğer deniz yaratıkları kastedilmiştir.
Bu konudaki rivayetlerden birinde anlatıldığına göre adamın biri sevgili Peygamberimiz'e, "Ey Allah'ın Resulü! Biz deniz yolculuğu yaparız ve beraberimizde az su taşırız. Onunla abdest alsak susuz kalırız. Bu durumda deniz suyuyla abdest alabilir miyiz?" diye sormuş ve ondan şu cevabı almıştır: "Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir." (Tirmizî, Taharet, 52.)
Kara hayvanları
Deve, sığır, koyun, keçi, at, yabani sığır, deve kuşu, yabani merkep, geyik, tavşan, ceylan gibi hayvanların yenmesi helâldir. Ancak katır ve ehlî merkep gibi hayvanlar, yenmesi helâl olan hayvanlar kapsamından çıkarılmışlardır. Câbir b. Abdullah (r.a) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber Hayber Savaşı'nda ehlî merkep etinin yenmesini haram kıldı. At etinin yenmesine ise ruhsat verdi." (Buhârî, Zebâih, 27.)
Katırlar da ehlî merkep grubuna dahil edilmiştir. Katır, eti haram olan merkep ile eti helâl olan attan doğmuştur. Bu bakımdan merkep etinin haramiliği, at etinin helâlliğine ağır basmakta ve dolayısıyla katır eti haram sayılmaktadır.Asr-ı saâdet'te pis ve murdar sayılan tüm haşere ve benzerlerinin yenmesi şimdi de haramdır.Kuvvetli, yırtıcı ve dişlerini silâh olarak kullanan bütün hayvanların eti haramdır. Kedi, köpek, kurt, ayı, fil, domuz, çakal, aslan, kaplan, maymun, vaşak, baykuş ve benzerleri, yenmesi haram olan hayvanlardır. Ön dişleri zayıf olup bunlarla herhangi bir şeyi parçalama imkânı bulunmayan kirpi ve tilki gibi hayvanların etlerinin yenmesi haram değildir.(Mustafa el-Hın, el-Fıkhü'l-Menhecî, 2/71.)
Güçlü tırnakları ve pençeleri olup, bunlarla avlarını parçalayan kuşların hepsi haramdır, etleri yenilmez. Kartal, doğan, şahin, akbaba gibi kuşlar bu gruba örnek gösterilebilir. Çünkü Hz. Peygamber pençeli ve azı dişli hayvanların etlerinin yenmesini yasaklamıştır.(Müslim, Sayd ve Zebâih, 3.)
Bu hayvanlar yırtıcı bir tabiata sahip olduklarından leş yerler ve leş yedikleri için de pis sayılırlar. Bu sebeple etlerinin yenmesi haramdır.Yılan, akrep, fare gibi zararlı oldukları herkesçe kabul edilen ve zararları sabit olan hayvanların da etlerini yemek haramdır. Ayrıca selim tabiatlı insanlar da bunlardan tiksinir ve bunları yemeye asla yanaşmazlar. Hz. Peygamber (s.a.v) bunların zararlı hayvanlar olduklarını ve öldürülmeleri gerektiğini şöyle bildirmiştir: "Hayvanlardan beş tanesi vardır ki, bunların her biri fâsıktır (murdar ve zararlı). Harem bölgesinde olsun, HU (denen Harem dışı) bölgesinde olsun bunlar öldürülür: Karga, çaylak, akrep, fare ve kuduz köpek." (Buhârî, Bed'ü'l-Halk, 16, Cezâü's-Sayd, 7; Müslim, Hac, 66, 67; Mâlik, el-Muvatta; Hac, 90.)
Konuyu toparlayacak olursak, yiyeceklerle içeceklerin helâl olanlarıyla haram olanlarını şu başlıklar altında sıralayabiliriz:
1. Sığırcık, kaz, tavuk, ördek, güvercin, bülbül ve benzeri kuşların eti helâldir.
2. Temiz ve bedene zarara vermeyen tüm maddelerin yenmesi helâldir. Meselâ çiçek, meyve, tahıl, yumurta, peynir ve zehirsiz mantarın yenmesi helâldir. İnsan tabiatının tiksinip pis saydığı sümük, meni ve benzeri şeylerse haramdır.
3. Eti yenen hayvanların sütü helâl, eti yenmeyenlerinki ise haramdır. Ancak insan sütü temiz olup içilmesi helâldir.
4. Fazla eziyet vermemek maksadıyla, kesim esnasında hayvanın elektrik şoku ile bayıltılması, bu hayvanın kurban olarak kesilmesine engel ayıplardan sayılmaz.
Hanefî mezhebine göre kurbana engel ayıp, kesim esnasında meydana gelen arızalar olmayıp, hayvanda önceden mevcut olan ve emsaline göre hayvanın değerini noksanlaştıran kusurlardır. Kesim esnasında meydana gelen kusurlar, kesim işlemine dahil bir ameliye olup, kurbana engel ayıp sayılmaz. Bu itibarla, canlı olarak (şok etkisi ile ölmeden önce hemen) kesilmek kaydıyla kurbanlık hayvanın elektrik şoku ile bayıltılarak kesilmesi de caizdir.
Hayvan henüz kesilmeden, şok etkisiyle ölürse, kurban olmayacağı gibi, eti de yenmez.
Şunu da belirtmeliyiz ki, bütün canlılara merhametli olmayı esas alan yüce dinimiz, hayvanları keserken onlara eziyet edilmemesi üzerinde ısrarla durmaktadır. Dolayısıyla kesilmeden önce hayvanlara uygulanan elektrik şokunun yüksek voltajlı değil, aksine düşük voltajlı olması gerekmektedir. Çünkü yüksek voltajla yapılan elektrik şoklaması, hayvana eziyet verip onu incitir ki, bu yüce dinimizin asla tasvip etmediği davranışlardandır. Rahmet ve şefkati kendine şiar edinen sevgili Peygamberimiz bizleri bu konuda şöyle uyarmaktadır:"Allah (c.c) her şeye ihsanı (iyi davranmayı) farz kıldı. Öldürdüğünüzde güzelce öldürün, kestiğinizde güzelce kesin. Biriniz (bir hayvan kesecek olduğunda) bıçağını bilesin ve keseceği hayvanı rahatlatsın." (Müslim, Sayd ve Zebâih, 11.)
1. Haşerelerin tümü haramdır. Karınca, sinek, böcek, yılan, kaplumbağa, kurtçuk, sivrisinek, bit, bütün çeşitleriyle arı, akrep, iğneli ve zehirli hayvanlar haramdır. Çekirge, kirpi ve kertenkele bunlardan ayrı tutulmuş olup helâldir.
2. Papağan, tavus, yarasa, kerkenez, lori kuşu ve kırlangıç gibi hayvanlar haramdır.
3. İçine necis bir şeyin düştüğü yağ, pekmez ve sirke gibi sıvı maddeler de temizlenmeleri mümkün olmadığından haramdır.
4. Taş, toprak, demir, cam, esrar, eroin ve zehir gibi vücuda zarar veren bütün maddeler haramdır.
Yiyeceklerde olduğu gibi içeceklerde de esas olan mubahlıktır. Çünkü Cenâb-ı Allah, yeryüzündeki her şeyi biz insanlar için yaratmıştır. Âyette şöyle buyrulmuştur: "O (Allah), yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratandır." (Bakara 2/29.)
Gökten inen sular, yerden biten sebze, meyve, tahıl ve her türlü bitkiden elde edilen içecekler helâldir. Yeryüzünde hayat, ancak yüce Allah'ın gökten indirdiği su ile kaimdir. Âyette şöyle buyrulur: "Ölü toprağı canlandıralım, yaratıklarımızdan birçok hayvan ve insanı sulayalım diye gökten tertemiz bir su indirdik." (Furkan 25/48-49.)
Bu âyetlerdeki genel helâllik hükmünden, haram oldukları bildirilen içecekler istisna edilmiştir.
1. İnsan bedenine zarar veren ve zehirli olan içecekler haramdır. Çünkü bunlar -içildikleri takdirde- bedeni hasta eder, belki de öldürür. Oysa yüce Allah, kendimizi tehlikeye maruz bırakmamamız ve nefislerimizi öldürmemiz konusunda bizleri açık bir ifadeyle uyarmaktadır.
2. Kan, sidik, meni, eti yenmeyen hayvanların sütü -insan sütü hariç- haramdır. Bunlar vücuda zarar vermenin yanı sıra insan tabiatını da tiksindirirler. Leş, kan ve domuz etini yüce Allah haram kılarak şöyle buyurmuştur: "De ki: Bana vahy olunan Kuran'da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, tümüyle necis olan domuz eti yada Allah'tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum."' (En'âm 6/145.)
3. Sarhoşluk veren içkilerin tümü haramdır. Konuyla ilgili bir âyet-i kerîmede şöyle buyrulmaktadır: "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresi-niz." (Mâide 5/90.)
Bu âyet-i kerîmede içkinin haramlığını gösteren beş delil vardır:
a) İçkiden, kumar ve fal oklarıyla birlikte söz edilmiştir. Bu demektir ki, içki de onlar gibi haramdır.
b) İçkiden, pislik diye söz edilmiştir. Pislik ise haram kılınmış şey demektir.
c) İçkinin şeytan işi olduğu bildirilmiştir.
d) İçkiden kaçınılması emredilmiştir.
e) Kurtuluş, içkiden kaçınma şartına bağlanmıştır.
Sünnete gelince, içkinin haramlığını bildiren çok sayıda hadis-i şerif vardır: "Zina eden kişi zina ederken mümin değildir. (İçki içen kişi de) içki içerken mümin değildir."(İbn Mâce, Fiten, 3; Nesâî, Eşribe, 42.)
İçkinin, vücuda zarar veren haram bir içecek olduğu hususunda müslü-manlar görüş birliği içindedirler.
Aklı perdeleyip fonksiyonel olmaktan çıkaran ve insana sarhoşluk veren her şey haramdır. Şu halde ister ateşte kaynatılan üzüm veya hurmadan, ister bal, buğday yahut arpadan, ister sütten yada diğer yiyeceklerle içeceklerden elde edilsin, insanın aklını perdeleyen ve sarhoş kılan her şey haramdır.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), "Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır"'buyurmuştur■. (Ebû Davud, Eşribe, 5; Tirmizî, Eşribe, 3.)
İçki içmek, mecburiyet ve çaresizlik karşısında kalmayan, zor ve tehdit görmeyen akıllı ve mükellef insanlara haramdır. İçki içmek haram olduğu gibi, içki satmak da haramdır. Sevgili Peygamberimiz, "İçkinin içilmesini haram kılan (Allah), satılmasını da haram kıldı" (Nesâî, Büyü', 90.)buyurmuştur.
Enes b. Mâlik'ten (r.a) rivayet edilen başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyrulmuştur: "Resûlullah (s.a.v) içki hakkında on kişiye lanet etti: Onu sıkana, sıktırana, içene, taşıyana, kendisi için taşınana, sunana, satıcısına, parasını (kazancını) yiyene, satın alana ve kendisi için satın alınana." (Tirmizî, Büyü', 55; Ahmed, el-Müsned, 2/97.)
Mutemet görüşe göre içki ile tedavi olmak da haramdır. İçkinin ilâç olduğunu söyleyen bir kişiye sevgili Peygamberimiz şu karşılığı vermiştir: "O ilâç değil, olsa olsa hastalıktır." (Müslim, Eşribe, 12.)
Eğer doktor, sarhoşluk veren bir ilâcı başka bir madde ile karıştırarak verir de bu ilâç sarhoşluk verici özelliğini kaybeder ve o ilâç da tedavi için mutlaka gerekli olursa, hastanın o ilâcı kullanması caiz olur. Fakat başka bir maddeyle karıştırıldığı halde sarhoşluk verici özelliğini kaybetmemiş olan bir ilâcı tedavi maksadıyla da olsa kullanmak caiz değildir. Çünkü sarhoşluk veren bir maddenin şifa unsuru olması mümkün değildir. Onun vereceği zarar, kendisinden beklenen faydadan çok daha fazladır. Bu konudaki rivayetlerden birinde ashâb-ı kiramdan Târik b. Süveyd Hadremî şöyle demiştir:"Ben, Hz. Peygamber'e (s.a.v), "Ey Allah'ın Resulü! Bizim bölgede üzüm bağları vardır; üzümleri sıkıp içeriz, buna ne buyurursunuz?" diye sordum, Resûlullah Efendimiz (s.a.v), "Olmaz" diye cevap verdi. Ben, "İyi ama biz onu hastaların tedavisinde kullanıyoruz" deyince şöyle buyurdu: "O şifa değil, aksine hastalıktır." (İbn Mâce, Tıb, 27.)
Ameliyat olacak kişi, uyuşturulmadan ameliyata dayanamayacak ise, doktorun ona uyuşturucu bir madde vermesi caizdir. Zira şiddetli derecedeki elem ve acılar zaruretler gibidir. Bu sebeple bu gibi durumlarda uyuşturucu maddelerden yararlanmak caizdir. Bu uyuşturucuların hap ve şurup şeklinde verilmesiyle, enjektörle tatbik edilmesi arasında bir fark yoktur.(Mustafa el-Hın, el-Fıkhü'l-Menhecî, 2/82-83)
Kur'ân-ı Kerîm'de şarabın pis olduğu bildirilmektedir.(Mâide 5/90.) Üzümden imal edilen şarap ile diğer maddelerden elde edilen ve sarhoş edici nitelikte olan alkollü içkilerle kolonya arasında fark yoktur. Bunlar da şarap gibi necistir ve haram kılınmışlardır. Bulaştıkları yerin yıkanması gerekir.
Hanefî mezhebine göre ise, şaraptan başka sarhoşluk verici alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte, bunların tıpkı şarap gibi necis olup olmadıkları konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. İmam Ebû Hanîfe, şarap ve üzümden yapılanların dışındaki alkollü içkilerin bir dirhemden fazlasının elbiseye bulaşması halinde bunun namaza mani olmayacağını söylemiştir. (Serahsî, el-Mebsût, 24/14)-1
Buna göre kolonya ve ispirto gibi şeylerin içilmeleri haram ise de bunların alınıp satılmaları ve kullanılmaları caiz görülmüştür.
Esans, koku, parfüm ve benzeri şeyleri kullanıma elverişli hale getirebilmek amacıyla bunlara katılan az miktardaki katkı maddeleri, necis olsalar bile görmezden gelinebilecek muaf necasetlerden sayılmıştır. (Cezîrî, Mezâhib, 1/19.)
Soru-45:Şafi mezhebine göre sigara kullanmak ile ilgili hükümler nelerdir?
Cevap:İnsanda bağımlılık meydana getiren kötü ve zararlı alışkanlıklardan biri olan sigara, Asr-ı saâdet'te ve ondan sonraki birkaç asırda bilinmiyordu. Yaklaşık on asırlık bir geçmişi bulunan sigaranın İslâm dünyasına girişi ise beş asırlık bir geçmişe dayanmaktadır. Bu sebeple ilk dönem din bilginlerinin kitaplarında sigara konusuna değinilmemiştir. Konuyla ilgili fıkhî hükümlere son dönem fakihlerinin kitaplarında rastlamaktayız. Bu kitaplardaki görüşler bireysel ictihadlara dayanmaktadır. Dolayısıyla bir kısmı doğru, bir kısmı ise hatalıdır. Bu ictihadların çoğunluğu, sigaranın sadece maddî zararlarını konu edinmektedir. Yani sigara sebebiyle yapılan harcamaların, kişinin bütçesine yüklediği ekonomik yükten kaynaklanan zararları ele almaktadır.
Sigaranın insan sağlığına verdiği zararlara gelince, o zamanlarda fakih-ler bu konuda yeterli bilgiye sahip değillerdi. Bu yüzden bazıları her ne kadar haramlığına hükmetmişlerse de genelde sigaranın dinî hükmü mubahlıkla mekruhluk arasında gidip gelmiştir.İçinde bulunduğumuz çağda bilim alanında yapılan keşifler ve kaydedilen ilerlemeler, sigaranın can, mal, toplum, ahlâk, kamu sağlığı ve çevre temizliği üzerinde meydana getirdiği zararları apaçık bir şekilde ortaya koymuştur. Bilim adamlarının yaptıkları araştırma ve incelemeler, sigara dumanının, sigara içen kişide birçok hastalığın meydana gelmesinde pay sahibi olduğunu ortaya koymuştur
Bilim adamları, sigara dumanında 270 kadar kimyasal bileşim bulunduğunu, bunlardan en az on beş tanesinin kansere sebebiyet verdiğini bildirmişlerdir. Bu bileşimlerin en tehlikelileri de zehirli bir madde olan nikotin ile katrandır.
1978 yılının Mart ayında Mısır'da toplanan Uluslararası Onkoloji Kongresi, almış olduğu kararda, sigaranın birçok zararı bulunduğunu bildirmiş ve örnek olarak da bunların bir kısmını şöyle sıralamıştır:
• Sigara, kandaki kolesterol maddesini fazlalaştırır. Buna bağlı olarak tansiyonu yükseltir. Damarlarda daralma ve tıkanmaya, göğsün iltihaplanmasına, kolesterol fazlalığına bağlı olarak felçliğe,
• Kalp krizine ve buna bağlı olarak ölüme,
• Beyin damarlarının patlamasına ve beyin kanamasına,
• Akciğer kanserine,
• Ağızdan kötü kokular saçılmasına,
• Diş çürümelerine, diş etlerinin iltihaplanmasına sebebiyet verir.
Konunun uzmanı bilim adamlarınca bu kadar çok zararlara yol açtığı bildirilen bir maddeyi kullanmanın dinî hükmü hakkında, aklıselim sahibi insanların zihinlerinde olumsuz bir düşüncenin artık oluştuğunu zannediyorum.Din bilginleri, hayatta karşılaşılan yeni şeylerin hükmünü belirlemede başvurulacak formül ve kurallar ortaya koymuşlardır ki, bunlardan biri de "fayda ve zarar" kuralıdır. Yani faydalı olan her şey meşru, zararlı olan her şey ise haramdır. Bu kuralın kaynağı yüce kitabımızdır. Âyetlerde şöyle buyrulur:"(Ey Muhammedi) Sana, kendilerine nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: Size temiz ve hoş olan şeyler... helâl kılındı."(Mâide 5/4.)
"(Peygamber) onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar."( A'râf 7/157.)
Tütünün zararlı bir madde olduğu müşahede, tecrübe ve tabiplerin açıklamalarıyla sabittir. İnsan sağlığına zararlı olan maddelerin kullanılmasını, dinimiz kesin olarak haram saymaktadır.(Gilgil, İthâfü's-Sâil, 3/186.)
Bazı âlimlerin tütünü helâl göstermeleri, ondaki zararı ortadan kaldırmaz. Sigara, içki, kumar, zina ve hırsızlık gibi Kur'an ve Sünnet'te ismi verilerek yasaklanmış olmasa da sonuç ve zararlarına bakarak kaçınılması gereken bir şey olduğunu biraz ilim ve insaf sahibi her âlim söyler.
BENZER SORULAR
- ETİ YENMEYEN HAYVANLAR
- ETİ YENMEYEN HAYVANLAR
- Köpek eti helal midir?
- Şafii mezhebinde köpeğin necis, tilkinin etinin helal olduğu söyleniyor, doğru mudur?
- Dinimizde at, eşek ve katır eti yemek, sütünü içmek haram mıdır?
- İslam'da Helal Olan ve Olmayan Yiyecekler
- Guineapig Kemirgen/Hind Domuzu denilen hayvanı, kobay olarak veya etini yemek üzere edinmek, beslemek ve ticaretini yapmak helal midir?
- Çekirge, kirpi, salyangoz, yengeç, ahtapot, midye gibi hayvanları yemek caiz mi? Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar nelerdir?
- Bozada alkol olduğu söyleniyor. Boza içilebilir mi, boza içmekle haram bir fiil işlenmiş olur mu?
- Şafi mezhebine göre helal ve haram ile ilgili hükümler nelerdir?