İnsanoğlunu, kendi eliyle yaptığı putlara tapmak gibi son derece akıl dışı bir yola iten sebep sizce ne olabilir?
Değerli kardeşimiz,
İbadet etme ve yardım dileme insanın yaratılışında var. Çünkü insan sonsuz âciz ve muhtaç olarak yaratılmış.
Gözüne görmeyi kim lütfetmiş ise, güneşe de onun ışık vermiş olacağını, midesini yaratanın bütün rızıkların da yaratıcısı olması gerektiğini, kulakta işitmeyi yaratanın hava âleminde de sesleri halk ettiğini idrak etmiş.
Öte yandan, sürekli olarak sıkıntılar içinde çırpınan ve hastalıklarla, musibetlerle, felâketlerle boğuşan beşer, bütün dertleri ve ihtiyaçları için müracaat edecek bir kapıyı daima aramış. İşte bu arayış insanoğlunu bazen doğruya götürmüş, bazen da büsbütün yoldan çıkarmış.
Bir Hak elçisine kavuşan ve onun emrine giren bahtiyarlar, Allah’a iman etmenin sefasını sürmüşler; her ihtiyaçlarını ona arz ederek, her musibetten yalnız ona sığınmışlar.
Ama esefle görüyoruz ki, insanlık âleminin büyük çoğunluğu, bu vadide hatalı tercihler yapmış ve kendi yaptıkları putlara tapmaktan geri durmamışlar. Bunlar da iki gruba ayrılıyorlar. Bir kısmı kendilerini putların yaptıklarına inanacak kadar basitleşmiş, adileşmiş, bayağılaşmışlar. "Putperest" denilince hemen akla gelen de bu grup olmuş.
Bir kısmı ise doğrudan Allah’a ibadet etme ve yine ancak ondan yardım dilemeyi akıllarına sığıştıramamışlar. Dünyevî işlerinde nice aracılara muhtaç oldukları için, Allah’a da doğrudan ibadet edemeyecekleri vehmine kapılmışlar ve putları bu vadide yardımcı ve şefaatçi edinmişler.
“Biz bunlara, sırf bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz.” (Zümer, 39/3)
Huzuruna doğrudan çıkılamayan, kendisine vasıtasız yalvarılamayan, dua edilemeyen bir Allah inancı, müntesiplerini putperest olmaya kadar götürmüş. Demek ki, Allah inancının doğru olması gerek.
“Eğer onlara, yer ve gökleri kim yarattı diye sorsanız, elbette Allah derler.” (Lokman, 31/25)
Bu âyet-i kerimede muhatap, işte bu ikinci grup müşriklerdir. Allah’a inanmaları onları müşrik olmaktan kurtaramamış ve bu yanlış iman, onları Allah elçileriyle harp etmekten alıkoyamamıştır.
Bir Hristiyan da günahları için doğrudan doğruya Allah’ın affına sığınmayıp, Hz.İsa (as.)’nın temsilcileri yahut vekilleri kabul ettiği papazlara müracaat etme ihtiyacı duyuyorsa, Cahiliye devri Araplarını bir başka şekliyle taklit ediyor demektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Lokman suresi 25. âyette geçen "övgünün yalnız Allah'a ait olduğunu bilmeyenler" kimlerdir?
- Ebû Kays (r.a.)
- Ankebut suresi 17 ve 25. ayetlerinde geçen "min dûnillâhi evsânen" ifadesi Allah'tan başka putlar anlamına mı geliyor?
- Yahudilerin dini ve sosyal açıdan fayda ve zararları neler olmuştur?
- Allah’ın hükmü varken, alimler nerden çıktı?
- Rüya Allah’tan mı yoksa melekten mi?
- İnsanın yaptığı her ibadette kendine bir faydası vardır. Ancak, oruç yalnız benim rızam içindir ve onun mükâfatını verecek olan da benim, hadisine göre, namaz ve diğer ibadetler de yalnız Allah için değil midir?
- Allah'a ve onun sıfatlarına iman etmenin, hayatımıza yaptığı olumlu etkileri örneklerle açıklar mısınız?
- KUR'AN'A GÖRE İNSANIN YARATILIŞ MUCİZESİ
- Bir insan yanlış, sapık düşüncelerinden kurtulmak için ne yapmalıdır?