Sigorta, kasko yaptırmak ve sigorta da çalışmak caiz midir?
Sigortada çalışmak günah mı?
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda hemen evet veya hayır demek yerine bazı konuların bilinmesini uygun görüyoruz.
Meselenin fıkhı cihetinden önce yaygın şekliyle bugün tatbikatta olan sigorta sistemine bakacak olursak, esas itibarıyla şu şekilde işlediğini görürüz: Üyeler, mal varlıklarım sigorta ettirdikleri şirkete prim ödeyerek kaydolmaktalar. Sigorta şirketi de sigortalının malı kazaya uğradığı takdirde, diğer üyelerden aldığı primleri birleştirerek kazazede üyenin zararını telâfi etmektedir. Üyeler kazaya maruz kalmadıkları müddetçe, yatırmış oldukları primlerden dolayı, hiçbir hak talep edemezler. Dolayısıyla, üyelerden tedarik edilen paraların hepsi sigorta şirketinin kasasında kalır.
Bu kısa açıklamadan sonra meseleyi dinî açıdan değerlendirecek olursak, karşımıza bazı mahzurların çıktığını görürüz. Evvelâ, bahsi edilen sigortada bir haksız kazanç ve aldatma bahis mevzuu olmaktadır. Şöyle ki: Sigorta şirketine üye olan kişi belki birkaç ay taksit ödedikten sonra büyük miktarda malî bir zarara uğrayabilir, bir kazaya maruz kalabilir. Bu halde malının bütün bedelini sigorta şirketi ödemektedir. Bazen hiçbir felaket ve musibete uğramadan da yıllarca prim öder. Böylece senelerce ödediği primlerin tamamı sigorta şirketine kalmaktadır. Burada şirket haksız yere kazanç elde etmektedir. Böyle bir kar şeklini dinimiz tasvip etmemektedir. Nisa Sûresinin 29. âyetinde şöyle buyurulur:
«Ey iman edenler, mallarınızı, aranızda bâtıl sebeplerle yemeyin. Ancak birbirinizden hoşnut olarak ticaret yolu ile olmak başka.»
Böyle bir muamelenin İslâm hukukuna göre ticaret şekline girmediği de, meselenin diğer bir cihetidir.
Diğer taraftan, sigorta şirketiyle yapılan akitte bilinmeyen unsurlar da vardır. Kişinin ne zaman kazaya uğrayacağı, ne vakte kadar prim ödeyeceği belli değildir. Oysa böyle bir akit caiz olmaz. Buna benzer bir tatbikatı Peygamberimizin (asm) tasvip etmediğini öğreniyoruz. Rasulüllah (asm) ağaç üzerindeki meyveyi olgunlaşıncaya kadar satmayı yasaklamış, orada bulunanların, «Olgunlaşmak nedir?» sualleri üzerine de şöyle buyurmuştur:
«Kızarması ve sararmasıdır. Allah meyveyi vermezse din kardeşinin parasını kendine ne ile helâl kılacaksın?»
Aynı hal sigorta için de bahis mevzuudur. Kazaya uğramayan sigortalının ödediği taksitleri sigorta şirketi neyin karşılığı olarak alacaktır?
Sigortanın caiz olmamasının bir diğer sebebi de faizle ilgili olmasıdır. Bilindiği gibi, faiz, riba-i fazl ve riba-i nesîe olmak üzere ikiye ayrılır. Riba-i fazl, ölçülebilir ve tartılabilir cinsten maddeleri kendi cinsleriyle peşin olarak fazlasına değiştirmektir. Bir kilo buğdayı bir buçuk kilo buğday ile peşin olarak değiştirmek gibi.
Riba-i nesîe ise, bir cinsten olan iki şeyin birini diğeri karşılığında veresiye olarak satmaktır. Veya başka bakla cinslerden olup ölçülebilme, tartılabilme, ekilebilme veya satılabilme hususunda aynı olan iki şeyden birini diğer karşılığında veresiye olarak değişmektir. Bu çeşit bir satış, miktarları eşit olsa da yine caiz olmaz. Meselâ, iki kilo buğdayı bir kilo veya üç kilo buğday karşılığında veresiye olarak satmak caiz olmadığı gibi, iki kilo buğdayı bir veya iki yahut üç kilo arpa mukabilinde veresiye olarak satmak da caiz olmaz.
Sigorta, iştirakçinin ödediği primden fazlasını bir felâket sonunda ona öderse, ribe'l-fazl olacağı gibi, bir müddet sonra ödediğinde de ribe'n-nesîe olur.
Sigortada ayrıca kumar veya kumar şüphesi vardır. Bir nevi piyangoya benzemektedir. Piyangoda binlerce kişi bilet alır, çoğuna bir şey çıkmaz. Fakat iştirakçilerden bazılarına çıkabilir. Büyük ekseriyet kaybederken mahdut sayıda olanlar kârlı çıkmaktadır. Sigorta da buna benzer. Kaza yapan bir üye, yatırdığı paranın kat kat fazlasını alırken, yıllarca taksit ödeyen birçok üyenin yatırdığı paranın bir kısmı kazazedeye verilmekte, gerisi şirkete kalmaktadır. Piyangoda olduğu gibi, burada da kaybedenler ve kazananlar vardır.
İşte, bütün bu mahzurlarından dolayı, zamanımızda prime dayanan sigorta şeklinin meşru olmadığı ortaya çıkıyor.
Ancak, emeklilik sigortası böyle değildir. Devlet memuriyette veya başka bir işte çalıştırdığı kimselere maaş verdiği gibi, maslahata binaen çalıştırmadığı kimselere de maaş verebilir. Kaldı ki, kişi öldüğü takdirde, emeklilik sigortasına kesilen paralar devlete kalmıyor. Şahsın hanımı veya çocukları maaş almaya devam ediyor.
Bir de mübadele esasına dayanan sigorta şekli vardır ki, bu tamamen karşılıklı bir yardımlaşmadır. Bu sigorta, aynı tehlikeyle karşı karşıya kalabilecek kimselerin ödedikleri paralarla kurulur. Üyelerden herhangi birisinin başına bir kaza gelince, toplanan paradan üyenin zararı telâfi edilir. Önceden birikmiş olan para zararı ödemeye kâfi gelmiyorsa, üyelerden tekrar para talep edilir. Zarar ödendikten sonra para artarsa, bu ya üyelere iade olunur veya ileride meydana gelecek kazalar için ihtiyat olarak muhafaza edilir. Biriken para çalıştırılsa da kârı üyelere dağıtılır. Bu şekilde bir yardımlaşmayı tesis etmek mümkündür. Nitekim bazı İslam ülkelerinde, İslâm bankalarının idaresi altında, mübadele esasına dayalı sigorta şirketleri mevcuttur.
(bk. Mehmed PAKSU, Helal-Haram, Nesil Yayınları, Aralık 1998, s. 39-42)
Editörün Notu: Cevabın sonunda bahsedilen durum şu anda ülkemizde de uygulanmaktadır. Bazı sigorta şirketlerinin yardımlaşma amacına yönelik kurulmuştur. Hangi sisteme göre çalıştıklarını sormak lazım. Bu durumda böyle bir sigorta acenteliği açmak ve işletmek caizdir ve kazancı da helaldir. Yani meşru olan sigorta şirketinde çalışmak caiz, diğerinde caiz değildir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Arabanın kasko yaptırılması caiz değil midir? Ev, araba, iş yeri sigortalatmak hakkında bilgi verir misiniz?
- Ben otomotiv işiyle uğraşıyorum. Otomobilimize kasko sigorta yaptırmak caiz midir?
- Sigorta, kasko konusunda detaylı bilgi verir misiniz?
- Şafi mezhebine göre sigorta ile ilgili hükümler nelerdir?
- SİGORTA İLE İLGİLİ YENİ BİR FETVÂ
- Sigorta şirketinde çalışmak caiz mi?
- Teknokask (laptop vb. teknolojik ürünleri yangın, kırılma vb. durumlar için sigortalatmak...) caiz midir?
- SİGORTA ŞİRKETİ KURMAK ARZUSUNDA BULUNAN MÜSLÜMANLAR HANGI ŞARTLARA RİAYET EDECEKLERDİR?
- SİGORTA
- Olmayan malı satmak caiz midir?
Yorumlar
GÜNÜL İSTERDİ Kİ:TÜRKİYE DE BÖLE İSLAMİ USULLERE UYGUN FAALİYET GÖSTEREN KURUMLARIN İSİMLERİNİDE BEYAN ETSEYDİNİZ....SELAMLAR