Mahremiyet konusunda yaş sınırı nedir?
- Bir erkek çocuğu kaç yaşından sonra yabancı bir kadına haram sayılır?
Değerli kardeşimiz,
Bu husus, esasen prensiplerini şu iki ayet-i kerimeden almaktadır:
"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar. Ziynetlerini ise, görünmesi zarurî olan kısımlar müstesna, açığa vurmasınlar. Başörtülerini de yakalarının üzerini kapatacak şekilde iyice örtsünler. Kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kardeşlerinden, kardeşlerinin oğullarından, kızkardeşlerinin oğullarından, mü'min kadınlardan, cariyelerinden, cinsî iktidarı olmayan hizmetçilerinden ve şehvet çağına gelmemiş çocuklardan başkasına ziynet yerlerini göstermesinler. Gizledikleri ziynetleri belli olsun diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hepiniz Allah'a tövbe edin, ey mü'minler, tâ ki kurtuluşa eresiniz." (Nur, 24/31)
"Size şu kadınları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emzirmiş olan süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, aranızdan zifaf geçmiş olan kadınlarınızdan doğan üvey kızlarınız. Eğer zifaf geçmemişse onların kızlarını nikâhlamakta size günah yoktur. Öz oğullarınızın hanımlarını nikahlamanız ve iki kızkardeşi birden nikâhınız altına almanız da size haram kılındı. Ancak geçmiş olan müstesnadır. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." (Nisa, 4/23)
Kadınların gizli yerlerine bakmaktan anlamayan küçük çocuklar: Kadınların yanında bulununca onların konuşma, yürüme ve giyimlerinden cinsel bakımdan etkilenmeyecek derecede küçük yaştaki çocukların yanında örtünme zorunluluğu bulunmaz. Ancak çocuk erginlik çağına yaklaşmış olursa, artık yabancı kadınların yanına girmemelidir, çünkü, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:
"Kadınların yanına girmekten kaçının." Bir adam: "Kocasının (kardeş, amca, amca oğlu gibi) yakınları da mı?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Yakını ölümdür." buyurdu. (Tirmizî, Radâ, 16; Ahmed b. Hanbel, IV, 149, 153).
Yakını diye tercüme ettiğimiz “hamv” kelimesi, kocanın baba, oğul, kardeş, yeğen, amca, amca oğlu gibi akrabalarının hepsini ifâde eder; sadece kayın, yeğen vs. ile tercümesi tam olmayabilir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kardeşler arasında mahremiyet sınırları nelerdir? ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kadının kayınbiraderler ile olan mahremiyeti ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verir misiniz?
- "Bir kadın ve bir erkek yalnız kalırsa üçüncüsü şeytandır." hadisini açıklayabilir misiniz?
- GELİNİN KAYINPEDERLE HALVETİ
- TESETTÜR
- Kardeş gibi büyüdüğümüz akrabalar (teyze oğlu gibi...) arası haramlık olur mu?
- Kardeşler arasında (kız ve erkek) mahremiyet sınırları nelerdir?
- Alkol içen kaynımı eve almalı mıyım? Kayınım alkoliktir, bu bağımlılık artık hastalık derecesindedir. Eşim de abisini eve almak istiyor. Bu durum aile ilişkilerime yansıdı, eşim de bana dargın. Sizce ne yapmalıyım?
- Baldız mahrem midir? Erkek baldızına kötü gözle bakabilir mi?
- Kapalı bir kadını başı açık olarak kimler görebilir?
- Akrabalar veya diğer aile dostları arasında haremlik selamlık uygulamak gerekir mi?
Yorumlar
"Kayın birader ölümdür" hadisinin açıklaması nedir acaba?
Nevevî, hadisteki hamv kelimesinden maksadın, kadın bekar olsaydı evlenmesi helâl olan kocanın kardeşi, kocanın kardeşinin oğlu, kocanın amcası, kocanın amcasının oğlu, kocanın kız kardeşinin oğlu ve benzerleridir. Toplumun adeti bu sayılanlar konusunda epeyce gevşeklik gösterilir, erkeğin erkek kardeşi, kardeşinin hanımıyla yalnız kalır. İşte Resûlullah bunu ölüme benzetmiştir. Yani bu, yasaklamada yabancı olanlardan daha önce gelir.
Kadının kocasının yakınlarıyla yalnız kalmasını Efendimizin ölüme benzetmesindeki gaye farklı şekillerde açıklanmıştır:
* Yakınla yalnız ve baş başa kalmak, günah işlemeye neden olabilir. Böylece dinine zarar vermekle bir açıdan onu öldürmüş gibi olur. Veya günah işleyerek recm cezası gerekirse bu durumda kişi gerçekten ölmüş olur. Yahut da kocası kıskançlığın sevkiyle eşini boşar ve kadın zarar görür.
* Kişinin, kardeşinin veya yeğeninin eşiyle yalnız kalması ölüm makamındadır. Araplar hoş olmayan şeyi ölüme benzetirler.
* İbnu'l-Arabî de der ki: "Bu, yani ölüm, Arapların örnek olarak verdikleri bir kelimedir. Nitekim "arslan ölümdür" derler, yani "arslana yaklaşmada ölüm var" demektir. Bu durumda hadisin ma'nâsı şöyle olur. "Kadın, kocasının yakınıyla yalnız kalmaktan sakınsın, tıpkı ölümden sakındığı gibi."
* Bazı alimler şu ma'nânın da muhtemel olduğunu söylemişlerdir: "Kadın bir erkekle yalnız kaldı mı âfet kaynağı olur, günaha karşı hiç kimseden emin olunamaz. Öyleyse kadının yakını ölüm olsun, yani kadınla ölümden başka hiç kimsenin yalnız kalması caiz değildir.
* Yakınlarla baş başa kalmanın ölüme benzetilmesi diğerleriyle baş başa kalmanın ir sakıncası olmayacağı sonuncunu vermez. Kocanın yakını ile yalnız kalması bir başkası ile baş başa kalmasından daha çok olur. Bu sebeple bundan meydana gelecek nefis ve şeytanın telkinleri, yabancıdan gelecekten daha fazladır. Yakının, bir yabancıya göre herhangi bir yadırganmaya uğramadan kadınla teması ve baş başa kalması daha çok mümkün olduğundan fitne çıkma ihtimali daha fazla olur.
* Kadı İyâz da şunu söylemiştir: "Hadisin ma'nâsı şudur: "Yakınlarla halvet dinde fitne ve helâke sebep olur. Bu sebeple Resûlullah onu, ölüm helâkine benzetti ve hadisi gayet sert bir ifade ile ifade buyurdu.
* Kurtubî der ki: "Hadisin ma'nâsı şudur: "Kocanın yakınlarının, kocanın karısının yanına girmesi kötülük ve fesadda ölüme benzer, yani bu, açık bilinen bir haramdır. Halkın bu husustaki gevşekliği sebebiyle Resûlullah, ondan sakındırmak ve daha dikkatli olunmasına dikkat çekmek için ölüme benzetti." (Bkz. Canan, İbrahim, Kütüb-i Site Tercüme ve Şerhi, 10/226 vd.)