Kuran’da, Hz. Muhammed’in hatalarının ifşa edilmesi, Hz. Muhammed’e saygısızlık değil midir?

Tarih: 20.01.2020 - 09:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

9:43; 8:67-68; 18:23-24; 33:37 ve 66:1 Bu ve bu gibi ayetlerde, Allah Hz. Muhammed’in hatalarını ve yanlış kararlarını neden ifşa ediyor?
- Bu durum Hz. Muhammed’e saygısızlık değil midir?
- Allah neden Hz. Muhammed’in hata veya yanlışlarını Kuran’a koyup insanların bu durumları öğrenip Hz. Muhammed’den soğumasını ve hatalarını ve yanlışlarını görmesini sağlamaz mı?
- İnsanlar bu ayetlere bakarak bu ne biçim peygamber hep hata ve yanlış işler yapmış demez mi?
- Yani Allah neden peygamberin bu durumlarını gizlemiyor da rezil ediyor resulünü?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim’de Peygamberimiz (asm) hakkında pek çok yerde son derece övücü ifadeler kullanmıştır. Bunlardan sadece birkaçı şöyledir:

“Sen büyük bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 68/4)

“Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 21/107)

“Rabbin seni terk etmedi, darılmadı da.” (Duha, 93/3)

Bu tür ayetlerin yanında uyarıldığı hususlar çok az kalır.

Peygamberimizin uyarıldığı ayetlere gelince:

Bu uyarılar, Hz. Peygamber Efendimizin (asm) vahin gelmediği ve kendine bırakıldığı durumlarda yaptığı içtihatlarla ilgilidir. Bu içtihatlarda bir hata söz konusu olduğunda, kendi hallerine bırakılmayıp uyarıldıkları ve doğru yola iletildikleri görülmektedir.

Diğer taraftan bu uyarılar, -haşa- onu rezil etmek için değildir. Son derece tabii bir durumdur ve olması gereken de budur. Çünkü o peygamberliğinin yanında bir beşerdi. Günah işlemese de bazı hatalarının (zelle) olması pek tabiidir. Aksi halde insanlar onu beşer üstü bir varlık zannedebilir ve Hz. İsa örneğinde olduğu gibi ilahlaştırabilirlerdi.

Ayrıca, bu tür ayetler (itab âyetleri) Kur'an’ın ilahî bir kelam olduğunun, beşer sözü olmadığının da bir delilidir. Çünkü öyle olsa Kur'an’da bu tür ayetler yer almazdı.

Uyarıyı ihtiva eden ayetlerin -Abese suresindeki âmâ meselesi hariç- tamamı, Medine döneminde inmiştir.

Bilindiği gibi Hz. Peygamber (asm) ve ona uyanlar, Mekke'de birçok zorluklarla karşılaşmış ve Medine'ye hicret etmek mecburiyetinde kalmışlardır.

Hz. Peygamber (asm), Medine'ye hicret ettikten sonra devletini kurmuş ve Mekke döneminde mevcut olamayan bir prestij elde etmiştir.

Kur'an-ı Kerîm, Mekke döneminden başlayarak muarızlarına meydan okumuş ve Allah tarafından gönderilmediğini iddia edenleri, bir benzerini getirmeye çağırmıştır. Bu meydan okuma karşısında bütün muarızlar acz içerisinde kalmış ve bu durum Medine döneminde artık herkesin gözünde kesinlik kazanmıştır.

Eğer Kur'an, Hz. Muhammed (asm)'in kendi eseri olsaydı, bütün bu başarılardan sonra artık kendisini kendi kitabında kınar mıydı?

 Hele Müslümanların Bedir savaşında zafer elde etmelerinden sonra böyle bir şeye yönelir miydi? Beşer tabiatı, başarı elde ettikten sonra başarıyla övünmeyi gerektirir, kendisini kınamayı değil.

Durum ne olursa, vakıa olarak Kur'an'ın birkaç yerinde yüce Allah, birtakım davranışlarından dolayı Peygamberini uyarmıştır. Bu da Kur'an'ın, Allah kelamı olduğunun delillerinden biridir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun