Kur’an-ı Kerime göre savaşta başarılı olmanın kuralları nelerdir?

Tarih: 04.02.2006 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

1. Âdetullah'a Uymak

Cenab-ı Hakk'ın insanlık alemi için koyduğu kanunlar vardır. Mesela, çalışan kazanır. Sabreden başarır… Hak davanın mensubu olmak, savaşta kazanmak için yeterli değildir. Nitekim, Allah'ın en sevgili kulu, en büyük insan Hz. Muhammed (asm.), Allah'a tevekkülle beraber, sebeplere yapışmaktan geri kalmamıştır. Mesela, Uhud'da iki zırh giymiş(1), Hendek Savaşında hendek kazmış, sipere girmiştir...

2. Sır Tutmasını Bilmek

Hz. Peygamber (asm.), Tebük Seferi dışındaki bütün savaşlarında hedefin neresi olduğunu önceden belirtmemiş, kinayeli ifadeler kullanmıştır.(2) "Sizden olmayanlardan sırdaş edinmeyin." ayeti, bu konuda bize yol göstermektedir. (Al-i İmran, 3/118)

3. Her Şeyi Her Yerde Söylememek

Resulullah döneminde çok hareketli günler yaşanmıştır. Müslümanlar Medine'ye hicret edince, kısmen emniyete kavuşmakla beraber, bütünüyle emniyette değildiler. Her an Mekkeli'lerin saldırma ihtimali vardı. Halk arasında zaman zaman "geldiler, geliyorlar" şeklinde dedikodular yayılmaktaydı(3). İşte, şu ayet böyle durumlarda yapılması gerekeni ders verir:

"Onlara, emniyet veya korkuyla ilgili haber geldiğinde bunu hemen yaydılar. Halbuki onu, Peygamber'e ve aralarındaki ulu'l-emr olanlara (söz ve tedbir sahibi yetkililere) bildirselerdi, elbette onlar, yapılması gerekeni bilirlerdi." (Nisa, 4/83)

Resulullah'ın ifadesiyle, "kişinin her duyduğunu söylemesi, ona yalan olarak yeter"(4). Her duyulanın doğru olması mümkün olmadığı gibi, her duyulanı, hemen her yerde söylemek de uygun değildir.

Bediüzzaman, bunu şöyle ifade eder:

"Her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı. Fakat her doğruyu demek doğru değildir."(5)

Üstte zikrettiğimiz ayette, gazetecilerin de hallerine temas eden bir ihtar vardır. (6) Devlet sırrı olabilecek bir haberi, haber olarak geçmek, gazetecilik açısından cazip olabilir. Ama, bu haberi yaymak, düşmanların işine yarayacaksa, neşredilmemesi uygundur. Ayrıca, henüz doğruluğu kesinleşmeyen bir haberi, kesinleşmiş gibi vermek, kişi haklarını ihlal olduğu gibi, bir kısım kargaşalara da sebebiyet verir. Şu ayete kulak verelim:

"Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa, bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucurat, 49/6)

4. Savaşın Kurallarını İyi Bilmek

Resulullah (asm.), "Savaş bir hiledir." buyurur.(7) Resulullah'ın bu sözü, bazılarınca savaşta her türlü yalan, iftira gibi şeylerin mübah olduğu şeklinde anlaşılmıştır. Halbuki, tarihen sabit olan odur ki, Resulullah, asla yalana tevessül etmemiştir(8). Ama düşmanı aldatabilecek harp oyunlarını uygulamıştır. Başka yere sefer düzenliyormuş havası verip, asıl hedefine birden yönelmesi, Mekke'nin fethi öncesi, gece onbin yerde ateş yaktırması gibi durumlar buna örnek olarak verilebilir(9). Yine, savaşlarda uygulanan, bozguna uğramış gibi yapıp, düşmanı çember içine almak, soba borularını top gibi kale mazgallarına dizmek vb... hallerin hepsi "savaş bir hiledir" sözünün örnekleridir. Savaşta yalanın caiz sayılmasını da bu meyanda zikredebiliriz.(10)

5. Eleman Yetiştirmek

Savaşlarda galip gelmenin en sağlam yolu, eleman yetiştirmektir. Kalbi imanla dolu, yüreği cesaret yüklü, fikri yüce ideallerin takipçisi, eli san'atında mahir bir topluluk, dünyanın en kuvvetli topluluğudur. Böyle bir topluluk, sayıca az da olsa, nice çok topluluklara galip gelir.

"Nice az topluluklar, nice çok topluluklara Allah'ın izniyle galip gelmiştir." (Bakara, 2/249)

ayeti bu hakikati dile getirir. Bugün Amerika'yı ayakta tutan, iyi yetiştirdikleri bir azınlıktır.

Resulüllah (asm.)’ın 40 kişiyle dünyaya meydan okuması ve neticede galip gelmesi, eleman yetiştirmenin önemini gösterir.

Kaynaklar:

1. Tirmizi, Cihad, 17; Ebu Davud, Cihad, 68; İbnu Mace, Cihad, 18.
2. İbnu Hişam, IV, 159.
3. bk. Beydavi, I, 227.
4. Acluni, II, 113.
5. Nursi, Mektubat, s., 265.
6. Yazır, II, 1403.
7. Müslim, Cihad, 17; Tirmizi, Cihad, 5.
8. Hamidullah, İslam Peygamberi, II / 1039; Ahmet Çelebi, İslam Düşüncesinde Cihad ve Savaş Siyaseti, Ter.Abdullah Kahraman, İz Yay., İst.,1994, s.98; Zuhayli, s.,57-60.
9. Azzam, s., 196.
10. İbnu Hanbel, VI / 454.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun