Kulaktan çıkan akıntı abdesti bozar mı?

Tarih: 17.09.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Tabii Yolların Dışında Vücudun Herhangi Bir Yerinden Kan, İrin, Kanlı Su ve Benzeri Şey Çıkarsa Abdesti Bozar Mı?

Vücudun herhangi bir yerinden çıkan kan, irin, kanlı su ve benzeri bir akıntı, çıktığı yeri aşıp etrafa yayılırsa, o takdirde abdesti bozmuş olur. Yaranın ucunda kalır, etrafa yayılmazsa -bir kolaylık olmak üzere- abdesti bozmaz. Fethulkadir, Bahrirâik ve Fetâvâ-yı Hindiyye'de bu meseleye yer verilmiştir. Serahsî'nin Muhitin'de yeterince açıklanmıştır. En sahih olan görüş de budur.

Çıkan kan ya da irin, yaranın başından büyür, ama etrafa yayılmayıp çıktığı yerde kalırsa, yine de abdesti bozmaz.

Bir hastalık ya da illetten dolayı çıkan kan, irin, kanlı su, yara akıntısı, meydana gelen bir kabarcıktan akan su, göbek, göğüs, göz ve kulaktan yine illet sebebiyle çıkan akıntı, en sahih görüşe göre hükümde eşittirler.

Kulaktan Çıkan Akıntı:


Kulaktan çıkan kan ya da irin gibi bir akıntıya bakılır: Hiç bir ağrı sızı yokken akıp geliyorsa, abdesti bozmaz. Aksi durumda ise bozar. Çünkü ağrı ve sızı ile birlikte meydana gelen bir akıntının bir yaradan çıktığı açıktır. Şemsü'l-Eimme El-Helvanî'nin fetvâsı da bu anlamdadır. Zahire, Tebyîn ve Siracü'l-Vehhac kitaplarında da aynı mesele belirtilmiş ve yukarıdaki hükme bağlanmıştır.

Kulağa Akıtılan Herhangi Bir Yağ:

Kulağa akıtılan herhangi bir yağ, bir müddet içeride bekledikten sonra yine kulaktan akıntı halinde çıkarsa abdesti bozmaz. Aynı yağ burundan da akarsa yine bozulmaz. (Kulağa akıtılan yağ ve benzeri bir sıvının -kulak zarı delik ya da patlak olmadığı takdirde- burundan akmasına imkân yoktur. Çünkü bu iki organ arasındaki menfez kulak zarıyla kapalıdır.)

Ebû Yusuf'a göre bu; ağızdan akıntı yapıp çıkarsa, abdesti bozar. Çünkü mideye ulaşmadan ağızdan çıkması mümkün değildir. Mide ise necaset yeridir. Bu nedenle ona da kusmuk hükmü verilir. Bu husus Serahsî'nin El-Muhit'in'de de açıklanmıştır. (Bu ictihad muhterem olmakla beraber, anatomiye uygun değildir.)

Buruna çekilen bir ilâç yutkunma sonucu ağıza gelirse, bakılır, ağız dolusu ise abdesti bozar, azsa bozmaz. Aynı ilâç kulaklardan çıkacak olursa bozmaz. Siracü'l-Vehhac ve Fetâvâ-yı Hindiyye'de de bu mesele açıklanmıştır.

Bu konuda diyebiliriz ki, gerek kulağa akıtılan, gerekse burna çekilen bir ilâç bu iki organ arasında bir menfez buluyorsa, konuyu kulak zarının patlak olmasıyla izah edebiliriz. Başka türlü izahı mümkün değildir. Müctehid imamlar zamanında anatomi (organlı varlıkların yapısını inceleyen bilim) yeterince gelişmediğinden fıkhî konuların bir kısmında açıklanması zor bazı meselelere yer verilmiştir. Ama buna rağmen biz, müctehidlerin bu ve benzeri meseleleri ele alıp hükme bağlamasını bir bakıma Fıkh-i Farazî olarak kabul ediyor ve saygı duyuyoruz.

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/33-135.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun