Şafi mezhebine göre rehin ile ilgili hükümler nelerdir?
İçindekiler |
Rehin kelimesi sözlükte "sabit olmak, devam etmek ve alıkonmak" anlamına gelir. Fıkıh ıstılahında ise "malî değeri olan bir eşyayı bir borca karşılık güvence olarak vermek" mânasına gelir.
Rehin, alışveriş gibi yapılması caiz olan akidlerdendir. Alınıp satılması caiz olan şeylerin rehin edilmeleri de caizdir. Ancak bunun bazı istisnaları vardır ki, bunlar ileride açıklanacaktır.Rehin akdinin meşruluğu Kitap, Sünnet ve icmâ ile sabittir. Rehin akdiyle ilgili olarak Kurân-ı Kerîm'de şöyle buyrulmaktadır: "Eğer yolculukta olurda bir yazıcı bulamazsanız, o zaman alınmış rehinler yeterlidir." (Bakara 2/283.)
Bu âyet-i kerîmede yüce Allah, başkalarıyla akidleşen ama akdi belgeleyecek bir yazıcı bulamayan kimsenin, kendisine borç veren kişiye rehin olarak bir şey vermesini emretmiştir ki alacaklı, malından yana emin ve müsterih olsun. Borçlu da rehin bıraktığı malının kaybolmaması için zimmetindeki borcuna sâdık kalsın.Konuyla ilgili bir rivayette anlatıldığına göre sevgili Peygamberimiz, ailesine erzak temin etmek için, zırhını 30 ölçek arpa karşılığında Ebû Şahm adındaki bir yahudiye rehin olarak bırakmıştır. " (Buhârî, İstikraz, 1, Büyü', 14, 22; Müslim, Müsâkat, 124, 126.)
Bu rivayetten anlaşıldığına göre sevgili Peygamberimiz, az da olsa mal biriktirmemiş, kanaat içinde zâhidane bir hayat yaşamıştır. Zırhını bir yahudiye rehin olarak bırakması da, Kitap ehli kimselerle çeşitli alanlarda muamelede bulunmanın câizliğine işaret etmektedir.İcmâa gelince din bilginleri, ileride anlatacağımız şartlar çerçevesinde rehin alıp vermenin caiz olduğu hususunda görüş birliği etmişlerdir.
Rehin akdinin üç rüknü vardır. Bu rükünleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Akdi yapanlar. Bunlar, rehin veren ile rehin alandır. Rehin veren, borçlu olan taraftır. Rehin alan ise, alacaklı olan taraftır.
2. Akdin konusu. Rehin bırakılan eşya ile bunun karşılığı olan borç.
3. Akid yaparken kullanılan sîga.
Rehnin şartları iki kısma ayrılır:
I. Rehin Akdinin Bağlayıcılık Şartı
Rehin teslim alınmakla rehin akdi bağlayıcı hale gelir. Teslim almanın sahih olması için, rehin bırakanın izin vermiş olması şarttır.
II. Rehin Akdinin Geçerlilik Şartları:
Bu şartlar şu nevilere ayrılır:
1. Rehin akdiyle ilgili şartlar. Bu, rehin akdinin, borcu ödeme vadesi dolduğunda akdin icap ettirmediği bir şarta bağlanmamasıdır. Böyle bir şarta bağlandığı takdirde rehin akdi geçersiz olur.
2. Akdi yapanlarla, rehin bırakan ve rehin alanla ilgili şart. Bu, akdi yapanların tasarruf ehliyetine sahip olmaları, akıllı ve ergen olmaları, kısıtlılık altında bulunmamalarıdır.
3. Rehinle ilgili şartlar. Bu şartları şöyle sıralayabiliriz:
a) Rehin bırakanın, rehin üzerinde velayeti olmalıdır. Yani rehin, rehin bırakanın malı veya kendi velayeti yada vesayeti altındaki kısıtlının malı yahut kendi borcuna karşı rehin bırakmak amacıyla bir başka şahıstan iğreti aldığı bir mal olmalıdır.
b) Rehin bir ayn olmalıdır. Evde oturma, tarlayı ekip biçme, arabayı kullanma hakkı gibi ayn olmayan menfaatleri rehin etmek sahih olmaz.
c) Borç uzun vadeliyse rehin edilen aynın çabuk bozulan cinsten bir şey olmaması gerekir. Ama borcun ödenme vadesine kadar bozulmayacaksa rehin edilmesi sahih olur.
d) Rehin edilen ayn temiz olmalıdır. Necis (pis ve murdar) bir aynın rehin edilmesi sahih olmaz.
e) Rehin edilen ayn, ileriki bir zamanda da olsa kendisinden yararlanılabilecek bir şey olmalıdır.
4. Rehin sebebiyle ilgili şartlar. Bu şartlar dört tane olup şöyle sıralanabilir:
a) Rehin sebebi borç olmalıdır. Borçtan başka bir sebeple, meselâ gas bedilmiş veya iğreti alınmış bir mal sebebiyle, hak sahibine bir aynı rehin bırakmak sahih olmaz.
b) Borç sabit olmalıdır. Borcun sübûtundan önce rehin akdi yapmak sahih olmaz. Meselâ bir kimse, kendisine 1 milyar lira borç verecek bir şahsa, bu borç karşılığında evini rehin ederse, yapılan rehin akdi sahih olmaz. Çünkü 1 milyar lirayı teslim almadan borç sabit olmaz. Ama bir kimse vadeli olarak bir mal satın alır ve satın alma akdini yaptığı zamanda, ödeme vakti henüz gelmemiş olan borcu karşılığında bir aynı alacaklıya rehin bırakırsa, bu caiz olur.
c) Borç, şimdiki halde veya gelecek zamanda ödenmesi lâzım olan bir borç olmalıdır.
d) Borç, ayn, miktar ve nitelik bakımından bilinir olmalıdır. Borcun bu üç özelliğinden biri bilinmezse, yapılan rehin akdi sahih olmaz.
Rehin veren kişi, rehinden elde edilecek menfaatler üzerinde hak sahibidir. Ancak rehin bırakılan şey, rehincinin eli altında bulunmalıdır. Fakat sahibinin yararlanması esnasında rehincinin elinden alınır. Rehinci, rehinin kendisine geri verileceğinden emin değilse, rehini sahibine geçici olarak teslim ederken başkalarını şahit tutar. Rehin sahibi, evde oturma, bineğe binme gibi rehinin aynında noksanlık meydana getirmeyecek her biçimde, rehinciden izin almaksızın rehinden yararlanma hakkına sahiptir. Konuyla ilgili bir hadis-i şeriflerinde sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Binek rehin olduğunda, masrafı karşılığında kendisine binilir." (Buhârî, Rehn, 4; Ebû Davud, Büyü', 76; Tirmizî, Büyü', 31.)