Hazreti Peygamber ve Kur'an

Kur'ân-ı Kerîm'i Öğrenip Öğretmenin ve Okumanın Bazı Faziletleri

Peygamberimiz Aleyhisselam, hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır

"Sizin hayırlınız, Kur'ân'ı öğrenen ve onu öğretendir"[1]

"Bu Kur'ân'ı öğreniniz! Çünkü onun tilâvet edeceğiniz her harfine karşılık on hasene ile sevap verilir, mükâfatlandırılırsınız."[2]

"Kim Kur"ân okur, onu ezberler, onun helâlini helâl, haramını haram kılarsa, Allah o kimseyi bu amelinden dolayı cennete koyar ve kendisini ev halkından on kişinin her biri için de şefaatçi kılar."[3]

"Kur'ân'ı okuyan ve onun içindekilere göre amel eden kimsenin baba ve annesine, Kıyamet günü ziyası güneşin bütün dünya evlerindeki ziyasından daha parlak ve güzel tâc giydirilecektir. Baba ve annesine böyle olursa, artık kendisine ne olacağını hesap ediniz."[4]

Kur'ân Okuyan veya Okumayanların, Kur'ân'ı Okuyan ve Onunla Amel Edenlerin veya Etmeyenlerin Misalleri

"Kur'ân okuyan mü'minin hali portakal gibidir ki, kokusu güzel, tadı da güzeldir. Kur'ân okumayan mü'minin hali hurma gibidir. Tadı güzeldir, fakat kokusu yoktur. Kur'ân okuyan münafıkın hali, kokusu güzel, fakat tadı acı olan reyhan gibidir. Kur'ân okumayan münafıkın hali ise, kokusu acı, kötü, tadı da acı ve kötü olan ebucehil karpuzu gibidir."[5]

Bazı Sûre ve Âyetleri Okumanın Faziletleri

Peygamberimiz Aleyhisselam hadisi şeriflerinde buyururlar ki:

"Bakara ve Âli İmran sûrelerini okuyunuz! Çünkü onlar Kıyamet gününde iki bulut veya iki gölge veya kanatları gerilmiş iki fırka kuş gibi gelecekler, okuyucularını savunacaklardır."[6]

"Evlerinizde Bakara sûresini okuyunuz. Çünkü şeytan içinde Bakara sûresi okunan eve giremez."[7]

"Şüphe yok ki, şeytan içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar."[8]

"Her kim geceleyin Bakara sûresinin sonundaki iki âyeti okursa, onlar ona yeter."[9] "...Bunları öğreniniz, kadınlarınıza ve çocuklarınıza da öğretiniz! Çünkü bunlar hem Kur'ân, hem duadır!"[10]

"Bana verilen bu ayetler, benden önce hiçbir peygambere verilmemiştir."[11]

"Cebrail Aleyhisselam bana: 'Müjde! Senden önce hiçbir peygambere verilmeyen iki nur sana verildi! Kitabın Fâtiha'sı ile Bakara sûresinin son âyetleri! Bunların, okuyacağın her harfine karşılık, sana o harfin gerektirdiği sevap verilecektir!’ dedi."[12]

"Bakara sûresinde bir âyet vardır ki, o âyet Kur'ân âyetlerinin ulusu, Âyete'l Kürsî'dir."[13]

"Elif Lâm Mîm. Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Hayydır (Diridir), Kayyumdur (Bütün varlık alemi O’nunla ayakta durur varlıklarını devam ettirirler)” âyetlerinin içinde Allah'ın ismi âzami vardır."[14]

"Geceleyin on âyet okuyan kimse gafillerden sayılmaz!"[15]

"Evlerinizi kabirlere çevirmeyiniz!"[16]

"Her kim Kehf sûresinin başından on âyet ezberlerse, Deccal fitnesinden korunur!"[17]

"Her şeyin bir kalbi vardır. Kur'ân'ın kalbi de Yâsîn'dir. Her kim Yâsîn sûresini okursa, Allah onun bu okumasına Kur'ân'ı on kere okumuş gibi sevap yazar."[18]

"Ölülerinize Yâsîn sûresini okuyunuz."[19]

"Sizden biriniz bir gecede Kur'ân'ın üçte birini okumaktan âciz kalır mı?"[20]

"Allahu Vâhidu's Samed sûresini okuyan kimse, Kur'ân'ın üçte birini okumuş olur."[21]

"Allahu Vâhidu's Samed sûresi Kur'ân'ın üçte biridir."[22]

Peygamberimiz Aleyhisselamla Ashabı, Kur'ân-ı Kerîm'i Nasıl Okurlar ve Hatmederlerdi?

Peygamberimiz Aleyhisselamın zevcelerinden Hz. Ümmü Selemeye, Resûlullah Aleyhisselamin Kur'ân-ı Kerîm'i nasıl okuduğu sorulmuştu. O da:

"Resûlullah Aleyhisselam bir âyet okur durur, bir âyet okur dururdu. 'Bismillâhirrahmânirrahîm. El hamdu lillahi Rabbi'lâlemîn. Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn’ der; kese kese, dura dura okurdu" dedi.[23]

Enes b. Malik'e de "Resûlullah Aleyhisselamın Kur"ân okuyuşu nasıldı?" diye sorulmuştu. O da:

"Resûlullah Aleyhisselam, Kur’ân okurken, çekilmesi gereken harfleri çekerdi" dedikten sonra: "Resûlullah, 'Bismillâhiyi çekerdi, 'Errahmâni'yi çekerdi, 'Errahîm'i de çekerdi"

dedi. [24] Ashabdan İrbâz b. Sâriye der ki:

"Resûlullah Aleyhisselam yatmadan önce Müsebbihât sûrelerini okur ve: 'Onların içinde bir âyet vardır ki, bin âyetten efdal ve hayırlıdır’ buyururdu."[25]

Müsebbihât Sûreleri

Bunlar; İsrâ, Hadîd, Haşr, Saf, Cutm'a, Tegâbün, A'lâ sureleridir.[26]

Sanıldığına göre; bin âyetten hayırlı olan âyet de, Hadîd sûresinin üçüncü âyetidir.[27]

Hicretin 9. yılında Peygamberimiz Aleyhisselamla görüşmek için gelen Sakîf temsilcilerinden Evs b. Huzeyfe der ki:

"Peygamber Aleyhisselam, bir gece yatsıdan sonra uzun müddet yanımıza gelmedi. 'Yâ Rasûlallah! Ne için yanımıza gelmekte geç kaldın?’ diye sorduk. Peygamber Aleyhisselam:
- 'Her gün Kur’ân'dan bir hizb okuyup geçmeyi kendime vazife edinmişimdir. Bunu yerine getirmedikçe çıkmamak istedim' buyurdu. Sabaha çıktığımız zaman, Resûlullah Aleyhisselamın ashabına:
- 'Siz Kur'ân'ı nasıl hizbleyip okursunuz?' diye sorduk.
- 'Biz her üç sûreyi, her beş sûreyi, her yedi sûreyi, her dokuz sûreyi, her onbir sûreyi, her on üç sûreyi ve Kâf sûresine kadar da yüzden az âyetli olan mesânî sûrelerini takip eden ve araları Besmele ile ayrılıp uzun, orta ve kısa mufassallar diye üçe ayrılan mufassal sûreleri ayrıca hizblemek üzere hatmedinceye dek hizbler, okuruz’ dediler."[28]

Cebrail Aleyhisselam, Ramazan ayında her gece iner, Kur'ân-ı Kerîm'i başından sonuna kadar Peygamberimiz Aleyhisselamla mukabele ederdi.[29]

Peygamberimiz Aleyhisselamın vefatından önceki Ramazan ayında ise, bu mukabele iki kez yapılmıştı.[30]

Peygamberimiz Aleyhisselamın sahabileri arasında da Kur'ân-ı Kerîm'i yedi sekiz gecede ve hatta her gece hatmedenler vardı. Übeyyb. Ka'b, Kur'ân-ı Kerîm'i sekiz gecede, Temim ed-Dârîye de gecede hatmederdi.[31] Temim ed-Dârî'nin bir tek gecede, üç rekatta ve hatta bir rekatta hatmettiği de olurdu.[32]

Hz. Osman'ın gece namazının bir rekatında hatmetmeyi âdet edindiği ve şehit edildiği geceyi de böyle bir rekatta hatmetmek suretiyle ihya etmiş olduğu rivayet edilir.[33]

Abdullah b. Selâm, Kur'ân-ı Kerîm'i okuyup bitirdiğini haber verdiği zaman, Peygamberimiz Aleyhisselam ona "Bunu her gece böylece oku!" buyurmuştur.[34]

Ashabı Kiramın güçlü olanları yedi günde bir hatmederlerdi. Bazıları ayda bir, bazıları iki ayda bir, bazıları da bundan daha çok müddette hatmederlerdi.[35]

İmamı Azam Ebu Hanîfe:

"Her yıl iki kere hatmeden, Kur'ân-ı Kerîm'in hakkını ödemiş olur! Çünkü, Peygamber Aleyhisselam ruhu kabzolunduğu yılda Kur’ân-ı Kerîm'i Cebrail Aleyhisselama iki kere arzetmişti" demiştir.[36]

Abdullah b. Ömer, Kur'ân-ı Kerîm'in kaç günde bir hatmedilmesi gerektiğini Peygamberimiz Aleyhisselama sormuştu. Peygamberimiz Aleyhisselam:

"Kırk günde bir!" buyurmuşlardı. Okuyanın ilim ve iş durumuna göre bunun değişebileceği de açıklanmıştır.[37]

Kur'ân-ı Kerîm'i Okuma ve Hatmetme Usûlü

Kur'ân-ı Kerîm'i okumak için:

1. Abdestli bulunulur. [38]

2. Temiz bir yerde oturulur.[39]

3. Kıbleye karşı dönülür.[40]

4. Huşu ve sükûnet içinde bulunulur, baş öne eğilir.[41]

5. Misvak kullanılır.[42]

6. Koku sürünülür.

7. İnsanlar arasında giyilen elbise giyilir.[43]

8. Eûzu çekilir. Berâe (Tevbe) sûresinden başka her sûreye Besmele çekilir.[44]

10. Âyetler, teitile riayet edilerek okunur.[45]

Tertîl; kelimeyi ağızdan kolayca ve düzgünce çıkarmaya[46],  harflerin mahreçlerini, durak yerlerini gözetmeye, kıraatta sesi kısmaya ve hazinleştirmeye denir.[47]

11. Âyetler okunurken (Arapça bilenlerce) tehdit lafızları tehditkâr ses tonuyla okunur. Tazim lafızları da tâzimkâr ses tonuyla okunur.[48]

12. Kur'ân-ı Kerîm okunurken ağlanabilir, ağlamaklı ve hüzünlü bulunulur.[49]

13. Kur'ân-ı Kerîm hatm için okunurken mushaftaki sırasına göre okunur.

14. Kur'ân-ı Kerîm okunurken kesilip konuşulmaz.[50]

15. Kur'ân-ı Kerîm okunurken gürültü edilmez, susulup dinlenilir.[51]

16. Kur'ân-ı Kerîm'i ezbere okumak, mushaftan okumaktan efdaldir.[52]

17. Kur'ân-ı Kerîm okunurken secde âyetine geldikçe secde edilir. Secde âyetleri Kur'ân-ı Kerîm'in ondört yerinde vardır: A'râf: 206, Ra'd: 15, Nahl: 49, İsrâ: 107, Meryem: 58, Hacc: 18, Furkan: 60, Nemi: 25, Secde: 15, Sad 24, Fussilet: 37, Necm: 62, İnşikak: 21, Alâk: 19. Âyetlerdir.[53]

18. Kur’ân-ı Kerîm okumak için efdal olan vakitler, namaz için efdal olan vakitlerdir. Geceleyin; akşamla yatsı arasıdır. Gündüzün efdal olan, sabahtan sonradır. Hatmin efdal vakti, gündüzün başlangıcı veya gecenin başlangıcıdır. Hatmi kışın gecenin başlangıcında, yazın da gündüzün başlangıcında yapmak efdaldir. [54]

19. Hatim yapacak olan, o gün oruçlu bulunur, ev halkını toplayıp dua eder. Allah'a hamd ü senada ve istiğfarda bulunur. Peygamberimiz Aleyhisselama salâtü selam getirir, hayırlar talep eder.[55]

20. Hatimde Duhâ sûresinden Kur'ân-ı Kerîm'in sonuna kadar olan sûreleri okunup aralarında tekbir getirilir. "Kul eûzü bi rabbinnâs" sûresinden sonra, Fatiha sûresi ile Bakara sûresinin başından "Ve ülâike hümü'lmüflihûn" âyetine kadar beş âyet okunur.[56]

21. Adamın biri: "Yâ Rasûlallah! Hangi amel Allah'a daha sevgilidir?" diye sormuştu. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Konup göçenin ameli!" buyurdu. "Konup göçen ne demek?" diye sordu. Peygamberimiz Aleyhisselam: "Ehli Kur’ân ki, onu başından sonuna kadar okur, sonunda da hemen baş tarafına geçer! Ne zaman Kur'ân'ı sonuna kadar okuyup gelse, hemen baş tarafına geçip yeniden okumaya başlar!" buyurdu.[57]

_________________________________

[1] Ahmed b.Hanbel, Müsned, c. 1, s. 69,153, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 1 08, Ebu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 70, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 77, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 314
[2] Dârimî, c. 2, s. 108.
[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 149, Tirmizî, c. 5, s. 171
[4] Ebu Dâvud.c. 2, s. 70, Hâkim, Müstedrek, c. 1 , s. 567-568
[5] Ahmed, c. 1, s. 408, Buhârî, c. 6, s. 107, Müslim, c.1, s. 549, Ebu Dâvud, c. 4, s. 259, Tirmizî, c.5, s. 150, İbn Mâce. c. 1, s. 77,Dârimî, c. 2, s. 31 8
[6] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 249, Müslim, c. 6, s. 553, Dârimî, c. 2, s. 324, Hâkim, Müstedrek, c. 1, s. 560-564
[7] Tirmizî, c. 5, s. 157, Hâkim, c. 1,s. 561
[8] Müslim, c. 1, s. 539
[9] Buhârî, c. 6, s. 104,111, Tirmizî, c. 5, s. 1 59, Dârimî, c. 2, s. 323, Heysemî, c. 6, s. 313
[10] Hâkim, c. 1.S.562
[11] Ahmed,c.5, s. 383, Heysemî, c. 6, s. 312
[12] Müslim, c. 1, s. 554, Hâkim, c. 1, s. 558-559
[13] Tirmizî, c. 5, s. 157, Hâkim, c. 1, s. 560-561
[14] Ahmed.c. 6, s. 461, Dârimî, c. 2, s. 323
[15] Hâkim, c. 1, s. 555
[16] Müslim, c. 1, s. 539, Tirmizî, c. 5, s. 157
[17] Ahmed, c. 6, s. 449, Müslim, c. 1, s. 555, Tirmizî, c. 5, s. 162, Hâkim, c. 2, s. 368
[18] Tirmizî, c. 5, s. 162, Dârimî, c. 2,5.328
[19] Ahmed, c. 5, s. 36, Hâkim, Müstedrek, c. 1, s. 365, Heysemî, Meonau'z zevâid, c. 6, s. 311
[20] Buhârî, c. 6, s. 105, Müslim, c. 1, s. 556, Tirmizî, c. 5, s. 167, Dârimî, c. 2, s. 330
[21] Tirmizî, c. 5, s. 167
[22] Buhârî, c. 6, s. 165, Nesâi, c. 2, s. 1 73
[23] Ahmed,c.6, s. 302, 323, Tirmizî, c. 5, s. 185
[24] Buhârî, c. 6,5.112
[25] Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 128, Tirmizî, c. 5, s. 181
[26] Suyûtî, el-İtkân, c. 2, s. 105-106
[27] Ebu'l-Fidâ, İbn Kesfr, Tefsir, c. 4, s. 303
[28] Ahmed, c. 4, s. 9, E bu Dâvud, Sünen, c. 2, s. 55-56, İ bn Mâce, c. 1, s. 427-428
[29] İbn Sa'd, Tabakatü'l-kübrâ, c. 2, s. 194-195, ^ımed.c. 1, s. 288, Müslim, c. 1, s. 562
[30] İbn Sa'd, c. 2, s. 194-195, Buhârî, c. 6, s. 102, İbn Mâce, c. 1.S.562
[31] İbn Sa'd, Tabakât, c. 2, s. 355, c. 3, s. 550
[32] Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 2, s. 31 8-31 9
[33] İbn Sa'd, c. 3, s. 75-76
[34] Zehebî, c. 2, s. 300
[35] Suyûti, İtkân, c. 1,s.104
[36] Bedrüddin Zerkesi, Burhan, c. 1, s. 471, Suyûtî, c. 1, s. 104
[37] Suyûtî, c. 1.S.105
[38] Bedrüddin Zerkeşi, c. 1, s. 459, Suyûtî, c. 1, s. 105
[39] Suyûtî, c. 1 ,s.1O5
[40] Zerkeşi, c.1, s. 459
[41] Suyûtî, c. 1.S.105
[42] Zerkeşi, c.1, s. 459, Suyûtî, t 1, s. 105
[43] Zerkeşi, c.1, s. 460
[44] Zerkeşi, c.1, s. 460, Suyûtî, c. 1, s. 105-106
[45] Zerkeşi, c. 1, s. 449-450, Suyûtî, c. 1, s. 104-105
[46] Râgıb, Müfredat, s. 187
[47] Seyyid,Ta'ritât, s. 37-38
[48] Zerkeşi, c. 1, s. 450
[49] Suyûtî, c. 1,3.107
[50] Zerkeşi, c.1, s. 464, Suyûtî, c. 1.S.109
[51] Suyûtî, c. 1,3.110
[52] Zerkeşi, c. 1, s. 461, Suyûtî, c. 1, s. 108
[53] Tehâvi, Muhtasar, s. 29, Suyûtî, c. 1, s. 110
[54] Zerkeşi, c.1, s. 472, Suyûtî, c. 1,3.110
[55] Suyûtî, c. 1,3.110
[56] Zerkeşi, c. 1, s. 473, Suyûtî, c. 1, s. 111.
[57] Tirmizî, c. 5, s. 197-1 98, Dârimî, c. 2,5.337.

Yazar: Mustafa Asım Köksal

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun