GÜNEŞ ENERJİSİYLE ISITILAN SUYLA, AÇIKCA KALAN VEYA BİR KAPTA GÜNEŞLE ISINAN SU ARASINDA FARK VAR MIDIR? GÜNEŞ ENERJİSİYLE ISITILAN SU İLE ABDEST ALMANIN VE GUSLETMENİN HÜKMÜ NEDİR? VARSA MAHZUR VE ZARARI NEDİR?

Demir, tunç ve bakır gibi madeni kaplarda ve sıcak memleketlerde güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest almak ve gusletmek mekruhtur. Çünkü Hz. Aişe bir gün Hz. Peygamber(sav) için güneşte su ısıttı. Bunun üzerine Peygamber(sav): "Ey Humeyra (Hz.Aişe`nin lakabıdır) öyle yapma. Çünkü o alaca hastalığına sebebiyet verir" buyurdu.

Fıkıh alimleri bu hususta şöyle diyorlar. Madeni bir kapta sıcak bir memlekette güneş enerjisiyle su ıstılırsa güneşin etkisiyle o kaptan küçükce parçalar kopup suya karışır, kullanıldığı zaman vücutta mesameleri çağaltır ve vücut hava alamaz bir hale gelir. Böylece vücudun her tarafında dolaşan kan kirlenip bozulur ve hastalık meydana gelir. Fakat su altın, gümüş, ağaç, cam ve topraktan yapılmış çanak gibi kaplarda veya göl ve havuzda veyahut sıcak olmayan bir memlekette güneş enerjisiyle ısıtılırsa onu abdest ve gusülde kullanmakta bir sakınca olmadığı gibi madeni kaplarda ve sıcak memleketlerde güneşte ısıtılan suyun abdest ve gusülde değil, çamaşır yıkamak gibi şeylerde kullanılmasında da beis yoktur.

Günümüzde güneş enerjisiyle su ısıtılması ise:

Fıkıh kitaplarının hepsinde değil, sadece bir kaçında abdestin âdâbı bahsinde güneşte ısıltılmış suyla abdest almak (tenzihen) mekruh görülmüştür. Demek ki, güneşte ısıtılmış suyu kullanmak sadece tenzihî şekilde mekruhtur. Yâni helâle yakın mekruhtandır. Abdestin âdâbı bahsinde yer almış olması da mekruhun harama yakın cinsten olmadığını göstermektedir.

Bunu böylece tesbit ettikten sonra gelelim güneşte ısınmış suyun mekruhluğunun sebeblerine:

Fethu'l-Vehhab gibi değerli eserde özet olarak deniyor ki:

— Bu suyun mekruh olabilmesi için kabın paslanıp okside olacak vasıfta olması gerekir. Ayrıca sıcaklığın şiddeti de Arabistan sıcaklığı derecesinde bulunması lâzım gelir. Bu takdirde tez paslanıp hemen okside olan kablara te'sir eden şiddetli sıcaklar, suyun vasfını bozar, zararlı hale getirebilir. Miskinlik denen alacatenlilik hastalığını doğurabilir."

Diğer eserlerde de aşağı yukarı benzeri izahla işlenmiş olan mes'ele, güneş enerjisiyle ısıtılan suya şâmil değil gibi görünmektedir. Zira ülkemizdeki güneş enerjisi sıcak ülkeler gibi yakıcı değildir. Ayrıca güneşin ısısı önce camlara, sonra okside olmayan borulara geçmekte, alacatenlilik hastalığına sebeb olacak vasfa suyu sokmamaktadır.

Demek oluyor ki, güneş enerjisiyle ısıtılan suda korkulacak sıhhî bir mahzur yoktur. Varsa bunu günümüzün inkişaf etmiş tıbbı tesbit edip ilân etmesi gerekmektedir.

Dinî açıdan bir mahzur olsa da bunun derecesi sadece âdâba aykırılıktan ibarettir. Bu da büyük bir mahzur değildir, demek yanlış olmasa gerektir.

Ahmet Şahin – Fetvalar – 8. baskı, s: 108

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun