FER'
Birinci derecede gerekli olmayan bilgi, dal, kol, kısım, ayrıntı, teferruat. Bir ana gövdeden ayrılan kollardan her biri, ağacın yukarıya ve yanlara uzanan dalları.
Kur'an-ı Kerîm'de: "Allah'ın hoş bir sözü, kökü sağlam dalları göğe doğru olan -Rabbinin izniyle her zaman meyve veren- hoş bir ağaca benzeterek nasıl misal verdiğini görmüyor musun?" (İbrahim, 14/24) âyetinde "fer'uha" kelimesi ağacın dalı manasınadır.
Kelime, kadın veya erkeğin saçı, kavme izafe edildiğinde onların efendisi, şereflisi ve kulağa izafe edildiğinde üst tarafı anlamına gelir. Çoğulu: Füru'dur. Füru', Usul'ün zıddıdır
İslâm'dan önceki câhiliye araplarının putlarına kurban ettikleri yeni doğmuş deve yavrusuna da "fera" denirdi. Çok ve faydalı mala da "fer" denir. Ayrıca şube ve kısım manalarına geldiği gibi, Fıkıh Usulu ilminde bir konuda "asl" üzerine kıyas yoluyla bina edilen tâlı meseleye Fer' denilmektedir (Râgıp el-Isfahânı el-Müfredât fi Garibi'l-kur'ân, Fer').
Fer', şer'i delillerden kıyasın rükünlerinden birisidir. Hükmü hakkında açık söz bulunmayan nesne olup, "asl"ın hükmü ile aradaki illet (hükme gerekçe olan sebep) benzerliği dolayısıyla aynı hüküm onun hakkında da geçerli kılınır. Buna kıyaslanan (makis), yüklem (mahmul), benzetilen (müşebbeh) de denir. (Abdülvahhâb Hallâf. İslâm Hukuku Felsefesi, Çev: Hüseyin Atay, s.241). Meselâ: Kur'an'da iki kızkardeşin bir nikâh altında birleştirilmesi yasaklanmıştır. "Ve iki kızkardeşi bir arada almak suretiyle evlenmek -geçmişte olanlar artık geçmiştir- size haram kılındı." (en-Nisâ, 4/23). Hz. Peygamber bir kadını, hala ve teyzesiyle aynı anda nikâhlamayı yasaklar (Buhâri, Nikâh, 27). Hüküm çıkarmada esas iki asli kaynak olan Kur'an ve Sünnet'te aynı anda iki kızkardeşle evlenmek meselesinde nass bulunduğundan bu, "asl", buna kıyasla birbirine mahrem olan iki kadının bir nikâh altında birleştirilemeyeceğine hükmetmek de "fer" olur (Abdülkadir Şener, Kıyas İstihsan Istılahı Ankara 1981, s.69). Çünkü bunların hepsi kan akrabalığını hiçe saymak (kat-i rahm) gibi bir sonuç doğurur (Hallaf, a.g.e., s.24).
Fıkıhta kullanılan "Fürû' terimi Fer'in çoğulu olup baba, dede ve validelerden oluşan Usul'a karşılık, ölen bir kimsenin ardından mirasçı olarak bıraktığı çocukları ve torunları için kullanılır (ö. Nasuhi Bilmen, Istılahatı Fıkhiye Kamusu, II, 495).
Halid ERBOĞA