Kafamda birçok soru var, kalbim mutmain olmuyor ne yapayım?

Kafamda birçok soru var, kalbim mutmain olmuyor ne yapayım?
Tarih: 24.02.2021 - 14:18 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sürekli olarak yaklaşık bir senedir bir boşluk içindeyim. Allah var mı yok mu din var mı doğru, din İslam mı ahiret var mı ölenlerimiz nerede vs gibi gibi birçok soru var kafamda ve ibadet ediyorum ama kalbim mutmain olmuyor içimden gelmiyor, lay lay lom kafasında gibiyim.
- Sigara içmem ama sigaraya başlamak bile istiyorum. Psikiyatriye gittim ama içime sinmedi.
- Gidecek Hoca da bulamıyorum belki muska bir şey yazar belki iyi olurum ama yok.
- Ben ne yapayım?
- Hiçbir şey diyemiyorum insanlarla konuşmak istemiyorum kendimi anlatamıyorum aileme kimseye.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle duygu ve düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.

Anlattıklarınızdan hissettiğiniz duyguların ve aklınıza gelen düşüncelerin, şüphelerin sizi oldukça rahatsız ettiğini, yorduğunu ve hatta hırpaladığını anlıyoruz. Bu, aslında her insanın zaman zaman yaşayabileceği bir durumdur. İnşallah milyonlarca insan bundan kurtulduğu gibi, siz de Allah’ın izniyle kurtulacaksınız.

1. İnsanın var oluşunu sorgulaması düşünen varlık olmasının gereğidir. Çok kaygılanmayın.

İnsan olmanın gereği olarak kendinizi, varoluşunuzu ve buna bağlı olarak dini düşüncelerinizi sorgulamaktasınız. Bu konu sadece size özgü değil. Çünkü insanlık var olduğu günden bugüne kadar düşünen kişiler, kendilerine haklı olarak “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, ölümden sonra hayat var mı?” vb. şeklindeki soruları sormaktadırlar. Bunların yanında bazen sizin kafanızı karıştıran sorular da insanları meşgul edebiliyor.

Bunun bir nedeni: Yüce Yaratıcının insanın içine koyduğu kendisini, çevresini ve yaratıcısını bulma ve tanıma merakıdır.

Bu durum, kişinin manen gelişmesine, Allah katında makamının yükselmesine vesiledir. 

Bunun en güzel örneğini Hz İbrahim’de görürüz. Çünkü Hz. İbrahım (a.s) putperest bir kavmin içinde yaşamıştı. Her şeyin sahibi olan, yaratılmışlara benzemeyen Allah’ın varlığı ile tefekkürü ayetlerde şöyle anlatılır:

“Gecenin karanlığı O’nu (İbrahim’i) kaplayınca O bir yıldız gördü. ‘Rabbim budur!’ dedi. Yıldız batınca ‘Ben batanları sevmem!’ dedi. (Daha sonra) Ay’ı doğarken görünce (yine) ‘Rabbim budur!’ dedi. O da batınca ‘Rabbim bana doğru yolu göstermezse, elbette yoldan sapanlardan olurum.’ dedi. Güneş’i doğarken görünce de ‘Rabbim budur! Zira bu daha büyük.’ dedi. O da batınca dedi ki: ‘Ey kavmim! Ben sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım! Benim Rabbim, bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah’tır! Ben hanif olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim’ (Enam, 6/76-79)

Siz de yaptığınız sorgulamaları bu çerçevede görürseniz ve aynı zamanda kalbinize doğacak hidayet güneşinin doğum sancıları gibi telakki ederseniz, inşallah birçok kişiden daha huzurlu bir hayata ve güçlü bir imana sahip olursunuz. Çünkü akla gelen bu sorgulamalar, aslında dünya imtihanı gereği insanın kemalatı ve terakkisi için verilmektedir.

2. Bu soruların size sıkıntı vermesi, taciz etmesi onların vesvese olmalarındandır.

Vesvese, şeytanın insan kalbine attığı şüphelerdir. Nasıl ki, kainatta şeytanlarla melekler arasında çatışma varsa; aynen onun gibi insanda da bu çatışma küçük daire olan kalp dairesinde de devam etmektedir.

Dolayısıyla, sizin aklınıza gelen sözler, aslında size ait değildir, şeytanın sözleridir. İmanınızla şeytanla mücadele ediyorsunuz. Bunun en açık kanıtı ise, bu fikirlerden rahatsız olmanızdır. Çünkü insanın kendi sözleri kendisini rahatsız etmez. O halde, şeytan kendi vesveselerini, sizin zannetmenizi istiyor, bu tuzağa düşmeyin.

Bundan kurtulmanın en güzel yolu, akla gelen bu fikirlerin bunların şeytandan geldiğini bilmek, onlara ehemmiyet vermemek ve üzerinde durmamaktır. Çünkü;

“Vesveseye ehemmiyet verdikçe şişer, ehemmiyet vermezsen söner. Ona büyük nazarıyla baksan büyür; küçük görsen küçülür. Korksan ağırlaşır, hasta eder; havf etmezsen (korkmazsan) hafif olur, mahfi (gizli) kalır. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleşir; mahiyetini bilsen, onu tanısan gider. Zira şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu davet eder, ilim onu tard (kovar) eder. Tanımazsan gelir, tanısan gider.” (bk. Sözler, Yirmi Birinci Söz)

Ayrıca, vesveseler aklınıza her geldiğinde “Eûzü billahi mineşşeytanirracim” deyin ve onları kovun gitsin. Bu şekilde çok rahatlayacağınızdan eminiz.

3. Öncelikle şahsi ve ailevi sorunlarınızın çözümüne odaklanın.

Anladığımız kadarıyla, sizin bu süreci diğer insanlardan biraz daha sancılı geçirmenizin nedeni, içinde bulunduğunuz başka sıkıntılarınızdır.

Bu sıkıntılar duygularınızı olumsuz etkilemişe benziyor. Ortaya çıkan negatif, karamsar duygular da düşüncelerinizi aynı doğrultuda olumsuz olarak şekillendirmiştir. Yani dini konulardaki kafa karışıklığının bir nedeni de şahsi veya ailevi sorunlarınızdır. İnşallah sorunlarınızı aşama aşama çözdüğünüz oranda, duygularınız normalleşeceği gibi düşünceleriniz de normalleşecektir.

Bunun için dini sorgulamalara çok takılmadan, öncelikle diğer sıkıntılarınızın çözümüne odaklanın. Psikolojik olduğunu düşündüğümüz sıkıntılarınız için de uzman birisiyle veya güvendiğiniz insanlarla uzun süreli konuşmaya ihtiyacınız var.

Bir iki sohbette sizi tam anlamaları mümkün olmadığı için, kendinizi anlaşılmaz hissetmişsiniz. Bundan dolayı sabırlı olun ve psikiyatristinizin veya psikoloğunuzun tavsiyelerine aynen uyun.

4. Konuşmak ve anlatmak size çok iyi gelecektir.

Psikiyatriste gittiğiniz, ama yarıda bıraktığınızı anlatıyorsunuz. Unutmayın içinde bulunduğunuz sıkıntılar bir iki ayda ortaya çıkmadığı gibi, bütün bütün çözülmesi de kısa sürede mümkün değil. Bunun için uzun bir sürece ihtiyacınız var. Çünkü hislerinizi, duygularınızı kimseyle paylaşmamanız sizi düşüncelerinizde kaybolmaya sevk edebilir. En güzeli, bir uzmanla konuşmak ve sabırlı olmaktır.

Şayet buna imkanınız yoksa, güvendiğiniz birisiyle duygu ve düşüncelerini paylaşabilirsiniz. Bu da mümkün değilse, duygu ve düşüncelerinizi kağıda aktarın. Göreceksiniz ki, zamanla netleşecek ve sizi huzura kavuşturacaklardır.

5. Kur’an, hadis, tefsir... okuyun

Bizi yaratan Yüce Yaratıcı, Kur'an-ı Kerimi, insanlara şifa olsun diye indirdiğini buyurmaktadır. Bundandır ki, en küçük sesten bile rahatsız olan hastalar saatlerce Kur'an dinliyor ve rahatlıyorlar. Siz de kıratı düzgün olan hafızlardan bol bol Kur'an dileyin.

Yaşayan Kur'an olan Hz. Peygamber Efendimizin (asm) hayatını, hadisleri ve şerhlerini okumanız ve buna uygun bir hayat sürmeye çalışmanız sizi ciddi anlamda rahatlatacaktır.

Ayrıca Kur'an’ın tefsirlerinden de okumanızı önemle tavsiye ederiz. Özellikle Kur'an’ın bu asra bakan tefsirlerinden biri olan Risale-i Nur’u okumanızın akılına takılan sorulara uygun cevaplar konusunda yardımcı olacağını düşünüyoruz.

Allah’ın izniyle, göreceksiniz ki, zaman içinde bütün şüphelerden ve sıkıntılardan kurtulacaksınız. Özellikle vesvese konusunu anlatan Yirmi Birinci Söz’ü okuyarak başlamanızı tavsiye ederiz.

Bu arada, günahlardan sakınma konusunda çok hassas olmayı, ibadetleri zamanında ve güzelce yapmayı asla ihmal etmeyin.

Allah’a sığının, O’ndan yardım isteyin...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun