Kaburga, boyun kaburgası ve köprücük kası gibi yapıların bazı insanlarda olup bazılarında olmaması evrime delil midir?
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
Allah hiçbir şeyi lüzumsuz ve gayesiz yaratmamıştır. Her bir organın, muhakkak en az bir veya birden fazla görevi vardır. İşte bu görevlerin neler olduğunu ortaya koyma vazifesi bilim adamlarınındır.
Peki, buradaki fikir çatışması nereden geliyor derseniz, onun asıl sebebi, bazı ateist bilim adamlarıdır. Onlar, bir yaratıcının varlığını inkâr etmek için, canlıların gelişigüzel meydana geldiğini ileriye sürmektedirler.
Henüz görevi tam anlaşılamamış veya ortaya konamamış organlar onlara göre, canlının eski atalarından kalmış gereksiz ve lüzumsuz organlardır. Siz böyle ideolojik davranan bilim adamlarını değil, tarafsız bilim adamlarını dinleyiniz.
Onların ileri sürdüğü manada bir evrim yok ki, bazı organların yapıları buna delil olsun. Bu tip yapıların evrime delil olduğu iddiasının bilimsel bilgiye dayanan bir temeli yoktur. Pozitivist felsefe taraftarlarının görüşüdür.
Cevap 2:
Şempanzenin kendisini aynada ne kadar tanıyıp tanımadığı, bilimsel çalışmalar ve deneylerle ortaya konacak bir husustur. Bunun şöyle veya böyle olması sizi niçin ilgilendiriyor? Şayet maymunlar üzerinde çalışma yapmak istiyorsanız, bu konuda yapılmış araştırma varsa onları bulur, siz de çalışmanızda o bilgilerden faydalanırsınız.
Sorunun ikinci şıkkında belirttiğiniz gibi, endişeniz ve beklentiniz, evrim meselesi ise, bunun bir hakikatinin olmadığını yukarıda da ifade ettik.
Şempanzenin belirli bir bilince sahip olmasının evrimle ne ilgisi var? Allah onu belli bir maddi formda ve şekilde ve belirli bir hissiyata sahip olarak, doğrudan şempanze olarak yaratamaz mı? İnsanı da insan olarak yaratmak için ateist evrimcilerden veya pozitivist felsefe taraftarlarından izin alması mı gerekiyor?
İnsanlar bile kendi aralarında farklı hissiyatta ve çok farklı zekâ kapasitelerine sahip olarak yaratılırken, hayvanların da her bir grubunun kendine has hissiyat ve duygulara sahip olarak yaratılmasının mantıki yanlışlığı nerede?
Her bir hayvan grubunu, kendisinden yapı ve özellik bakımından bir altta veya üstte olanla kıyaslama ve birbirinden meydana geldiği şeklindeki iddia, bilimsel bilgi temeline değil, pozitivist felsefe üzerine bina edilmektedir.
Felsefede bilginin doğruluk veya yanlışlığı tartışılmaz. Bilgi olarak her düşüncenin kendi içinde anlamlı manası vardır. Pozitivist felsefe taraftarlarının, canlıların yaratılışı hususunda böyle bir yaklaşımda bulunmalarının kınanacak tarafı yoktur. İsteyen böyle bir düşünceyi kabul edip savunmasını da yapar.
Ancak, bu düşünceyi, ispatlanmış bilimsel bilgi olarak takdim doğru değildir. Çünkü bu işin içinde olan sayılı birkaç bilim adamının dışındakilerin, bu iddiaları ileri sürenlerin kendilerine neyi delil aldığını araştırma ve inceleme gibi bir durumları yoktur. Dolayısıyla, böyle ideolojik bir düşünce, bilimsel bilgi olarak kabul edilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- “Evrim teorisi ispatlandı.” şeklinde yapılan açıklamaların doğruluk payı var mıdır?
- DNA’mızda virüs fosilleri mi var? Virüsler, insan ve şempanze viral fosillerinde aynı yere yapışmış. Bu da insanla maymunun ortak ataya sahip olduğunu göstermez mi?
- Evrimcilerin insanın evrimi ile ilgili geliştirdikleri moleküler saat tezi ne kadar güvenilirdir; yüzde yüz doğru mu?
- Evrimcilerin, canlılar arası ara geçiş formları iddiası doğru mudur?
- Fizikçi Stephen Hawking ve her şeyi açıklayan M teorisi...
- Şempanzelerin zekâda insana en yakın canlılar olduğu doğru mudur?
- Evrim teorisinin geçersizliğini anlatırken mutasyon ve doğal seleksiyonun olmadığından bahsediyorsunuz. Halbuki, on beşe yakın evrimi tetikleyen mekanizmanın olduğu iddia ediliyor?
- Bir gün kâinatın yaratılması fizik kuralları içerisinde açıklansa ve bütün sorular cevap bulsa, ateist olmamız mı gerekir? Bu durumda Yaratıcı'yı inkâr etmemiz gerekiyorsa, neden etmememiz gerekiyor?
- “Allah’ı kabul ettikten sonra kâinattaki bütün evrimlerin, O’nun eseri olduğu görülecektir.” diyorsunuz; bu ne demek?
- Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin yayımladığı "Bilim ve Yaratılışçılık" kitabı hakkında bilgi verir misiniz?