Jesus'u, çok seviyorum, Muhammed'den, İslam’dan, Müslümanlardan tiksiniyorum?

Tarih: 27.08.2015 - 01:07 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Jesus’u çok seviyorum. Onun yeri benim için ayrı. Kilise müziği dinlerken o yok diye ağlıyorum. Musa’yı da çok seviyorum bana tam bir ALLAH Dostu gibi geliyor. Ama Muhammed Mustafadan, İslamdan, Müslümanlardan tiksiniyorum. Her kültürü seviyorum her dini seviyorum ama İslamiyeti Müslümanları sevmiyorum.
- Hıristiyan bir ülkeye gidip Hıristiyan olmayı çok isterdim. Yahudi olmak isterdim bir de çok mübarek bir soy.
- Muhammed Mustafa adı söylendiğinde salavat getirmeyene lanet ediyor. Bir adam sol eliyle yemek yedi diye ona lanet ediyor adamın kolu çolak oluyor.
- Ama Jesus öyle değil. O insanların ayağını yıkayıp öpen kötülüğe karşı direnmeyin size bir tokat atana diğer yanağınızı çevirin diyen bir insanüstü bir varlık düşmanlarınızı da sevin diyor. O kendini çarmıha gerenlere bile büyük sevgi duyuyordu. O var kurtulduk ama o yoksa hepimiz mahvolduk..

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Gayri müslim statüsündeki bir kimsenin İslam’dan hoşlanmaması, işin tabiatının gereğidir. Bu ifadelerden asıl kimliğin ortaya çıkmış oluyor. Bu tür kişilerin bu anlamdaki sözleri Müslümanlar nazarında beş para bir değer ifade etmeyeceğini bilmekte fayda vardır.

- Bugünkü İslam alemini perişan bir duruma sokan, Müslüman halkları dinden uzak kimselerin boyunduruğuna sokan, her türlü ahlaksızlığı teşvik eden o çok sevdiğini iddia ettiği dünya ülkeleridir.

- Bu tür bilgiler, kendini bilmez bazı cahiller tarafından bilerek veya bilmeden aktarılan yanlışlardandır.

- Hz. Peygamber (asm)'in hayatı ortadadır. Kur’an onun “âlemlere rahmet olarak gönderildiğini” (Enbiya, 21/107) bildirmiştir.

- Kendisinin yüksek ahlakını gösteren pek çok hadisleri vardır. Örneğin;

Hz. Ebu Hureyre anlatıyor: Resulullah’ın müşriklere beddua etmesini istediler. Bunun üzerine:

“Ben lanetçi olarak değil, rahmet olarak gönderildim.” Buyurdu. (Müslim, Bir, 87)

- Uhud savaşında yetmiş şehit verdiği halde, dişleri şehit olup yüzü kan içinde kaldığı bir sırada düşmanlarının aleyhinde beddua etmesini isteyenlerin bu isteklerini reddetmiş ve şöyle demiştir:

“Şüphesiz Allah beni kötüleyici ve lanetçi olarak göndermemiştir. Beni, davetçi ve rahmetle göndermiştir. Allahım! Kavmimi hidayete erdir, onlar cahildir (hakikati) bilmiyorlar.” (Beyhaki, Şuabu’l-İman, 3/45)

- Hz. Muhammed (asm), nübüvvetin 10. senesinde yanına Zeyd b. Hârise’yi de alarak Tâif’e gitmişti. Allah Resûlü’nün iman ve hidayete davet ettiği Tâifliler, O’na karşı çok çirkin ve insanlık dışı bir tavır sergilediler. Ayakları kan revan içinde kalan Hz. Peygamber (asm), Utbe b. Rebia’nın bağına sığınmak zorunda kalmıştı. Buna rağmen O’nda yılmayan bir azim, kırılmayan bir şevk ve tükenmeyen bir ümit vardı.

Yüce Alllah, âlemlere rahmet olarak gönderdiği Elçisi’ne bu çirkinliği reva gören Tâiflilerin helaki için vazifeli bir melek göndermiş ve dilemesi halinde başlarına azap yağdıracağını bildirmişti.

Efendimiz (asm), kalbleri katılaşmış bu taş yürekli insanların soyundan istikbalde Allah’a iman edecek kimselerin bulunabileceği ümidiyle helak olmalarına razı olmamış ve küfrün bataklığındaki bu insanları hidayete erdirmesi için Rabbi’ne dua ve niyazda bulunmuştu. (Buhârî, Bed’u’l-halk 7)

- Hz. Muhammed (asm) Mekkey’i fethettiği zaman, hemşerilerine hitapta bulundu ve onlara gerek kendisine ve gerekse ashabına neler yaptıklarını hatırlattı, onların ne kadar haksızlık ve adaletsizlik yaptıklarını açıkladı ve bütün bunlardan sonra Kureyş liderleri ve halk Resûlullah (asm)’ın önüne geldiklerinde kendilerine şöyle seslendi:

“Ey Kureyş topluluğu, şimdi size ne yapacağımı düşünüyorsunuz?”

Kureyş hep bir ağızdan: “Biz senden hayırla davranmanı bekliyoruz. Sen kerim bir kişinin oğlu olan kerim bir insansın!”  

Bunun üzerine Resû1ul1ah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:  

“Ben de Yusuf’un (a.s.) kardeşlerine dediği gibi şöyle diyorum: ‘Bugün size bir kınama yok, haydi gidin, serbestsiniz!” (İbn Hişam, Sire, II, 412; Taberî, Târîhu’t-Taberî, 3/61)

“İsrailoğullarından küfre sapanlar hem Davud’un, hem de Meryem oğlu İsa’nın lisanı ile lanetlendiler. Bunun sebebi onların isyan etmeleri ve taşkınlık edip haddi aşmaları idi.” (Maide, 5/78)

Ayrıca (bk. Kitab-ı Mukaddes, Mezmurlar 109; Matta 23 bölüm, 25/41)

Bilgi için tıklayınız:

"İncil'i özetle deseler 'sevgi' derim. Kur'an'ı özetle deseler 'Mekke ...
Hz. İsa (as)'ın "Ben dünyaya barış için değil savaş için geldim." diye ...
"Bana salavat getirmeyenin burnu sürtülsün..." sözünü (hadisini)
Yemeği sol elle yemek yemenin hükmü nedir?..
Hz. Muhammed (asm)'ın alemlere rahmet oluşu ne demektir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun