İsm-i a'zam ne demektir ve hangi isimdir?

Tarih: 21.01.2007 - 20:43 | Güncelleme:

Soru Detayı
- İsm-i a'zam ne demektir ve hangi isimdir? - İsm-i A'zam ve Tercüman-ı İsm-i A'zam duaları nelerdir, yazar mısınız?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Allah’ın isimleriyle dua etmek şüphesiz çok sevaplıdır. Özellikle, bu iki duanın, ism-i a'zam hakikatine dair bir muhtevaya sahip olması, duanın makbuliyetini kat kat arttırır.

"Tercuman-ı İsm-i A'zam" duasında, Allah’ın değişik isimleri şefaatçi kılınarak cehennem ateşinden Rahman’a sığınmak vardır. Bu duanın sabah ve ikindi namazlarından sonra okunması ayrı bir tevafuk özelliğine sahiptir. Çünkü, Kur’an’da  yer alan,

“Allah, o adamı ötekilerin kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini de azabın en beteri kuşattı. Sabah-akşam, ateşe arz olunurlar. Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir: 'Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!' " (Mümin, 40/45-46)

mealindeki ayette, kabir/berzah aleminde kâfirlerin sabah ve akşam ateşe atıldıklarına işaret edilmektedir.  Onun için bir Tercüma-ı İsm-i A'zam ile o vakitlerde dua edip ateşten Allah’a sığınmak, inanan insanlar için çok önemli bir münacattır.

İsm-i A'zam duası da diğer namazlardan sonra okunmak suretiyle, ilgili isimler şefaatçi yapılarak Hz. Peygamber (a.s.m)’e özel dua olan salavat getirilmekte ve o alemlere rahmet olan Efendimiz (a.s.m) de ilahî rahmete kavuşmak için bir vesile yapılmaktadır.

İsm-i A'zam, Allah’ın bütün esmâ-i hüsnasının mânâsını içinde toplayan ismi. En büyük isim. Â'zam, “en büyük, en ulu, en azim” demektir. Buna göre, ism-i â'zam, “ilâhî isimler arasında bütün isimleri ihtiva eden en kapsamlı isim” demek olur. Hangi ismin ism-i â'zam olduğu kesinlikle bilinmemektedir. Bu ismin gizli bırakılmasının hikmet, bütün isimlerin, ism-i â'zam olabileceği ihtimaliyle zikredilmelerini teşviktir.

Ramazanda Kadir Gecesi'nin, cuma gününde duaların kabul saatinin,.. bu hikmet için gizli kaldığı gibi, ism-i â'zam da isimler içinde gizli kalmıştır.

Ayrıca her ismin de azamî bir mertebesi vardır ve evliyanın ism-i â'zamı farklı görmeleri, kendilerinin mazhar oldukları esmânın farklı oluşuyla izah edilir.  Bu nedenle her ismin de â'zamî bir mertebesi var ki, o mertebe ism-i â'zam hükmüne geçiyor. Evliyaların ism-i â'zamı ayrı ayrı bulması bu sırdandır. Bu açıdan ism-i â'zam herkes için bir olmaz; belki ayrı ayrı oluyor. Meselâ, İmam-ı Ali (Radıyallahu Anh) hakkında Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs, altı isimdir. Ve İmam-ı Âzam'ın ism-i â'zamı; Hakem, Adl, iki isimdir. Ve Gavs-ı Âzam'ın ism-i â'zamı; Yâ Hayy'dır. Ve İmam-ı Rabbânînin ism-i â'zamı; Kayyûm ve hâkezâ, pek çok zatlar daha başka isimleri ism-i â'zam görmüşlerdir. (Nursi, Lem'alar, Otuzuncu Lem'a)

Diğer taraftan, her ismin tecellî yönünden “azamî bir mertebesinin” bulunduğunu bildirir. Örneğin, bir zerrenin yaratılışındaki Hâlık isminin tecellîsi ile bütün âlemin yaratılışındaki Hâlık isminin tecellîsi arasındaki fark, işte bu mertebe farkıdır ki, bunlardan ikincisi azamî mertebede bir tecellîyi ifade etmektedir.

Hazret-i Ali'nin (r.a.) "Ercûze" namında bir kasidesi Mecmuatü'l-Ahzab'da vardır. İsm-i â'zamı altı isimde zikrediyor. İmam-ı Gazâlî onu "Cünnetü'l-Esmâ" namındaki risalesinde, Hazret-i Ali'nin zikrettiği ve ism-i â'zamın muhîti olan o esmâ-i sitteyi şerh ve hassalarını beyan etmiştir. O altı isim de Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs'tur."

İSM-İ Â'ZAM DUASI

Bismillâhirrahmânirrahiym.

"Yâ Cemîlu Yâ Allâh
Yâ Karîbu Yâ Allâh
Yâ Mücîbu Yâ Allâh
Yâ Habîbu Yâ Allâh
"

 "Yâ Raûfu Yâ Allâh
Yâ Atûfu Yâ Allâh
Yâ Ma’rûfu Yâ Allâh
Yâ Latîfü Yâ Allâh
"

"Yâ Azîmü Yâ Allâh
Yâ Hannânü Yâ Allâh
Yâ Mennânü Yâ Allâh
Yâ Deyyânü Yâ Allâh"

"Yâ Subhânü Yâ Allâh
Yâ Emânü Yâ Allâh
Yâ Bürhânü Yâ Allâh
Yâ Sultânü Yâ Allâh"

"Yâ Müste'ânü Yâ Allâh
Yâ Muhsinü Yâ Allâh
Yâ Mütealü Yâ Allâh
Yâ Rahmânü Yâ Allâh"

"Yâ Rahîmü Yâ Allâh
Yâ Kerîmü Yâ Allâh
Yâ Mecîdü Yâ Allâh
Yâ Ferdü Yâ Allâh
"

"Yâ Vitru Yâ Allâh
Yâ Ehadü Yâ Allâh
Yâ Samedü Yâ Allâh
Yâ Mahmûdu Yâ Allâh"

"Yâ Sadıka'l-va’di Yâ Allâh
Yâ Aliyyü Yâ Allâh
Yâ Ganiyyü Yâ Allâh
Yâ Şâfî Yâ Allâh
"

"Yâ Kâfî Yâ Allâh
Yâ Muâfî Yâ Allâh
Yâ Bâkî Yâ Allâh
Yâ Hâdî Yâ Allâh"

"Yâ Kâdiru Yâ Allâh
Yâ Sâtiru Yâ Allâh
Yâ Kahhâru Yâ Allâh
Yâ Cebbâru Yâ Allâh
"

"Yâ Gaffâru Yâ Allâh
Yâ Fettâhu Yâ Allâh
"

"(Eller açılır) Yâ rabbe's-semâvâti ve'l-ard, yâ zelcelâli ve'l-ikrâm. Es’elüke bi hakkı hâzihi'l-esmâi küllihâ en tüsâlliye alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, verham Muhammeden kemâ salleyte ve sellemte ve bârekte ve râhimte ve terahhamte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhime fil alemin. Rabbenâ inneke hamîdun mecid. Birâhmetike yâ erhâme'r-râhimin. Velhamdü lillâhi rabbi'l-âlemin." denir.

İsm-Â'zam Duâsından Bir Bölümün Anlamı:

"Ey eşsiz ve sonsuz güzellik sahibi Allah!
Ey  her şeye her şeydan daha yakın olan Allah! 
Ey duâ ve ihtiyaçlara cevap veren Allah!
Ey kullarının gerçek sevgilisi olan Allah! "

"Ey sonsuz şefkat sahibi olan Allah!
Ey merhameti nihayetsiz olan Allah!
Ey kâinat çapında varlığı tanınmış olan Allah!
Ey yarattıklarına karşı lütufları çok olan Allah! "

"Ey sonsuz büyüklük sahibi olan Allah!
Ey kullarına karşı pek çok acıyan Allah!
Ey bütün varlıklara iyilikte bulunan Allah!
Ey amellerin karşılığını en güzel şekilde veren Allah!"

(...)

"Ey göklerin ve yerin Rabbi, ey celâl ve ikram sahibi!  Bütün bu isimlerin hakkı için, senden İbrâhim’e ve İbrâhim’in âline salât, selâm, bereket, rahmet ve pek çok şefkat ihsan ettiğin gibi, Efendimiz Muhammed’e ve Muhammed’in âline bütün âlemlerde salât ve merhamet ihsan etmeni diliyorum. Rabbimiz! Şüphesiz sen övgüye en lâyık olan Hamîd ve şânı yüce olan Mecîd’sin. Bunu sonsuz rahmetinle yap, ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur."

TERCUMAN-I İSM-İ Â'ZAM DUASI

Bismillâhirrahmânirrahiym

"Subhaneke ya Allâh, tealeyte yâ Rahmân, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Râhîm, tealeyte yâ Kerîm, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hamîd, tealeyte yâ Hakîm, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mecid, tealeyte yâ Melik, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kuddüs, tealeyte yâ Selâm, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mü’min, tealeyte yâ Müheymin, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Âziz, tealeyte yâ Cebbâr, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mütekebbir, tealeyte yâ Hâlık, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Evvel, tealeyte yâ Âhir, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Zâhir, tealeyte yâ Bâtın, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Bâri, tealeyte yâ Musâvvir, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Tevvâb, tealeyte yâ Vehhâb, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Bâis, tealeyte yâ Vâris, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kâdim, tealeyte yâ Mukim, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Ferd, tealeyte yâ Vitr, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Nur, tealeyte yâ Settâr, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Celil, tealeyte yâ Cemil, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kâhir, tealeyte yâ Kâdir, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Melik, tealeyte yâ Muktedir, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Alim, tealeyte yâ Âllâm, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Aziym, tealeyte yâ Gâfur, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hâlim, tealeyte yâ Vedud, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Şehid, tealeyte yâ Şâhid, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kebir, tealeyte yâ Müteâl, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Nur, tealeyte yâ Lâtif, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Semi', tealeyte yâ Kefil, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Kârib, tealeyte yâ Bâsiyr, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hâk, tealeyte yâ Mübin, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Râuf, tealeyte yâ Râhiym, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Tâhir, tealeyte yâ Müteâhhir, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Mücemmil, tealeyte yâ Mufâddil, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Müzhır, tealeyte yâ Mün’im, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Deyyân, tealeyte yâ Sultân, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hannân, tealeyte yâ Mennân, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Ehad, tealeyte yâ Samed, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Hayy, tealeyte yâ Kayyum, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Adl, tealeyte yâ Hakem, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân

Subhaneke ya Ferd, tealeyte yâ Kuddûs, ecirnâ mine'n-nâr bi afvike yâ Rahmân."

"(Eller açılır) Subhâneke âhiyyen şerâhiyyen tealeyte lâ ilâhe illâ ente ecirnâ ve ecir üstâdenâ ve vâlideynâ ve rufekâenâ ve âkribâenâ ve ahbâbene'l-mü’minîne'l-muhlisîyne mine'n-nâr ve min külli nâr (eller aşağıya çevrilir) vahfaznâ minşerri'n-nefsi ve'ş-şeytan ve min şerri'l-cinni ve'l-insân ve min şerri'l-bid’âti ve'd-dalâleti ve'l-ilhâdi ve't-tuğyân (eller yukârı çevrilir) bi âfvike yâ Mücir, bi fadlike yâ Gaffâr, bi rahmetike yâ erhame'r-râhimîn. Allâhumme edhilne'l-cennete mea'l-ebrâr, bişefâati nebiyyike'l-muhtar. Amîn ve'l-hamdülillâhi rabbi'l-âlemin."

Tercüman-ı İsm-i Âzâm Duasının Bir Bölümünün Anlamı

Bismillahirrahmanirrahim

"Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey binbir esma sahibi, mutlak ve gerçek mabûd olan Allah! Herşeyden üstün ve yücesin, ey bol rahmet eden, fark gözetmeden herkesi rızıklandıran Rahman! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman."

"Sübhânsın. münezzehsin, Sana sığınırım ey hususi rahmet gösteren, sevgili kullarına mağfiret edip Cennet bahşeden Rahim! Her şeyden üstün ve yücesin, ey bol kerem sahibi, umulmadık yerden ihsan eden Kerîm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman."

"Sübhânsın, münezzehsin, Sana sığınırım ey her övgüye lâyık olan, ancak kendisine hamd ve sena olunan, bütün varlıkların hâl ve kal dilleriyle övülen Hamîd! Her şeyden üstün ve yücesin, ey her şeyi yerli yerine koyan hikmetle yapan, faydalı yaratan Hakîm! Affınla bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar ya Rahman."

(...)

"Sen Sübhânsın bütün kusur ve noksanlıktan uzak ve paksın, Sübhaniyyetine sığınıyorum, ey çok merhamet eden, latif rahmetini gösteren Hannân ve en çok ihsan eden, hakikî iyilik ve nimet sahibi olan Mennân! Senden başka ilâh yoktur. Sen her şeyden yüce ve muallâsın. Bizi, Üstadımızı, anne babamızı, arkadaşlarımızı, akrabalarımızı, hâlis dostlarıınızı cehennem ateşinden, diğer bütün ateşlerden kurtar. Bizleri nefis ve şeytanın şerrinden, cin ve insanın şerrinden, bid'aların, dalaletin, şirkin ve azgınlığın şerrinden muhafaza eyle. Affının hürmetine azaptan koruyan ey Mücîr! fazlının bereketine çok bağışlayan ey Gaffâr! Rahmetinin hatırına, ey merhametlilerin merhametlisi Erhamerrâhimin!.."

"Allah'ım! seçkin peygamberinin şefaatiyle, iyilerle beraber, bizleri Cennet'e idhal eyle! Dualarımızı kabul buyur. Hamd olsun Âlemlerin Rabbi Allah'a ki, hamd ancak kendisine mahsustur."

İlave bilgi için tıklayınız:

İSM-İ A'ZAM...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 200.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun