İşlediğim bir günahı başkası yapınca onu uyarmam uygun mu?

Tarih: 03.11.2022 - 07:30 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Benim işlediğim bir günahı başkasının yaptığını görünce güzel bir dille uyarmak uygun mudur?
- Mesela ben açık bir bayan isem başı örtülü bir bayanın başörtüsünü İslam'a daha uygun bir şekilde örtmesi gerektiğini güzel bir konuşma üslubu ile söylersem yani irşad yaparsam bu uygun olur mu?
"Sizden, insanları hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun." (Al-i İmran, 3/104) buyurulur.
- İrşad, dini bir emir olup Müslümanlar üzerine farz-ı kifayedir. Bu ayetlere dayanarak söylüyorum, benim işlediğim bir günahı başkası yapınca onu güzel bir dil ile uyarmak uygun mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Genel prensip olarak başkasını doğru yola irşad eden kimsenin günah işlememiş olması şartı yoktur. Çünkü peygamberlerden başka masum olan kimse yoktur. Ancak bu işin detaylarını birkaç maddede kısaca anlatmakta fayda vardır:

a) İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak mümin, akil-baliğ olan herkesin görevidir.

b) Ancak, bu görevin kişiye vacip olması için yapacağı işin faydalı olması gerekir. Şayet, bir fayda temin etmiyorsa, vacip olması ortadan kalkar.

c) Buna göre, “fasık-ı mütecahir olmayan” yani günahları açıkça işlemeyen kimsenin başkasına -olumlu veya olumsuz- bir konuda öğüt vermesi, nasihat etmesi caizdir.

Fakat günahı açıktan işlemekten çekinmeyen kimsenin, bir kimseye nasihat etmesi vacip değildir. Çünkü örneğin, elinde içki olan bir kimsenin karşısında içki içen bir kimseye “İçki içme, haramdır.” demesi, çok komik kaçar ve faydasız bir çaba olur.

Bununla beraber, yetkili bir kişi ise, bizzat gücünü kullanarak başkasını içki içmekten men etmesi ona da vaciptir, çünkü bu onun görevidir ve gücün kullanılmasının sonucu faydalıdır.

d) Başı açık bir kadının başka bir kadına “başını ört” demesi de vacip değil, fakat günah da değildir.

Ancak toplumun örfüne göre, çok hafif sayılan bir günahın sahibi, ağır bir günah hakkında başkasına öğütte bulunması, yerine göre caiz, yerine göre vacip olabilir.

Örneğin, yalan söyleyen bir insanın hırsızlık eden bir insana, bu konuda nasihatte bulunması örfe göre çok da tuhaf kaçmaz. Keza, bir adamı döven bir kimsenin, bir adamı öldürmeye teşebbüs eden bir kimseyi bu konuda uyarması, caydırmaya çalışması vacip bir görev sayılmalıdır. (bk. Gazalî, İhyau Ulumiddin, 2/312-314)

Konuyu soruda geçen konuya özelleştirip özetlersek, bir kadın gayrimeşru bir kıyafet içinde olduğu halde, başını iyice örtmemiş bir kadına bu konuda nasihatte bulunması, muhatabın durumuna bağlıdır.

Eğer muhatap onun kılık-kıyafetini düşünmeden kendisinin yanlışlarını düzeltmek isteyen kadına sıcak bakar ve etkilenirse / bunun ihtimali kuvvetli ise, bu takdirde nasihatte bulunması vacip, en azından caiz olabilir.

Şayet bu muhatap o kadının kılık-kıyafetinden rahatsız olur ve onu ciddiyetle bağdaştırmazsa, bu takdirde neticesi faydasız belki de zararlı olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun